1-YUMURTA (2007)

Semih Kaplanoğlu’nun “Yusuf Üçlemesi” nin ilk filmi *Yumurta*, ana karakter Yusuf’un hayatının belirli dönemlerini ele alıyor. *Yumurta*, olgunluk döneminde Yusuf’un annesinin ölümünden sonra doğduğu kasabaya, Tire’ye dönüşünü ve burada yeniden kendini bulmasını anlatıyor. Bu durumda, kronolojik açıdan *Yumurta*, serinin en son filmi konumunda. Kaplanoğlu, üçlemeye son filmden başlamasının sebebini, izleyicinin geçmişle güncel deneyimler arasındaki bağlantıyı keşfetmesine yardımcı olmak amacıyla bir tür geriye dönüş oluşturma isteği olarak açıklıyor. Bu şekilde, izleyicinin düşünsel bir yolculuğa çıkmasını hedefliyor.

2-SÜT (2008)

Semih Kaplanoğlu’nun "Yusuf Üçlemesinin’ ikinci filmi *Süt*, ana karakter Yusuf'un kasabasında annesiyle yaşadığı gerilimleri ve onun şair ruhunun etrafındaki baskılara karşı verdiği mücadeleyi işliyor. Film, Yumurta ‘da belirtilen kültürel ve sosyal dönüşümün taşrada nasıl başladığını daha derin bir şekilde ortaya koyuyor. Yönetmen, gelenekle modernite arasındaki çatışmayı, Yusuf'un içsel çatışmaları ve çevresiyle uyumsuzluğu üzerinden etkileyici bir şekilde sunuyor. *Süt*, Yusuf'un çocukluktan ergenliğe geçişini, annesinden ve doğduğu yerden kopuşunu sembolize ediyor; bu süreçte birey olarak kendi hayatını sürdürme sorumluluğunu anlamaya başlıyor.

3-BAL (2010)

Bal Filmi Yusuf'un çocukluk dönemine ve babasıyla olan ilişkisine odaklanarak, kişiliğinin şekillenmesinde önemli bir dönüm noktasını ele alıyor. Annenin yerini alan baba figürü, Yusuf'un dünyasında derin bir etki bırakırken, Kaplanoğlu'nun sembol kullanımı da belirgin bir şekilde artıyor. İlk sahnede gökyüzüne fırlatılan halat, inanç ve yaşam arasındaki dengeyi simgelerken, babanın riskli bal tırmanışı, dünyevi ve manevi yolculuğu etkileyici bir şekilde metaforize ediyor.

Muhabir: Fatma Nur Vural