Bu bağlamda, Karagöz sanatçısı Mahir Canpolat ile gölge oyununun geçmişini, bugünkü konumunu ve gelecek nesillere nasıl aktarılması gerektiğini konuştuk.
KARAGÖZ, SADECE EĞLENCE DEĞİL; DERİN BİR TOPLUMSAL ELEŞTİRİDİR
Mahir Canpolat, Karagöz ve Hacivat’ın sadece güldüren karakterler olmadığını, aynı zamanda halkın sesi olduğunu vurguluyor:
“Karagöz, halkın zekâsıdır; Hacivat, düzenin sesi. Bu ikili üzerinden, zamanının siyasetini, eğitimini, toplumsal yapısını ince bir mizahla anlatırız. Yani bu sadece bir eğlence değil; aynı zamanda bir ayna.”
TEKNOLOJİYLE BARIŞIK, GELENEĞİNDEN ÖDÜN VERMEYEN YAKLAŞIM
Modern çağda çocukların ilgisini çekebilmek için teknolojiden yararlandığını söyleyen Canpolat, ama özden hiç uzaklaşmadığını ifade ediyor:
“Karagöz perdeye yansıyor evet, ama hala deriden kesilmiş figürleri kullanıyoruz. Işık dijital olabilir ama ruhu geleneksel kalmalı. Ben teknolojiyle gölgeyi değil, dikkatleri buluşturuyorum.”
UNUTULMAMASI İÇİN ÖNCE OKULLARA GİRMELİ
Karagöz ve Hacivat’ın unutulmaması için yapılması gerekenleri sorduğumuzda Mahir Canpolat’ın ilk cevabı eğitim sistemine entegrasyon oluyor:
“İlkokuldan itibaren çocuklara gölge oyunu tanıtılmalı. Atölyeler yapılmalı, tiyatro kulüpleri kurulmalı. Bu oyunları sadece Ramazan ayına sıkıştırmak çok yanlış. Karagöz, 12 ay yaşamalı.”
ULUSLARARASI SAHNELERDE KARAGÖZ’E YOĞUN İLGİ VAR
Canpolat, gölge oyununu yurt dışında da sahnelediğini ve Türk kültürüne olan ilgiden oldukça memnun olduğunu dile getiriyor:
“Japonya’dan Almanya’ya, gittiğimiz her ülkede insanlar Karagöz’e hayran kalıyor. Kültürel derinliği, mizah anlayışı ve figürlerin estetik yapısı, onların da ilgisini çekiyor. Bizim değerimizi başkaları tanıyor, sıra bizde.”
YEREL YÖNETİMLER VE DEVLET DESTEĞİ GEREKLİ
Sanatını sürdürebilmek için bireysel çabanın yeterli olmadığını belirten Mahir Canpolat, destek çağrısında bulunuyor:
“Karagöz sanatçıları olarak ayakta kalmakta zorlanıyoruz. Belediyelerin kültür etkinliklerinde daha çok yer almalıyız. Kültür Bakanlığı bu alanda daha fazla proje ve teşvik sağlamalı.”
KARAGÖZ’ÜN DİLİ YAŞAYAN TÜRKÇE’DİR
Kelimelerin gücünü ve dilin evrimini gölge oyununda gözlemlemenin mümkün olduğunu ifade eden Canpolat, Karagöz’ün dilini şöyle anlatıyor:
“Bazı kelimeler artık kullanılmıyor ama Karagöz’le sahneye çıktıklarında yeniden hayat buluyor. Yaşayan Türkçe’nin arşividir bu oyunlar. Hem gülersiniz hem öğrenirsiniz.”
YENİ NESİL SANATÇILAR YETİŞMELİ
Son olarak mesleğin devamlılığı açısından gençlere büyük rol düştüğünü belirten Canpolat, çağrısını yineledi:
“Benim en büyük hayalim, Karagöz sanatçısı yetiştiren bir merkez kurmak. Gençlere bu işi sevdirirsek, yüzyıllar sonra da Karagöz perde arkasında konuşmaya devam eder.”
Karagöz ve Hacivat, sadece iki gölge figürü değil; yüzyıllardır halkın sözcüsü, mizahın taşıyıcısı, kültürün hafızasıdır. Mahir Canpolat’ın sözleriyle bu mirasın kıymetini bir kez daha hatırladık:
"Gölgeye değil, özümüze bakmamız gerek. Orada Karagöz hala gülüyor."