Oxfam’ın yıllık raporu, dünya genelindeki gelir adaletsizliğini gözler önüne seriyor ve Türkiye’nin bu tabloda nerede durduğunu ortaya koyuyor.
Oxfam’ın Çalışma Prensipleri
Oxfam, dünya genelinde ‘yoksulluğu ve eşitsizliği’ azaltmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Çalışmaları acil yardım, uzun vadeli kalkınma projeleri ve savunuculuk faaliyetlerini kapsar. Yerel topluluklarla iş birliği yaparak, onların ihtiyaçlarına uygun çözümler üretir ve sürdürülebilir kalkınmayı destekler.
Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, her yıl yayımladığı raporlarla dünya genelindeki gelir adaletsizliğine dikkat çeker. Merkezi İngiltere’de bulunan Oxfam, özellikle Davos’ta düzenlenen ekonomi zirvesi öncesinde yayımladığı raporlarla, zengin ve yoksul arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor.
Oxfam’ın raporları, dünya genelindeki ekonomik eşitsizlikleri ve bu eşitsizliklerin nedenlerini detaylı bir şekilde inceliyor. Raporlar, kapsamlı araştırmalar ve veri analizleri sonucunda hazırlanıyor. Bu süreçte, dünya genelindeki ekonomik veriler, gelir dağılımı, servet birikimi ve yoksulluk oranları gibi birçok faktör dikkate alınıyor.
Oxfam’ın son raporu, dünya nüfusunun en zengin yüzde 1’inin, geri kalan yüzde 99’un iki katı servete sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, küresel ekonomik sistemin adaletsizliğini ve zenginlerin servetlerinin nasıl hızla arttığını raporu takip edenlerin canını hayli sıkıyor.
Raporda ayrıca, dünya genelinde milyonlarca işçinin yaşam standartlarının gerilediği ve gelirlerinin düştüğü vurgulanıyor.
Raporların Amacı ve Önemi
Oxfam’ın raporları, raporu dikkate alan hükümetler, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası kuruluşlar için yol gösterici nitelikte olup, ekonomik adaletsizliğin azaltılması ve yoksulluğun ortadan kaldırılması için önemli bir kaynak olarak kabul edilir. Oxfam, hükümetlere ve uluslararası kuruluşlara, ekonomik politikaların daha adil ve kapsayıcı olması gerektiği konusunda baskı yapar. Ayrıca, yoksullukla mücadele eden topluluklara doğrudan destek sağlar ve onların seslerini duyurur.
Dünya 5 Kişinin Servetine Katkıda Bulunmak İçin Çalışıyor
2023 raporuna göre, dünyanın en zengin beş iş insanı, 2020’den bu yana servetlerini iki katından fazla artırdı. Bu dönemde, dünya nüfusunun büyük bir kısmı ekonomik zorluklarla boğuşurken, bu beş kişinin toplam serveti 464 milyar dolar artarak 869 milyar dolara ulaştı. Bu artış, her saat başı 14 milyon dolara denk geliyor.
Raporda, Elon Musk, Bernard Arnault, Jeff Bezos, Larry Ellison ve Mark Zuckerberg’in servetlerindeki bu büyük artışın, dünya genelinde artan eşitsizliğin bir göstergesi olduğu vurgulandı. Aynı dönemde, dünya nüfusunun yüzde 60’ını oluşturan yaklaşık beş milyar insanın reel ücretleri yüzde 0,2 oranında azaldı.
Oxfam’ın raporunda, en büyük 148 şirketin son üç yılda yüzde 52 artışla 1,8 trilyon dolar kar elde ettiği belirtildi. Bu durum, enflasyonun reel ücretleri eritmesi nedeniyle milyonlarca işçi geçim sıkıntısı yaşarken, hissedarlara büyük ödemeler yapılmasına olanak tanıdı.
'Servet Vergisi' ile Yılda 1,8 Trilyon Dolar
Raporda ayrıca, kurumsal gücün işçileri sıkıştırarak, zengin hissedarları daha da zenginleştirerek, vergiden kaçarak ve kamu kurumlarını özelleştirerek eşitsizliği artırdığına dikkat çekildi. Hükümetlere, tekelleri kırma, aşırı kar ve servete vergi koyma ve yeni kurumsal düzenlemeler yapma çağrısında bulunuldu.
Oxfam’ın, Uluslararası Çalışma Örgütü, Dünya Bankası ve Forbes’un yıllık zenginler listesi verilerine dayanarak hazırladığı raporda, zenginlere uygulanacak bir servet vergisinin yılda 1,8 trilyon dolar gelir getirebileceği tahmin edildi. Raporda, dünyanın en büyük 1600 şirketinden sadece yüzde 0,4’ünün çalışanlara geçinmeye yetecek ücret ödemeyi taahhüt ettiği vurgulandı.
Oxfam International Geçici İcra Direktörü Amitabh Behar, bu eşitsizliğin tesadüf olmadığını belirterek, milyarder sınıfının şirketlerin diğer herkesin zararına olmasına rağmen kendilerine daha fazla zenginlik sağlamasını temin ettiğini ifade ediyor. Behar, hiçbir şirket ya da bireyin ekonomiler ve yaşamlar üzerinde bu kadar güce sahip olmaması gerektiğini vurguluyor.
Yazının 2’inci bölümünde Türkiye’nin durumu...