Son zamanlarda  izlediğim en etkileyici oyunlardan biri Meçhul Paşa oldu. Oyun bir döneme damgasını vuran Markopaşa gazetesini konu alıyor.

Son zamanlarda  izlediğim en etkileyici oyunlardan biri Meçhul Paşa oldu. Nazım Hikmet Kültür Merkezi harika dinamiği yüksek ve büyüleyici bir kadroya sahnesini açmış. Kurgu, sahneleme   oyuncuların enerjisi, temposu yüksek ama bir o kadar da hüzünlü, can yakan bir oyundu. Bu oyunu tam anlamıyla kavrayabilmek için, o dönemin sürecini yakından bilmek gerekiyor.

1946 yılında, dönemin en cesur kalemleri olan Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin, benim için her zaman çok değerli isimlerdir. Karikatürist Mustafa Mim Uykusuz’un, her türlü tehlikeyi göze alarak yayımladıkları efsanevi Markopaşa gazetesi, adeta bir özgürlük ve direniş sevdasının simgesi olmuştur.

Oyun hiç değişmeyen bir Türkiye gerçeğini anlatıyor. Söylersen ya ölürsün bu ülkede ya yargılanırsın , söylenirsen yaşar gidersin bir biçimde. Kuruluş aşamasında Sabahattin Ali gazeteye daha çok maddi kaynak sağlarken, Aziz Nesin ise adeta bir fikir işçiliği üstleniyor. Toplam 7 isim, 8 sahip, 10 yazı işleri müdürü, 9 matbaa, 10 adres değiştirerek dönemin çetin koşullarında ‘devleri bile korkutan’ ve ‘fırsat bulabildiği zamanlarda’ her şeye rağmen çıkan 77 sayı...  Eğer o dönemlerde “Ekonomi harika, ülke çok iyi, her şey yolunda” denebilseydi, belki de bu isimler bu kadar erken aramızdan ayrılmak zorunda kalmazlardı.

Gazete, muhalif duruşu ve cesur üslubu nedeniyle yayımlandığı dönemde ardı arkası kesilmeyen baskılarla karşılaşmıştır. Yasaklamalar, toplatmalar ve yazarlarına açılan davalarla anılan gazete, tüm engellemelere rağmen varlığını sürdürmek için farklı isimlerle yayınlanmaya devam etmiştir.  Malum Paşa, Merhum Paşa gibi adlarla direnişini sürdüren bu yayın, dönemin koşullarına inat bir özgürlük mücadelesi örneği olmuştur.

Başrollerde Erdem Akakçe, Bülent Çolak ve Fatih Koyunoğlu’nun yer aldığı oyun, bir döneme damgasını vuran Markopaşa Gazetesini konu alıyor. Öncelikle, o dönemin ruhunu bizlere ustalıkla aktaran oyunun yazarı Ahmet Sami Özbudak’a, ardından bu muhteşem oyunun ortaya çıkmasında  emeği geçen herkesi  gönülden tebrik ediyorum ve biz izleyicilere nefesimizi tutturacak  kadar kaliteli oyunların Kültür ve sanat şehri olan Ankara’da sahnelenmeye devam etmesini  arzu ediyorum.