CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen üyelerinin de katılımıyla depreme dayanıksız olduğu belirtilen Ankara Çankaya İlçe Milli Eğitim Bakanlığı binasının önünde basın açıklaması yaptı. Özçağdaş, "Buradan Sayın Bakan'a çağrıda bulunuyorum. Buyursun gelsin, burada bir milli eğitim müdürlüğü olur mu baksın. Burada canlardan bahsediyoruz. Bu ülke bir deprem ülkesi. Bu ülkede bir deprem daha olsa, bu 200 arkadaşımız burada çalışıyor olsa, sonra ne diyeceğiz?" ifadelerini kullandı.

Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Saraçoğlu Mahallesi'ndeki adresinden Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) ait olan ve depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle boşaltılan binaya taşınmış, binanın depreme dayanıksız olması eğitim sendikaları tarafından protesto edilmişti.

CHP'nin Milli Eğitim Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş, Eğitim-İş ve Eğitim Sen üyelerinin üyelerinin de katılımıyla Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. “Sağlam bina, sağlıklı çalışma ortamı istiyoruz” yazılı pankart açan eğitimciler, “Bakan uyuma, personele sahip çık” sloganları attı.

Özçağdaş, açıklamasında binanın depreme dayanıksız ve çalışma koşullarının yetersiz olduğunu belirterek, binanın boşaltılmasını ve çalışanların güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına kavuşturulmasını istedi. Suat Özçağdaş, “Türkiye’nin bitkisine, ağacına, gölüne, hayvanına saygı duymayan iktidarın doğal olarak çalışanlarına da insanlarına da saygı duyduğu söylenemez” dedi.

TEHLİKELİ BİNA BOŞALTILIP OKUL YAPILMIŞ

Çankaya İlçe Milli Eğitim Binası önünde daha önce de sendikaların katılımıyla bir açıklamaya yaptıklarını hatırlatan Özçağdaş, şunları söyledi:

"Çok haklı bir talep var. Bu bina ile ilgili iki sorun var. Birincisi, bu bina güvenli bir bina değil. Bu bina başka bir kamu kurumu tarafından güvensiz olduğu için boşaltılmış. Temelinde problem var. İkincisi de çalışmaya müsait değil. Yangın merdivenleri kapalı, odalar uygun değil. 200 kişi buraya sokulmuş, asansörleri yok. Dolayısıyla engelli bir vatandaş buraya gelse yukarı çıkamaz. Onlarca sorun var burada. Arkadaşlarımız 24 Ocak’ta açıklama yaptı. 9 Şubat’ta bir soru önergesi verdim Sayın Bakan'a. Bu binanın durumu nedir, diye sordum. 25 madde cevap geldi. Dediler ki, ‘Biz bu binayı iş sağlığı ve güvenliği birimlerimize denetlettik.' Sonrası yok. Peki sonra ne yaptınız? Hala buradayız.” 

200 KİŞİ BİNADAYKEN, DEPREM OLSA?

“Bu ülkede bir deprem daha olsa, bu 200 arkadaşımız burada çalışıyor olsa, sonra ne diyeceğiz?” ifadelerini kullanan Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çankaya, Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri. Muhtemelen Bakanlığın en kalabalık ilçe personelinin olduğu yer. Burada tüm sendikalar birleşmiş,  yüksek sesle itiraz etmiş. Bizi dinleyen komşular var. Onların hayatları da olumsuz etkileniyor. Buradan Sayın Bakan'a çağrıda bulunuyorum, buyursun gelsin. Burada bir milli eğitim müdürlüğü olur mu baksın. Sayın Bakan, iş sağlığı ve denetimlerinde ne denmiş baksın. Bu böyle olmaz. Milli eğitim ile ilgili söylenen her bir söze ideolojik bir cevap veren, kafayı sadece Maarif Modeli ile öğretmenlerin sorunlarının çözülmediği Öğretmenlik Meslek Kanunu ile kadrolaşma ile bozmuş bir grup insan var. Burada canlardan bahsediyoruz. Bu ülke bir deprem ülkesi. Bu ülkede bir deprem daha olsa, bu 200 arkadaşımız burada çalışıyor olsa, sonra ne diyeceğiz? Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi ‘Fıtrat’ mi diyeceğiz? Siz beceriksizsiniz. İnsanları sevmiyorsunuz,  çalışanlarınızı önemsemiyorsunuz. Ankara’nın göbeğinde yedi ay önce bu bina yıkılacak diye açıklama yaptık. Daha kaç ay süre verelim? Bu bina bir ölüm tehdidi taşıyor. Bakanlığın 24 saat içerisinde derhal buraya gelerek, buradaki feryadı duymasını öğretmenlerimiz adına talep ediyoruz. Pazartesi günü Genel Başkanımız başkanlığında sendikalarımızla bir araya geleceğiz. Çalışmaya devam edeceğiz. Tüm meslek mensuplarını kapsayan bir yeni yasa çalışmak için önümüzde fırsat ve zaman var.”

