Ders çalışırken ya da masa başında uzun süre geçirilen iş ortamlarında doğru aydınlatma kullanımı, odaklanma süresi ve göz sağlığı açısından önemli rol oynuyor. Işık renginin psikolojik ve fiziksel etkileri üzerine Funda Derman, verimli bir çalışma ortamı için uygun aydınlatmanın seçilmesinin gerekliliğine dikkat çekti.
"BEYAZ IŞIK, DİKKATİN UZUN SÜRE KORUNMASINI SAĞLAR"
Funda Derman, özellikle öğrenciler ve ofis çalışanlarının günün büyük bölümünü kapalı alanlarda ve yapay ışık altında geçirdiğini belirterek, “Çalışma sırasında tercih edilen ışığın rengi, bireyin dikkat süresini, ruh halini ve hatta vücut ritmini doğrudan etkileyebilir” dedi.
Derman, ders çalışma ve masa başı işlerde soğuk beyaz ya da doğal beyaz ışığın önerildiğini belirterek, “Bu renkler gün ışığına en yakın tonlar olarak bilinir. Beyaz ışık, beynin uyanıklık düzeyini artırır ve dikkatin daha uzun süre korunmasına yardımcı olur” ifadelerini kullandı.
"SICAK IŞIK GEVŞEME HİSSİ UYANDIRIR"
Sarı ve sıcak tonlu ışıkların ise genellikle rahatlama ve dinlenme ortamları için daha uygun olduğunu ifade eden Derman, “Sıcak beyaz ışık, gevşeme hissi uyandırır. Bu nedenle kitap okuma ya da ders çalışma gibi zihinsel efor gerektiren aktivitelerde verimi düşürebilir” şeklinde konuştu.
Göz sağlığı açısından ışık kaynağının doğrudan göze temas etmemesi gerektiğini vurgulayan Derman, “Çalışma masasında kullanılan lambanın gölgelenme yaratmayacak ve yansıma yapmayacak şekilde konumlandırılması gerekir. LED teknolojili masa lambaları bu konuda en çok tercih edilen çözümler arasında yer alıyor” dedi.
Funda Derman ayrıca, mümkünse doğal gün ışığından da faydalanılmasını, ışığın geliş yönünün sağ elini kullananlar için sol üstten, solaklar için sağ üstten olması gerektiğinin de altını çizdi.