Gelişmekte olan ülkeler, dijital teknolojilerin getirdiği ekonomik fırsatları değerlendirebilmek için teknoloji politikası konusunda önemli önceliklere sahip.
Gelişmekte olan ülkeler, dijital teknolojilerin getirdiği ekonomik ve sosyal fırsatları tam anlamıyla değerlendirebilmek için teknoloji politikası konusunda önemli önceliklere sahip. Bu politikalar, gerek ulusal düzeyde gerekse uluslararası koordinasyon yoluyla ele alınması gereken çok çeşitli sorunları içerir. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmayı en önemli öncelik olarak gördükleri ve bu yolda 'işler ve beceriler' konusunu en önemli mesele olarak belirledikleri ortaya çıktı.
Bu ülkeler, teknolojinin sunduğu imkanları değerlendirirken, ekonomik kalkınma, ulusal güvenlik ve vatandaş hakları gibi bazen çatışan öncelikleri dengelemek zorunda kalıyor. Ayrıca, dijital çağın gerektirdiği yeni düzenlemeler, geleneksel pazarlarda rekabet politikasını uygulama kapasitesine bile sahip olmayan birçok gelişmekte olan ülkenin kapasite ve kaynak kısıtlılıkları nedeniyle zorluklarla karşı karşıya kalması, dijital pazarlarda yeni sorunları analiz etmelerini ve çözümlemelerini güçleştirmekte.
Gelişmekte olan ülkeler, dijital varlıkların vergilendirilmesi konusunda zorluklar yaşamakta ve kendi sınırları içinde etkin vergilendirme yöntemleri geliştirmeye çalışmaktadır. Bu bağlamda, siber suçlarla mücadele ve veri koruma çerçeveleri de öne çıkan konular arasındadır. Dijital teknolojilerin getirdiği yenilikçi iş modelleri, mevcut rekabet hukukunu sorgulamakta ve yeni çözümler gerektirmektedir. Ayrıca, fikri mülkiyet hakları ve uluslararası standartların oluşturulmasında da gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını dikkate alacak yaklaşımlara ihtiyaç vardır.
Veri ekonomisinin değerinin doğru bir şekilde ölçülmesi, politika yapıcılar için giderek artan bir öneme sahiptir. Çünkü dijital ekonomi, somut olmayan varlıkların değerinin belirlenmesine bağlı olarak şekillenmektedir. Tüm bu faktörler, gelişmekte olan ülkelerin küresel dijital ekonomide daha güçlü ve etkili bir rol oynaması için, uluslararası platformlarda daha belirgin bir varlık göstermelerini gerektirir. Bu, aynı zamanda, veri akışlarının değerinin adil bir şekilde paylaşılmasını ve küresel pazarların doğru bir şekilde tanımlanmasını sağlayacak araştırmaların ve göstergelerin geliştirilmesini de içerir.
Bu bağlamda, dijital varlıkları vergilendirme, siber suç ve güvenlik, gizlilik ve veri koruma, pazar rekabeti, fikri mülkiyet ve veri paylaşımı ve uyumluluk gibi konular öne çıkıyor. Özellikle, dijital ekonominin birincil kaynağı olan verinin değerinin ölçülmesi zorluğu, uluslararası ticaretteki değer akışlarının adil bir şekilde paylaşılmasını gerektiren karmaşık müzakerelerin önemini ortaya koyuyor.
Son olarak, bu önceliklerin uluslararası forumlarda ve müzakerelerde gelişmekte olan ülkelerin seslerinin duyulması ve çıkarlarının korunması için güçlü bir pazarlık kapasitesi gerektirdiği vurgulanıyor. Gelişmekte olan ülkeler, Fikri mülkiyet haklarına yönelik tartışmalarda ve veri paylaşımı ile ilgili küresel standartların oluşturulmasında aktif rol oynamalı ve kendi gelişim ihtiyaçlarını ön plana çıkarmalıdır.