TV Nota'ya konuşan Ayşegül Işık, işte tam da bu alanda kendine sağlam bir yer edinmiş bir isim.
FARKLI DÜNYALAR, BENZER SORUNLAR
Ayşegül Işık, bilim kurgu romanlarıyla tanınan bir yazar olarak, bugünün dünyasının karmaşıklığını ve gelecekteki potansiyel felaketleri, insanlık tarihindeki önemli meselelerle harmanlayarak yazıyor. Kendisiyle yaptığımız röportajda, edebiyatın geleceğe dair taşıdığı anlamı ve bilim kurgu türünün toplumsal sorumlulukları nasıl yansıttığını konuştuk.
Işık, edebiyatın her türünün insanı ve toplumu anlamaya yönelik bir araç olduğuna inanıyor. "Bilim kurgu, bazen bize yalnızca uzak geleceği değil, bugünü de sorgulatıyor. Kendi yaşadığımız dünyadaki sorunları daha net bir şekilde görebiliyoruz" diyor. Onun için bilim kurgu yalnızca hayal gücüne dayalı bir eğlence aracı değil, aynı zamanda insanın varoluşuna dair temel soruları sorabileceği bir alan.
KADIN PERSPEKTİFİYLE YENİ BİR YOL
Ayşegül Işık’ın eserlerinde dikkat çeken bir diğer unsur, güçlü kadın karakterler ve toplumsal cinsiyet meselelerine dair derinlemesine analizler. "Bilim kurgu dünyasında kadınlar genellikle pasif ve arka planda kalmışlardır. Ama benim yazdığım dünyalarda kadınlar, sadece kahramanlar değil, aynı zamanda dünyanın dönüşümünü yönlendiren güçlü figürler olarak yer alıyor" diyor Işık. Kadın yazarlar olarak bu türdeki yerlerini sağlamlaştırmak, toplumsal cinsiyet normlarını sorgulamak ve değiştirmek adına önemli bir adım atıyor.
Işık, kitaplarında genellikle insanlık için tehlike oluşturan doğa felaketleri, çevresel yıkım ve sosyal adaletsizlik gibi temaları işliyor. Bu, onun eserlerini yalnızca birer eğlencelik okumalar olmaktan çıkarıp, okuyuculara derinlemesine düşünmelerini gerektiren metinler haline getiriyor. Aynı zamanda teknoloji ve yapay zekâ gibi konularda da cesurca düşüncelerini paylaşıyor. "Bilim kurgu, yalnızca uzak gelecek hakkında tahminlerde bulunmakla kalmaz, aynı zamanda bugünkü teknolojik gelişmelerin ve etik sorunların da altını çizer" diyor.
BİLİM KURGU: SOSYAL ELEŞTİRİ VE GELECEĞİ YORUMLAMA
Ayşegül Işık, bilim kurgu türünü sadece toplumsal eleştirinin bir aracı olarak değil, aynı zamanda geleceği şekillendirebilecek bir tür olarak görüyor. Onun gözünden, bilim kurgu edebiyatı "farklı alternatifler üretme" gücüne sahip bir alan. "Her bir romanımda, toplumları ve insanları farklı açılardan ele alarak, gelecekte nasıl bir dünya inşa edebileceğimizi sorguluyorum. Bu, sadece bilimle ilgili değil, aynı zamanda etik, ahlaki ve toplumsal değerler ile ilgili bir tartışma" diyor.
BİLİM KURGU VE HİKÂYELERİN GÜCÜ
Ayşegül Işık’ın eserleri, yalnızca bilim ve teknolojiye dayalı olmaktan çok, insanın doğası ve karşılaştığı zorluklara karşı verdiği mücadele üzerine kurulu. Onun yazdığı evrenlerde, insanlar kendi sınırlarını aşmak, hayatta kalmak ve yeni anlamlar yaratmak için mücadele ederken, yapay zekâ ve teknolojinin insanlıkla olan ilişkisini de sorguluyor.
Işık, "Hikâyeler, insanlık tarihinin en güçlü araçlarıdır. Biz hikâyeler aracılığıyla kendimizi ifade ederiz. Bilim kurgu ise bu hikâyeleri, dünyayı daha iyi bir yer yapmak için bir fırsat olarak kullanmamıza olanak tanır" diyor. Yazar, romanlarının sadece distopik dünyanın karamsar yönlerini değil, aynı zamanda umut veren ve insanın evrimine dair umut vadeden bakış açılarını da içerdiğini belirtiyor.
GÜÇLÜ YAZAR, GÜÇLÜ GELECEK
Ayşegül Işık, bir yazar olarak yalnızca bir hikâye anlatıcısı değil, aynı zamanda toplumun değerlerini, normlarını ve geleceğe dair beklentilerini yeniden şekillendiren bir figür. Bilim kurgu romanları, sadece hayal gücünü değil, aynı zamanda insanın toplumsal sorumluluklarını da ortaya koyuyor. O, her yazdığı hikâyede geleceği, bugünün sorunlarıyla bağdaştırarak okuyucularına farklı bir bakış açısı sunuyor.
Güçlü kalemi ve derin düşünsel yapısıyla Ayşegül Işık, bilim kurgu türünü sadece bir eğlence unsuru olarak değil, aynı zamanda toplumları dönüştürebilecek bir araç olarak kullanmaya devam ediyor. Gelecek, bu yazarın kalemiyle şekillenecekse, daha sorumlu, daha adil ve daha bilinçli bir dünyaya doğru yol alabiliriz.