Son yıllarda hayatımızın büyük bir kısmı dijital dünyada geçiyor. Peki, bu sürekli dijital maruziyet gerçeklik algımızı nasıl etkiliyor?
Sabah uyandığımızda ilk işimiz telefona bakmak, gün içinde sosyal medyada gezinmek ve akşam haberleri çevrimiçi platformlardan takip etmek oldu.
SOSYAL MEDYA VE ALGI YÖNETİMİ
Sosyal medya platformları, kullanıcıların ilgisine göre içerik sunan algoritmalarla çalışıyor. Bu algoritmalar, kişisel ilgi alanlarımızı belirleyerek bize hitap eden içerikleri gösteriyor. Ancak bu durum, zamanla bireylerin farklı bakış açılarını görmesini engelleyerek belirli düşünce kalıpları içinde sıkışmalarına neden olabiliyor. Özellikle doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin yaygınlaşması, dezenformasyonun artmasına yol açıyor.
MÜKEMMELLİK ALGISI VE PSİKOLOJİK ETKİLER
Sosyal medyada paylaşılan içeriklerin büyük bir kısmı, gerçeğin yalnızca seçilmiş ve idealize edilmiş yönlerini yansıtıyor. Filtrelenmiş fotoğraflar, mükemmel hayat hikayeleri ve başarı öyküleri, bireyler üzerinde baskı oluşturarak kıyaslama duygusunu tetikliyor. Bu durum, özellikle gençler arasında özgüven eksikliğine ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabiliyor.
GERÇEKLİĞİ KORUMAK MÜMKÜN MÜ?
Dijital dünyanın sunduğu avantajlardan faydalanırken, gerçeklikten kopmamak için bilinçli medya kullanımı büyük önem taşıyor. Eleştirel düşünme becerisini geliştirmek, her bilgiyi sorgulamak ve zaman zaman dijital detoks yapmak, sağlıklı bir denge kurmamıza yardımcı olabilir.
Teknoloji hayatımızı kolaylaştırıyor, ancak onu bilinçli kullanmazsak bizleri yönlendiren bir araca da dönüşebilir. Gerçeklik algımızı kaybetmeden dijital dünyada var olmanın yollarını bulmak, günümüzün en önemli meselelerinden biri haline gelmiş durumda