Mustafa Bağdiken'in yeni yazısı...

Bundan bir hafta önceydi. Yani, Türkiye’yi karıştıran Ekrem İmamoğlu ile belediye başkanları ile birlikte gazeteciler de dahil  100’ün üzerinde gözaltı kararının alındığı  ve tarihe not olarak düşen  19 Mart’tan önce..

Ekonomik koşullar artık elvermediğinden genellikle toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Haftada birkaç gün gittiğim yol güzergahı üzerinde üniversite öğrenci yurdu var. Orada kalanlar, yurdun dört bir yanından gelmiş, hemen hepsi orta halli ailelerin çocukları.

Belki öğrenim gördükleri fakültelerden, veya üç beş lira kazanmak için yok parasına yarım gün hiç alakasız işlerde çalışmaktan dönüyorlar.

O gün çok dikkatlice yüzlerine inceledim. Hiçbiri mutlu değil. Dokunsan ağlayacaklar gibi.

Biraz kulak kabarttım. Son duyduklarımı, daha önce duyduklarımla birleştirdim.  Bakın sessiz sessiz neler konuşuyorlardı:

“Babam para gönderememiş”, “Dönüşte senin otobüs kartını basalım içinde fazla para var mı?”, “Bugün yemek yemedim, midem gurulduyor.”, “Kafeteryada yerleri süpürüp masaları sildim 200 TL verdiler. Biraz fazla verin dedim, onlar da iş yapamadıklarını söylediler.”, “Bayramda sen memlekete gidecek misin? Ben gidemiyorum. Babam emekli, evdekilerde de para yok. Burada kalsam da açız. Off bee..’’, “Babamın emekli maaşına çok miktarda nakıt avans çekmişti.  Taksitten elde para kalmıyormuş. Annemle telefonda ağlaştık”,  “Şeytan diyor bırak okulu. Fakat annem babam çok üzülür.”

Yeminle çok azını yazdım..

Ha babam “Uçuyoruz, uçtuk, aya gidiyoruz, dünya bizi kıskanıyor, Emekli yılı, aile yılı” masalları arasında günler geçerken, birilerinin görmek istemediği geçim sıkıntısı aileleri, öğrencileri öylesine vurmuş ki..

Hepsini not almadım ama, diğer duyduğum konuşmaları yazsam ağlarsınız.

İşte çocuklarımız bu koşullarda, adeta canları burunlarında üniversite okumaya çalışıyorlar.

Son olaylarda protestolara katılan, yüzlerine biber gazı sıkılıp coplanan o öğrencilerin isyanı aslında içinde bulundukları koşullar, parasızlık ve yönetenlerin umursamazlığı..

Canları zaten her gün yanıyor..

Onun için çocukları coplatmayın, dövdürmeyin, iteleyip kakalatmayın olur mu?

Çünkü onlar üniversiteli..

Yarınlarda ülkeyi onlar yönetecekler..

Kafalarındaki gözlerinde, kol ve bacaklarındaki yara bereler geçer ama..

Yüreklerinde açtığınız o yara hiçbir zaman iyileşmez..