Araştırmanın verileri, The Lancet Planetary Health dergisinde yayınlandı ve Future Earth’ün öncülüğündeki uluslararası bir bilim komisyonu ile Global Commons Alliance'ın temel bileşeni olan Earth Commission tarafından kaleme alındı.

Ünlü bilim insanlarının yer aldığı komisyon raporu, geçtiğimiz yıl Nature dergisinde yayınlandı. İnsan ile gezegenin gelişimsel sınırlarının aşıldığını dile getiren çalışma “Güvenli ve Adil Yeryüzü Sistemi Sınırları” raporunun üzerine inşa edildi.

"2050'YE KADAR GÜVENLİ VE ADİL ALAN KALMAYACAK"

Uzmanlar ivedikle bir dönüşüm yapılmadığı takdirde “Güvenli ve Adil Alanın” zaman içinde daralacağını, iklim konusunda, şimdi önemli değişiklikler yapılmazsa, 2050 yılına kadar Güvenli ve Adil Alan kalmayacağı tespit edildi.

Doğanın Tatlı Gücü Dut Pekmezinin Sağlık Sırrı ve Kullanım Rehberi Doğanın Tatlı Gücü Dut Pekmezinin Sağlık Sırrı ve Kullanım Rehberi

Çalışmanın sonuçlarına göre gıda, enerji ve kentsel sistemler acilen dönüştürülmezse yeryüzü sistemlerinin dünyanın dört bir ucundaki insanlara daha fazla zarar vereceği tahmin ediliyor. Rapor ayrıca tehlikeli devrilme noktalarını aşma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.

ARAŞTIRMA TÜRKİYE'NİN DE KARŞI KARŞIYA KALACAĞI SORUNLARDAN BAHSEDİYOR

Araştırma, Türkiye özelinde de dikkate değer bulgular sunuyor. Türkiye’de yaklaşık 70 milyon insan, çeşitli güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya bulunuyor. Özellikle, Türkiye'de yaklaşık 39 milyon kişi, biyolojik çeşitlilikteki kayıplar nedeniyle ekosistem hizmetlerine erişim kapasitesinin azaldığı bölgelerde yaşıyor. İklim değişikliğinin etkileri, Türkiye’yi dünya genelinde en fazla etkilenen ülkelerden biri haline getiriyor. Örneğin, 2100 yılına kadar 2°C’lik sıcaklık artışı yaşanırsa, 3 milyon insan deniz seviyesindeki yükselmelerden etkilenecek. Yaklaşık 68 milyon kişi, PM2.5 adı verilen ince partiküller nedeniyle sağlıksız hava koşullarına maruz kalıyor. Türkiye'de 7 milyon insan güvenli olmayan seviyelerde azot, 58 milyon kişi ise fosfor fazlalığına maruz kalıyor; bu durum çevre ve insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Tahminlere göre, yaklaşık 24 milyon kişi yüzey suyu, 66 milyon kişi ise yer altı suyu için güvenli olmayan koşullarla karşı karşıya.

"ÜÇ ALANDA KÖKLÜ DEĞİŞİM ŞART"

Rapor, insanların ve doğanın gelişimine açık olan "Güvenli ve Adil Alan"ın sağlanabilmesi için üç alanda köklü değişim çağrısında bulunuyor: Bunlardan ilki, Politikaların Yeniden Şekillendirilmesi. Politika yapıcılar, işletmeler ve sivil toplum arasında daha etkili bir iş birliği ile yeni politikalar ve finansman mekanizmaları oluşturulması gerekmektedir. İkincisi, Kaynak Yönetimi: Toplum genelinde kaynakların daha verimli ve adil bir şekilde yönetilmesi, aşırı tüketimin azaltılması ve temel kaynaklara erişimin artırılması hayati öneme sahiptir. Son olarak, sürdürülebilir teknolojilere yatırım ile özellikle sınırlı kaynaklara sahip bölgelerde, sürdürülebilir ve uygun maliyetli teknolojilere yapılan yatırımlar, hem kaynak kullanımını azaltacak hem de "Güvenli ve Adil Alan"ın yeniden oluşturulmasına yardımcı olacaktır.

Bu bulgular, gezegenimizin geleceği için hayati öneme sahip dönüşümlerin gerekliliğini vurguluyor.

Muhabir: Sıla Öcal