Geleneksel İslam sanatının en zarif dallarından biri olan hat sanatı, günümüzde usta ellerde yaşamaya devam ediyor. Bu ustalardan biri olan hattat Hüseyin Lokman, yıllarını verdiği sanat yolculuğunu, hattın ruhunu ve genç nesillere mesajlarını bizlerle paylaştı.
“HAT, SABIR VE HUŞU GEREKTİRİR”
Hat sanatını bir yazıdan öte ruhla yapılan bir ibadet olarak gören Hüseyin Lokman, bu sanatın asıl özünün sabırda yattığını söylüyor. Lokman, “Hat sadece güzel yazı değildir. Her harf bir dua, her kelime bir zikirdir. Bu yüzden kalem eldeyken kalp de niyazda olmalı” diyerek hattın manevi yönüne dikkat çekiyor.
GELENEKLE GELECEK ARASINDA BİR KÖPRÜ
Hüseyin Lokman, gelenekten gelen bu sanatın çağımızda teknolojiyle iç içe bir biçimde de yaşatılabileceğini savunuyor. “Dijital araçlar hat sanatını tehdit değil, tamamlayıcı bir unsur olabilir. Ancak özünden ve estetik değerinden taviz vermeden...” sözleriyle modernleşmenin hat sanatındaki yeri konusunda dengeli bir duruş sergiliyor.
GENÇLERE TAVSİYE: ACELE ETMEYİN, HARFLER SİZİNLE KONUŞSUN
Hat sanatına ilgi duyan gençlere tavsiyelerde bulunan Lokman, “Sabırsızlık bu sanatın düşmanıdır. Her harf ile konuşmayı öğrenin. Onu tanıyın, anlamaya çalışın. O zaman kalem size itaat etmeye başlar” diyerek öğrencilerine yıllardır bu sabrı aşılamaya çalıştığını belirtiyor.
ESERLERİ YURT DIŞINDA SERGİLENİYOR
Yurt içinde birçok kişisel sergi açan Hüseyin Lokman’ın eserleri, son yıllarda Almanya, Katar ve Malezya gibi ülkelerde de sergilendi. Sanatçının özellikle Osmanlı tuğraları ve ayet-i kerimeler üzerine yaptığı çalışmaları büyük ilgi gördü.
“BU SANAT, BİR MİRAS DEĞİL, EMANETTİR”
Hüseyin Lokman haberin sonunda ise hat sanatının sadece bir estetik miras olmadığını, aynı zamanda kültürel ve manevi bir emanet olduğunu vurguluyor: “Biz bu sanatı dedelerimizden miras değil, emanet aldık. Aynı özenle korumak, öğrenmek ve aktarmak boynumuzun borcu.”