Polislerin ardı ardına gelen intiharları, sistemin ne denli çürüdüğünün en acı göstergesi. Murat Baş’ın geride bıraktığı not, yalnızca bireysel bir trajedi değil, devletin ihmalkarlığına karşı yükselen bir feryat. Artık akıl sağlığına gereken önemi vermek zorundayız. Her intihar, göz göre göre gelen bir felaketin habercisi.
Son yıllarda polis intiharlarının artışı, yalnızca güvenlik güçlerimizin içinde bulunduğu zorlu koşulları değil, aynı zamanda “Neden yan baktın? İstek parçamı neden söylemedin? Kolun koluma çarptı!” türü sudan bahaneler insanları birbirini boğma, öldürme noktasına getirdi. Tüm bu saçma bahaneler, varsayımlar, niyet okumalarla neredeyse her daim saldırı pozisyonunda ortalıkta dolaşma halleri toplum olarak akıl sağlığına yeterli önem vermediğimizi gösteriyor.
Türkiye’de özellikle polislerin karşı karşıya kaldığı stres, uzun çalışma saatleri, adaletsiz görev dağılımı ve sistemsel eksiklikler onları birer birer intihara sürüklerken, biz bu trajediyi sadece seyrediyoruz.
İntihar eden polis Murat Baş’ın geride bıraktığı not ise, bu krizin ne kadar derin olduğunu, devletin kendilerini ötekileştirdiği polislerin çaresizliğini kelimelere döküyor.
Baş, emekliliğinin haksız yere engellenmesi ve ikinci şark görevinin getirdiği tükenmişliği anlatarak, "Hayata küstüm" diyor. Bu sadece bir bireyin çığlığı değil aslında. Sistemin çürümüşlüğünün, akıl sağlığımızı ne denli ihmal ettiğimizin apaçık bir ifadesi.
Akıl Sağlığına Verilmeyen Değer
Aile sağlığı merkezleri, toplumun sağlık hizmetlerine ilk başvuru noktalarıdır. Ne var ki, bu merkezlerde daha çok fiziksel hastalıklara odaklanılmakta, ruh sağlığı ise neredeyse tamamen göz ardı edilmektedir. Bu ihmal, bireylerin erken dönemde ruhsal destek almasını engelleyerek sorunların kronikleşmesine ve intihara kadar varan sonuçlara yol açmaktadır. Ruhsal sorunlar çoğu zaman ‘görünmez’ olduğu için ciddiye alınmamakta, ancak bu sorunların yıkıcı etkisi gözlerimizin önünde yaşanmaktadır.
Günümüz ekonomisinde uzman bir psikologdan bir saatlik terapi 2 bin lira civarı, uzman bir psikiyatr muayene ücreti 3 bin 500 lira. Memur kapsamında olan emniyet mensuplarının bunu ödemesi, tedaviyi başlasa dahi devam ettirmesi aldıkları maaş, artı yaşam maliyetleri düşünülünce imkansız.
Devlet hastanelerine gitmek isterseniz aylar sonrasına gün veriliyor ve süreklilik arz etmesi gereken bir sonraki seans da yine çok ileri bir tarihe verildiği için tedavi zinciri daha başında kopuyor. Bu, tedaviden çok, 1 saatlik sohbetten öteye geçmeyen boşa giden zaman oluyor.
Haber bültenlerinde izlerken dahi içinizin daraldığı, tüm enerjinizi sömürüp alan 3’üncü sayfa haberlerine emniyet mensupları sürekli ve aralıksız maruz kalıyor.
Polislerin yaşadığı sorunlar sadece sahada değil elbette!
Aşırı iş yükü, adaletsiz görev dağılımları, mobbing, ikinci şark gibi uygulamalarla birleştiğinde hayatları adeta içinden çıkılmaz bir kısır döngü haline geliyor.
Murat Baş, notunda açıkça belirttiği gibi, “Ben hep kurallara uydum ama devleti yönetenler uymadı” diyerek, adaletsizliklere karşı kendini ne kadar çaresiz hissettiğini tıpkı Sadullah, Semanur, Alparslan, Mehmet Ali gibi dile getirdi…
İkinci şark görevi adaletsizliğine maruz kalan birçok polis, bu ağır şartlara daha fazla dayanamayarak intiharı bir kaçış yolu olarak görüyor.
