Sınav maratonu liseliler için sadece akademik değil, aynı zamanda psikolojik bir mücadeleye dönüşüyor. 12. sınıf öğrencisi Zekeriya Uzun, üniversite hazırlık sürecinde yaşadığı kaygıyı özel röportajda anlattı.

Üniversiteye giriş sınavları yaklaşırken öğrenciler, sadece ders çalışmakla değil, gelecek kaygısı ve toplumsal baskıyla da başa çıkmaya çalışıyor. Lise son sınıf öğrencisi Zekeriya Uzun, YKS sürecinde yaşadığı zorlukları ve duygusal yükü özel haberimizde paylaştı.

“Başaramazsam Ne Olur Diye Her Gün Kendimle Savaşıyorum”

Günde ortalama 6-7 saat ders çalıştığını söyleyen Zekeriya Uzun, sınav kaygısının artık fiziksel etkiler yarattığını ifade etti:

“Gece uykularım bölünüyor. Sabahları baş ağrısıyla uyanıyorum. Konular yetişsin diye sosyal hayatı bıraktım ama bazen yine de yetmiyor gibi hissediyorum. Asıl stres, sınavdan çok sonrası… Ya olmazsa?”

Aile ve Çevre Baskısı Kaygıyı Artırıyor

Zekeriya Uzun, çevresindeki insanların sürekli sınavı hatırlatmasının motivasyonunu düşürdüğünü söyledi:

“Herkes ‘hangi bölümü yazacaksın?’, ‘kaç net yapıyorsun?’ diye soruyor. Bazen sadece susmak istiyorum ama bu mümkün değil. Herkesin beklentisi sırtımda yük gibi.”

Sınav Sonrası Hayata Dair Belirsizlikler de Endişe Kaynağı

Gelecek planlaması yaparken belirsizliklerle karşılaştığını söyleyen Zekeriya Uzun, “Diyelim ki üniversiteyi kazandım, mezun oldum. Sonra iş bulmak nasıl olacak? Mezunlar işsizken, bizim hayal kurmamız bile lüks gibi geliyor” ifadelerini kullandı.

Psikolojik Destek İhtiyacı Artıyor

Zekeriya Uzun, okullarda rehberlik birimlerinin yoğunluk nedeniyle yeterli destek sağlayamadığını belirterek, “Kaygımı paylaşmak istesem bile, rehber öğretmen bir sonraki randevu için bir hafta sonrasına gün veriyor. O zamana kadar zaten ya bastırıyorum ya unutuyorum” dedi.

“Sırf Kazanmak İçin Yaşıyoruz”

Zekeriya Uzun, sözlerini şu cümleyle tamamladı:

“Hayat sadece bu sınavdan ibaretmiş gibi yaşıyoruz. Oysa kimse bize nasıl mutlu olunur, nasıl nefes alınır onu öğretmiyor. Kazanmak değil, yaşamak istiyoruz ama ona sıra gelmiyor.”

Muhabir: Sıla Öcal