İNSAN ONURUNA UYGUN ŞARTLARDA BARINDIRMIYOR

Binada çalışanların tehlike altında olduğunu söyleyen Eğitim-İş Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Doğan Dağdelen de “Dışarıdan şekilli, canlı görünüyor ancak içine girdiğiniz zaman ne binanın fiziksel yapısı ne de içerideki çalışma koşulları insan onuruna yaraşır koşullar barındırmıyor. 2022 yılının Ocak ayından itibaren Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü çalışanı arkadaşlarımız, bu binada hizmetlisinden memuruna, şoföründen ilçe milli eğitim müdürüne kadar bu binada canlarını tehlike altına atarak, hayati risk taşıyarak, eğitim çalışanlarına ve öğrencilerine, öğretmenlerine hizmet vermeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.

TEMELDE KAYMA VAR

“ 'Kelle koltukta’ tabirini açıklayın diye söylenecek olsa herkes çekinmeden Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binasını gösterebilir” diyen Dağdelen, şunları kaydetti:

Stanford Üniversitesi Türkiye'den 5 akademisyeni seçti Stanford Üniversitesi Türkiye'den 5 akademisyeni seçti

“Daha önce burada defalarca dile getirdik, sağır sultan duydu. Bakan ve iktidar maalesef duymadı. Ya da duydular duymamazlıktan geliyorlar. Çünkü bu bina daha önce TÜİK tarafından Bölge Müdürlüğü olarak kullanılıyordu. Daha sonra, temelinde 10 santimetrelik bir kayma olduğu ve depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle boşaltıldı. Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası, dönüşüme, ranta uğratılan Saraçoğlu Mahallesi’ndeyken orası ranta kurban edildi. Oradan ilçe milli eğitim müdürlüğü çalışanları 7 farklı okula dağıtıldı. Daha sonra ‘Size bina bulduk’ denildi. Bulunan bina da arkamızdaki bina. Bir devlet dairesi, kamu kurumu olma niteliğinden son derece uzak. Gerek burada çalışan arkadaşlarımız yazılı başvuru yaptılar gerekse bizler sendikalar olarak Bakanlıktan talepte bulunduk. İnsan onuruna yakışır, sağlıklı hijyen koşullarına sahip, onurlu bir çalışma koşulu sağlayacak bina temin edilsin diye. Personel Genel Müdürü, ‘Bu benim işim değil, inşaat emlağın işi’ diyor. İl Milli Eğitim Müdürü'ne söylüyoruz, ‘Bakanlıkla görüşüyoruz, bir yer bulmaya çalışıyoruz’ diyor. ” 

"ÇADIR KURACAĞIZ"

Sendika üyelerinin güvenli bina taleplerinin karşılanmaması halinde müdürlük binasının karşısında bulunan boş arazide çalışacağını söyleyen Dağdelen, “Üyelerimiz ve diğer sendika üyelerinin öncelikli olarak bundan sonraki süreçte taleplerimizin dikkate alınmaması halinde, bu ölüme mahkum edilmiş binada hizmete devam etmeye zorlanması halinde, şu karşıda gördüğünüz alanda çadırlarda devlet hizmetini sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Genel Mali Sekreteri Hasan Kütük ise “Dokuz binden fazla eğitim emekçisine hizmet eden bir kurumun önündeyiz. Burada bu insanları ölüme mahkum yaşamaya zorunlu kılanlar, ne kendi vicdanlarına ne de çocuklarına ne de bu ülkenin eğitim emekçilerine hesap veremeyecekler.” diye konuştu.

Kaynak: anka