CHP’li Murat Bakan’ın söylediği gibi, “Polisler sadece şehit olduğunda kıymetli” anlayışı hala sürmekte ve bu meselenin çözümü için devlet tarafından ciddi bir adım atılmamaktadır.
Çözüm Önerileri
Polis intiharlarının çözümü sadece bireysel desteklerle değil, sistemsel değişikliklerle mümkündür. Aile sağlığı merkezlerinde psikiyatri ve psikolog hizmetlerinin artık verilmesi bunun için uzmanlara o merkezlerde yer açılması, iligili düzenlemelerin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması elzemdir. Ruha dokunan, tedavi eden birimlerin açılması inanıyorum ki bu sorunun çözümünde önemli bir adım olacaktır.
Aile Sağlığı Merkezlerinde Ruhsal Destek
ASM’lerde özellikle emniyet mensuplarına ve diğer yüksek stres altındaki meslek grupları için özel ruhsal destek programları oluşturulmalıdır. Ancak bu sadece başlangıçtır. Murat Bakan’ın da belirttiği gibi, polislerin yaşadığı sorunlar sadece intihar vakaları üzerinden değil, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve adaletsizliklerin giderilmesi üzerinden de ele alınmalıdır.
ASM’lerde psikiyatri ve psikolog hizmetlerinin sunulması, yalnızca polislerin değil, toplumun genel ruh sağlığını da olumlu yönde etkileyecektir. Bu merkezler, bireylerin ilk başvurduğu yerler olarak akıl sağlığının korunmasında kilit rol oynayacaktır.
Akıl sağlığı eğitimi ve farkındalık programları, bireylerin sorunlarını erken dönemde fark etmelerini sağlayacak, profesyonel yardım almaya teşvik edecektir.
Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gibi kurumlar arasında iş birliği yapılarak bu hizmetlerin öncelikli riski büyük meslek grupları başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerine ulaşması sağlanmalıdır.
Bakan Ali Yerlikaya ve Bakan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu ortaklaşa olarak bu konuda somut bir adım atmaları bu yararnın çözümü için çok önemlidir. Ortaklaşa yapılacak yenilik ve düzenlemeyle yıllar sonra dahi adları bir ilk olarak anılacak, gerçek anlamda büyük bir açığı, boşluğu dolduracak bir çalışma, başarılı hizmet yapmış olacaklardır.
İçişleri Bakanlığı’na, Bakan Ali Yerlikaya’ya ayrıca bir görev düşmektedir.
Haksızlık, adaletsiz davranış, uygulama ve mobbinglerin önüne geçmek...
Bunun için yapılması gereken ise hakkında sıkça şikayet alınan amirler, üst rütbeler hakkında gizli soruşturma yönetmek ve kangren olmuş noktayı bulup kesip atmak, pozisyonu her ne olursa olsun gözden çıkarmaktır.
Sistemsel Değişiklik Kaçınılmaz
Polislerin intiharları, sadece bireysel trajediler değil, toplumsal bir sağlık krizidir. Devleti yönetenler bu sorunu çözmek zorundadır. Çünkü “Bu mesleğin olağan sonucu” olarak kabul edilen her intihar, aslında göz göre göre gelen bir trajedidir.
Murat Baş’ın intihar mektubunda “Ben hep kurallara uydum ama devleti yönetenler uymadı” demesi, devletin kendi çalışanlarına karşı ne denli duyarsız olduğunu ortaya koymaktadır. Onların talepleri ne kadar göz ardı edilirse edilsin, bu sorunun çözümü için acil adımlar atılması gerekmektedir.
Göz Ardı Edilen Çığlıklar
Polis intiharlarını önlemek ve toplumun genel ruh sağlığını iyileştirmek için daha fazla geç kalamayız. Her kaybedilen hayat, sadece bir istatistik değil, bu sistemin çöküşünü gözler önüne seren bir uyarıdır.
Her bir polis, intihar etmeden önce çoktan yardım çığlığını atmış durumda.
O çığlığı artık duymak zorundayız.