Son yıllarda hem tarımsal üreticiler hem de sağlıklı beslenmeye önem veren tüketiciler tarafından sıkça duyulan bir kavram hâline gelen “ata tohumu”, geleneksel tarımın korunması ve sürdürülebilir gıda sistemlerinin devamlılığı açısından büyük önem taşıyor. Ziraat Mühendisi Dr. Cemile Karaağaç, ata tohumunun tanımını, farkını ve neden yaşatılması gerektiğini ayrıntılarıyla anlattı.

GENETİĞİ KORUNMUŞ, DOĞAYA UYUMLU TOHUMLAR

Dr. Cemile Karaağaç’a göre ata tohumu, genetik yapısı değiştirilmemiş, hibrit veya GDO’lu olmayan ve nesilden nesile aktarılarak günümüze ulaşan yerel tohumlardır. “Ata tohumu, belirli bir coğrafyada yıllardır yetiştirilen, o bölgenin toprağına, iklimine ve doğasına uyum sağlamış, doğallığını koruyan saf tohumlardır. En önemli özelliği, bir kez ekildiğinde tohumunun yeniden alınabilir olmasıdır” diyen Karaağaç, bu tohumların çiftçiyi her sezon yeniden tohum almaktan kurtardığını ifade etti.

LEZZET, SAĞLIK VE BESİN DEĞERİ AÇISINDAN ÜSTÜN

Ata tohumlarının endüstriyel tohumlara göre birçok avantaj sunduğunu belirten Dr. Karaağaç, “Bu tohumlardan yetişen sebze ve meyveler çok daha lezzetlidir. Aynı zamanda pestisit kullanılmadan da üretilebildiği için sağlıklıdır. Doğal yollarla yetiştiklerinden besin değerleri de daha yüksektir. Yani sadece toprağı değil, sofralarımızı da korur” ifadelerini kullandı.

TARIMSAL BİYOÇEŞİTLİLİĞİN GÜVENCESİ

Modern tarımda çok az sayıda tür üzerinde yoğunlaşıldığına dikkat çeken Karaağaç, ata tohumlarının tarımsal çeşitliliği korumadaki rolünü vurguladı: “Her bölgeye özgü ata tohumları, kuraklığa, hastalıklara ya da zararlılara karşı daha dirençli olabilir. Bu çeşitlilik, iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmada elimizdeki en önemli doğal kaynaklardan biridir.”

HİBRİT TOHUMLARA KARŞI BİR ALTERNATİF

Günümüzde birçok çiftçinin yüksek verim için hibrit tohumlara yöneldiğini belirten Dr. Cemile Karaağaç, bu tohumların her sezon yeniden satın alınmak zorunda olduğunu, çiftçiyi büyük şirketlere bağımlı hâle getirdiğini ifade etti. “Ata tohumu ise yerli, özgür ve sürdürülebilir bir üretim sağlar. Her hasatta yeni tohum elde edilerek sonraki sezona aktarılabilir” dedi.

KORUNMASI GEREKEN BİR MİRAS

Dr. Karaağaç, ata tohumlarının yalnızca çiftçilerin değil, toplumun tüm kesimlerinin koruması gereken bir miras olduğunu belirtti. “Evlerinde bahçesi ya da balkonu olan herkes ata tohumu ekebilir. Bu tohumlar paylaşılmalı, saklanmalı ve geleceğe aktarılmalı. Bu sadece bir tarım tercihi değil, aynı zamanda kültürel bir sorumluluktur” diye konuştu.

Muhabir: Mert Yağız Semerci