Türkiye'de siyaset sahnesi yine sıcak. Ancak bu kez gündemi belirleyen bir açıklama değil, bir tutuklama. CHP'li Mahir Polat’ın gözaltına alınması ve ardından tutuklanması, sadece bir adli vaka değil, aynı zamanda siyasi bir tartışmanın fitilini de ateşledi.
Türkiye'de siyaset sahnesi yine sıcak. Ancak bu kez gündemi belirleyen bir açıklama değil, bir tutuklama. CHP'li Mahir Polat’ın gözaltına alınması ve ardından tutuklanması, sadece bir adli vaka değil, aynı zamanda siyasi bir tartışmanın fitilini de ateşledi.
Özellikle Mahir Polat’ın sağlık durumunun kötüleşmesi de üzücü…
Mahir Polat hakkında yöneltilen suçlamaların içeriği henüz net olarak kamuoyuyla paylaşılmadı ancak süreç siyasi bir hesaplaşma görüntüsü de veriyor.
Polat, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda CHP’nin İstanbul’daki önemli yüzlerinden biri. Dolayısıyla bu tutuklama, bireysel bir olaydan öte, bir siyasi sinyal olarak da görülebilir. Polat konusunda bir an önce karara varılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu gözaltı ve tutuklama bir mesaj ise, o mesajın alıcısı kim? CHP mi? Mahir Polat gibi muhalif siyasetçiler mi? Yoksa yerel seçim sonrası yeniden yükselen muhalif motivasyon mu?
Her durumda şunu unutmamak gerekiyor: Bu ülkede adaletin terazisi bir kez daha siyasi tartışmaların merkezine oturmuş durumda.
Eğer Mahir Polat gerçekten suça karıştıysa, elbette yargılanmalı. Ancak kamuoyunun en büyük beklentisi, bu sürecin şeffaf, adil ve siyasetten arınmış bir şekilde işlemesi. Aksi takdirde bu tutuklama, sadece bir kişinin değil, bir sistemin meşruiyetine gölge düşürecek…
Türkiye’de muhalefet yalnızca sandıkta değil, aynı zamanda adliye koridorlarında da mücadele veriyor. Mahir Polat’ın tutuklanması bu mücadelenin yeni ve kritik bir halkası olabilir. Adaletin terazisi bu kadar hassasken, ona müdahale eden her el sadece teraziyi değil, toplumun vicdanını da sarsar…