Zekeriya Yapıcıoğlu’nun anayasanın 4. maddesini hedef alarak yaptığı açıklamalar, Cumhuriyet'in temel ilkelerine sinsi bir saldırıdır. “Ahmak” söylemiyle milleti aşağılayan ve anayasanın değiştirilemez maddelerini tartışmaya açarak tehlikeli bir oyun oynayan bu zihniyet, Cumhuriyet'in köklü değerlerini hedef almaktadır.
HÜDA-PAR Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, TV 100’de yaptığı açıklamalarla bir kez daha anayasanın ilk dört maddesi, milleti “Ahmak” olarak niteleyip bölücü, ayrıştırıcı ifadelerle ele alarak özellikle 4’üncü madde üzerinden tehlikeli bir oyun oynuyor.
Neymiş efendim, anayasanın bu değiştirilemez maddeleri hem "hukuken" hem de "felsefi olarak" sorunluymuş.
Sorunlu olan sizler ve sizin kafa yapınızdaki karanlık zihniyetlerdir Yapıcıoğlu!
Kenan Evren’in eseri olan bu hükümler, gelecek nesillerin iradesine ipotek koyuyormuş.
Vah vah!
Diğer maddeler konuşulabilir ancak "İlk 4 maddenin Evren ile ne alakası var" diye neden sorulmamış bu kendini bilmeze?
4'üncü madde değişsin derken 1982 anayasasını işin içine katmak nasıl bir laf ebeliğidir?
Yapıcıoğlu'nun dediği türden bir ipotek yok! Kendileri gibi kafa yapılarını bloke etme var.
İtiraz edemeyeceğimiz tek bir şey var: Bu söylemlerin altında şark kurnazlığı var. Herkesi kendileri gibi ‘yetersiz bakiye’ görme, kendinin farkında olamama körlüğü var.
Cumhuriyet’e Maskeli Saldırı
Sözde "Cumhuriyet’e destek" vurgularıyla maskelenen bu açıklamalar, aslında Cumhuriyet’in temel ilkelerine sinsi bir saldırıdır.
Anayasanın ilk dört maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkeleridir!
Bunlar, devleti bir arada tutan ve gelecek nesillere sağlam bir zeminde özgürlük ve demokrasi bırakan köklerdir. Yapıcıoğlu'nun savunduğu “maddeler değiştirilebilir” tezi, Cumhuriyet’in salt bir yönetim şekli değil, halk egemenliğinin sembolü olduğunu bilmezden geliyor. Oysa bu maddeler, Cumhuriyet’i, demokrasiyi, Atatürk ilkelerini ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumak için konmuştur. Bunu tartışmaya açmak, Türkiye'nin altını oymaya çalışmaktır.
Yapıcıoğlu, “Cumhuriyeti savunuruz” diyor ama bir yandan da “Bu maddeleri değiştirelim demiyoruz ama neden değiştirilemez olsun?” diyerek bir tuzak kuruyor.
Kendisi, Hizbullah ile geçmişten bu yana bilinen ilişkileri ve o karanlık günlerin temsilcisi olarak halkı bölmeye çalışan bir zihniyetin temsilcisidir.
Anayasanın bu maddelerinin değiştirilmesi gerektiğini söylemek, Cumhuriyet'e ve onun ilkelerine açık bir tehdittir. İşte bu noktada, Yapıcıoğlu’nun anayasa tartışmalarına girerken kullandığı söylemler, aslında Cumhuriyet’i hedef alan bir zihniyetin alt yapısını hazırlamaya çalışma çabasıdır.
Cumhuriyet’in Değiştirilemez Maddeleri Neden Bu Kadar Önemli?
Neydi ilk 4 madde ve Yapıcıoğlu’nun değişmesini istediği o 4’üncü madde:
1. Madde - Devletin Şekli: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
2. Madde - Cumhuriyetin Nitelikleri: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3. Madde - Devletin Bütünlüğü, Resmî Dili, Bayrağı, Millî Marşı ve Başkenti: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî marşı "İstiklal Marşı"dır. Başkenti Ankara'dır.
4. Madde - Değiştirilemeyecek Hükümler: Anayasanın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Aslında anayasamız hazırlanırken 4’üncü maddeye, “Anayasanın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri gereği 4’üncü madde dahil değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” olarak belirtilmiş olsaydı şimdi Yapıcıoğlu gibi tipler ağızlarını dahi açamayacaktı.
Topluma 'Ahmak' diyen zihniyete şunu dikte etmek gerekir; 4'üncü maddeyi değiştirirseniz, ilk 3 maddenin hükmü kalmaz. Kim ahmak doğrusu anlayamadık?
Hizbullah Zihniyetinin Gölgesinde İpe Sapa Gelmez Açıklamalar
Cumhuriyet’i bir kenara bırakıp, "gelecek nesillerin iradesi" üzerinden konuşmak; aslında geçmişte kök salmış Hizbullahçı zihniyetin bugünkü uzantısıdır. Bu zihniyet, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü ve laik yapısını hedef alıyor. Kılıç sallayan teğmenlerden bahsederken, geçmişte sokaklarda kendi adaletlerini kesmeye kalkanları hatırlıyoruz.
