25 yaşında genç bir orman mühendisi olan Oğuzhan Erbaş, lisans eğitimini tamamlamasının ardından botanik anabilim dalında yüksek lisan eğitimine başladı. Bu mesleği seçmesinde birçok sebebin etkin rol oynadığını söyleyen Erbaş, “Günümüz dünyasındaki tahribata ve doyumsuzluğa alışamamak da bunlardan biriydi ancak içimin derinliklerinde yatan sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlayabilme inancı, bu mesleği seçmemdeki en büyük etkendi diyebilirim” şeklinde konuştu.
“ORMAN KÖYLÜLERİ İÇİN İSTİHDAM SAĞLAMAK GÖREVLERİMİZ ARASINDADIR”
Erbaş, bir orman mühendisinin görev alanında nelerin bulunduğuna yönelik bilgilendirme sağlarken “Orman kelimesini duyduğunuzda aklınızda canlanan ve gözünüzün önüne gelen tüm ekosistem, sorumluluk alanımızı kapsıyor. Toprağın en alt tabakasından ağaçların en üst noktasına kadar kapladıkları tüm orman alanlarının korunması, kapasitesini bozmadan sürdürülebilir şekilde üretim yapabilmek için gerekli mühendislik çalışmalarını yapmak ve yeni alanları ağaçlandırarak orman hacmini genişletmek, temel görevlerimiz arasında yer alıyor. Bunların yanı sıra ormanlardan geçimlerini sağlayan orman köylüleri için istihdam sağlamak, odun dışı orman ürünlerinden maksimum verim almak için çalışmalar yürütmek de görevlerimizdendir” ifadelerini kullandı.
ORMAN KORUMA BİLİNCİ
Her eğitimde olduğu gibi orman koruma bilincinin de en iyi verilebileceği yaş kategorilerinin “çocuk” denilebilecek zamanlar olduğunu vurgulayan Erbaş, değerlendirmelerine şunları ekledi: “Bunu başarmak için algılarını ve ilgililerini çekebildiğimiz her alanı değerlendirmemiz gerekiyor. Öncelikle bu bilinci yeni evlenen çiftlerimize bir eğitim ve aile değeri olarak aşılamak lazım. Halihazırda belirli bir yaşa gelmiş yetişkinler içinse en etkili yöntem olarak çalışma alanlarındaki eğitimler -elbette yapılmak için yapılan eğitimlerden bahsetmiyorum- ve sosyal medya olarak görüyorum. Aslında meslek grubumuz olarak bu konuda eksik olduğumuzu itiraf etmem gerekiyor. Daha eğitici ve ilgi çekici sosyal medya içerikleri üretemiyoruz. Bu konuya biraz daha odaklanmamız gerekiyor. Bu eğitimler gerçekten verimli olursa yeni nesil zaten bu bilinci çok erken yaşta kazanır diye umut ediyorum.”
“DÜNYAYI KISIR BİR DÖNGÜYE SOKMAK ÜZEREYİZ”
“Aslına bakarsak dünyayı kısır bir döngüye sokmak üzereyiz. Uzun süredir devam eden ekonomik sancılar, savaşlar, politik olaylar insanları etkilediği gibi orman ekosistemlerinin de sanılandan daha fazla canını yakıyor” diyen Oğuzhan Erbaş, “Tüketimin ve üretimin tam tersi oranda ilerlediği günümüz dünyasında, tahrip edilen ormanlarla beraber sıcaklıklar artıyor, artan sıcaklıklarla ormanlardaki yangın riski gün yüzüne çıkıyor. Oman topraklarının ve bitki örtüsünün depoladığı karbon miktarı küresel ısınmayı engelleme konusunda büyük bir ihtiyaç. Bu alanlar azaldıkça haliyle depolanan karbon oranı azalmakta, bununla birlikte küresel ısınma etkisini daha da artırmakta. Bunun için dünya çapında çalışmalar elbette ki yürütülüyor. Faydalarını göreceğimizi temenni ediyorum” dedi.
“ORMAN ALANLARININ KORUNMASI ÖNCELİKLE İNSANDAN GEÇİYOR”
Mühendis Erbaş, konuya dair görüş ve fikirlerini şu cümlelerle sonlandırdı: “Ormanları korumanın en etkili yolu, ormanı tehdit eden canlı ve cansız zararlıları bilip bunlara önlem almaktan geçiyor. Meslek grubumuzun görevleri dışında, halka açık olarak kullanılan orman alanlarında insanların gerçekten çok dikkatli olması gerekiyor. Ortama bıraktıkları çöpler, yakıcı ve yanıcı malzemelerin varlığı… Bunlar basit görünen ancak fazlasıyla üstünde durulması ve dikkat edilmesi gereken tehditler. Orman alanlarının korunması öncelikle insandan geçiyor. Bu konuda herkesin kendini çok daha fazla geliştirmesi, bir tehdit gördüğünde duyarsız kalmaması gerek.”