Dr. Uluç’a göre yapay zeka araçları, bilgiye ulaşımı kolaylaştırırken çocuklarda düşünme, analiz etme ve problem çözme becerilerinin gelişimini olumsuz etkileyebilir. “Çocuklar artık sorularını bir yetişkine ya da öğretmene sormak yerine doğrudan yapay zekaya yöneltiyor. Ancak bu, çocuğun neden-sonuç ilişkisi kurma becerisini köreltebilir ve hazır bilgiye bağımlılığı artırabilir” dedi.
Özellikle gelişme çağındaki çocukların yaratıcı düşünme becerilerini oyunlarla ve deneyimlerle kazanması gerektiğini vurgulayan Dr. Uluç, yapay zeka destekli oyuncakların ve uygulamaların her şeyi çocuğun yerine yaptığı durumlarda hayal gücünün sınırlandığını ifade etti.
SOSYAL GELİŞİMİ GECİKTİREBİLİR
Yapay zeka araçlarının bireysel kullanıma dayalı yapısı nedeniyle çocuklarda sosyal etkileşimi azaltabileceğini belirten Dr. Derya Uluç, “Çocukların akranlarıyla oyun oynaması, konuşması, çatışma yaşayıp çözüm üretmesi gelişim açısından çok önemlidir. Ancak yapay zeka tabanlı dijital içeriklere uzun süre maruz kalan çocuklar, gerçek sosyal etkileşimden uzaklaşabiliyor” dedi.
BAĞIMLILIK VE DUYGUSAL YALITIM RİSKİ
Dr. Uluç, yapay zeka ile çalışan mobil uygulamalar ve dijital oyunların çocuklarda bağımlılık yaratabileceği uyarısında da bulundu. “Özellikle dikkat eksikliği, hiperaktivite gibi sorunlara yatkın çocuklar yapay zekanın sunduğu hızlı tepki ve ödül mekanizmalarına kolayca bağımlı hâle gelebilir. Bu durum zamanla duygusal yalıtım, sabırsızlık ve içe kapanma gibi sorunlara yol açabilir” diye konuştu.
AİLELERE VE EĞİTİMCİLERE DÜŞEN GÖREV
Yapay zekanın tamamen zararlı olmadığını ancak kontrollü ve rehberlik eşliğinde kullanılması gerektiğini belirten Dr. Uluç, “Yapay zeka araçları eğitimde yardımcı kaynak olarak kullanılabilir. Ancak ebeveynler ve öğretmenler, çocukların bu teknolojilerle ne kadar ve nasıl etkileşimde bulunduğunu mutlaka denetlemeli. Ekran süresi sınırlanmalı, içerikler yaşa uygun ve eğitici olmalı” önerisinde bulundu.