Şimdi de anayasamızın değiştirilemez maddelerine saldırıyorlar. Bu, sadece bir anayasa tartışması değil; çok daha büyük ve karanlık bir gündemin parçası.
Anayasamızın ilk dört maddesi, bu ülkenin sigortasıdır.
Cumhuriyet’in yönetim biçimi olduğunu, bayrağımızın sadece bir etnik gruba değil, tüm millete ait olduğunu kabul etmeyen bir zihniyetin bu sigortayı kaldırma talebi, yalnızca bir hukuk meselesi değildir. Bu, ülkenin bütünlüğüne ve geleceğine saldırıdır.
Yapıcıoğlu, farkında ya da değil, Hizbullahçı zihniyetin yeniden ayağa kalkması için zemin hazırlamaya çalışıyor.
Yapıcıoğlu, her ne kadar kendisini ılımlı bir pozisyonda göstermeye çalışsa da, aslında söylediklerinin mantıksızlığı ortadadır.
Anayasada değiştirilemez maddelerin bulunması, hukuk tekniği açısından tamamen yerinde ve doğrudur.
Atatürk bu maddeleri böyle karanlık zihniyetlerin her an hortlayacağını görerek ilk 4’e almıştır. Ve bu bir kez daha büyük insan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ne kadar öngörülü olduğunun tekraren kanıtıdır.
Bugün dünyanın birçok ülkesinde de benzer koruma mekanizmaları vardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik yapısına yapılacak her türlü saldırı, elbette karşılık bulur ve bulmalıdır da.
Şeriat ve Saltanat Meraklısı ‘Köle Zihniyet’in Tehlikeli Oyunu
Eğer bu maddeler koruma altına alınmazsa, yarın bir gün "Şeriat ilan edilsin, saltanat geri gelsin" diyenlere de kapı açılmış olacaktır. Bu noktada, Yapıcıoğlu'nun, tarihsel bağlamda nereye hizmet ettiğini iyi anlamak gerekir.
Zekeriya Yapıcıoğlu ve onun temsil ettiği zihniyet, Türkiye’yi geriye götürmek, bölmek ve yönetilmesi zor bir hale getirmek istiyor. Cumhuriyet’e, demokrasiye ve laikliğe karşı yürütülen bu sinsi saldırıya karşı uyanık olmalıyız.
Unutulmamalıdır ki; anayasanın değiştirilemez maddeleri, halkın bir arada yaşama iradesinin teminatıdır. Kendisini "ötekileştirilenlerin" sesi olarak gösterenlerin niyeti ise, aslında Cumhuriyet’in özünü değiştirmek, bir saltanat düzeni kurmaktır.
“Ahmak” Söylemine Suç Duyurusu
Zekeriya Yapıcıoğlu’nun sözlerine karşılık olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm unsurlarına ve anayasanın değiştirilemez niteliklerine olan bağlılığımızı bir kez daha vurgulamalıyız.
Anayasayı bir kenara bırakıp, beyaz sayfa açalım diyenlerin ellerinde kırmızı mürekkeple yazacakları şeyler bellidir. Bu oyunu görmemek, bu şark kurnazlığını anlamamak Türkiye'yi zayıflatır.
O nedenle, Yapıcıoğlu’nun söylemlerine hak ettiği yanıtı verelim: Anayasamızın ilk dört maddesi, Türk milletinin iradesinin temsilidir ve biz bu iradeyi kimsenin şark kurnazlığıyla değiştirmesine izin verilemez, vermeyeceğiz!
AKP’nin desteğiyle meclise 3 tanecik vekil sokabilmiş, ömrü hayatında basamaklarına adım dahi atamayacağı meclise girince kendini bir şey(!) zanneden zihniyetin ‘ahmağa anlatır gibi’ söylemini bu tip zihniyete iadesiz taahhütsüz iade ediyor ve kendisi hakkında ertelemeden, derhal; ‘Ahmak’ ve Cumhuriyet’in temel ilkeleriyle oynama teklifinden ötürü Cumhuriyet Savcılarına suç duyurusunda bulunacağımı da belirtmek istiyorum.
Cumhuriyet ilke ve inkılaplarına bağlı, anayasasıyla sorunu olmayan tüm Türk vatandaşlarının bu konuda suç duyurusunda bulunmasının doğru olacağını düşünüyorum.
Sonuç olarak, Yapıcıoğlu’nun söylemleri, geçmişten günümüze gelen ayrılıkçı ve bölücü, kapkara zihniyetin bir uzantısıdır.
Sözde anayasa tartışmalarıyla Cumhuriyet’in temel değerlerini hedef alan bu zihniyeti sert bir dille reddediyor ve kendisine Cumhuriyet'in köklü ilkelerini bir kez daha hatırlatıyoruz.