Türk sineması denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri şüphesiz Kemal Sunal’dır. O, yalnızca bir oyuncu değil, halkın gönlünde taht kurmuş, her yaştan insanın sevgisini kazanmış bir fenomendir.
Aradan yıllar geçmesine rağmen filmleri hâlâ izleniyor, replikleri dilden dile dolaşıyor ve kahkahalarla anılıyor. Peki, Kemal Sunal’ı bu kadar özel kılan neydi?
BİR HALK KAHRAMANI: İÇİMİZDEN BİRİ
Kemal Sunal, Yeşilçam’ın en doğal ve samimi yüzlerinden biriydi. Filmlerinde canlandırdığı karakterler genellikle saf, dürüst, zeki ama hayatın çarkları içinde ezilen insanlardı. Halkın içinden çıkan bu roller, onu sadece bir oyuncu değil, adeta bir halk kahramanı haline getirdi.
Şaban, İnek Şaban, Süt Kardeş, Tosun Paşa, Kibar Feyzo gibi karakterleri, izleyicinin hafızasına kazındı. Onun canlandırdığı “Şaban” karakteri, halktan bir insanın haksızlıklara karşı mücadelesini komediyle anlatan ve her zaman kazanan bir figürdü.
KEMAL SUNAL FİLMLERİNİN SIRRI: GÜLDÜRÜRKEN DÜŞÜNDÜRMEK
Onun filmleri sadece güldürmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal mesajlar da verirdi. İşçi hakları, köyden kente göç, yoksulluk, adaletsizlik, eğitim eksikliği gibi konular, mizahın içinde ustalıkla işlenirdi.
Örneğin, “Kapıcılar Kralı”, bir apartman görevlisinin sınıfsal mücadelesini konu alırken, “Çöpçüler Kralı” kent yaşamındaki sınıf farkını komediyle anlatıyordu. “Kibar Feyzo” ve “Zübük” ise feodal düzeni ve siyaseti hicveden filmlerdi.
DOĞAL KOMEDİ VE UNUTULMAZ REPLİKLER
Kemal Sunal’ın en büyük yeteneklerinden biri, yapmacıklıktan uzak, tamamen doğal bir komedi anlayışına sahip olmasıydı. Kahkahasını, jest ve mimiklerini ustalıkla kullanarak en basit sahnede bile izleyiciyi güldürebiliyordu.
Onun filmlerinde geçen bazı replikler hâlâ hafızalardan silinmedi:
• “Beni de mi götürecekler?” (Süt Kardeşler)
• “Zeki Müren de bizi görecek mi?” (Davaro)
• “Benim de mi amcam?” (Salako)
• “Uyan ulan uyan! Şabanın eline düştün, uyan!” (Tosun Paşa)
TÜRK SİNEMASINDA KEMAL SUNAL ETKİSİ
Yeşilçam’ın altın çağında çektiği filmlerle büyük başarı yakalayan Kemal Sunal, 80’ler ve 90’larda da televizyon ekranlarında aynı etkiyi yaratmaya devam etti. Filmleri defalarca izlendi, her kuşaktan izleyici onunla büyüdü.
1990’ların sonunda drama ağırlıklı yapımlara yönelse de, seyirci onu her zaman komedinin efsanesi olarak gördü. Ne yazık ki, 3 Temmuz 2000’de, yeni bir film projesine giderken geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı. Ama geride yüzlerce kez izlenmeye doyamayacağımız bir miras bıraktı.
SONSUZA DEK YAŞAYACAK BİR USTA
Kemal Sunal, Türk sinemasının sadece bir dönemi değil, her dönemi. Onun filmleri, dün olduğu gibi bugün de izleniyor, yarın da izlenmeye devam edecek. Her izlediğimizde güldüğümüz ama aynı zamanda düşündüğümüz bir miras bıraktı.
Bugün bile televizyonu açtığımızda rastladığımız bir Kemal Sunal filmi, o özlediğimiz saf mizahı ve sıcak hikâyeleri bize hatırlatıyor. O, sinema tarihimizin en değerli isimlerinden biri olarak sonsuza kadar yaşamaya devam edecek.