Elvankent’teki özel bir klinikte fizyoterapist olarak hizmet veren Kutay Aydoğan, masa başında çalışan bireylerde ne gibi sağlık sorunları ortaya çıkabildiğini anlattı. Uzun süre statik duruşun zararlarına değinen Aydoğan, “Statik oturma, bir tür hareketsiz davranıştır. Hareketsiz davranış, aktiviteler düşük enerji tüketimiyle ve oturma veya yatma pozisyonuyla birleştiğinde ortaya çıkar. Uzun süre oturmak, iş yerinde artan bir mesleki sağlık riskidir. Bilgisayarların ve diğer benzer cihazların kullanımı nedeniyle birçok çalışan, uzun süreler boyunca masalarına bağlı kalmaktadır. Örneğin uzun süre oturma; servis masalarında çalışanlar, üretim hatlarında çalışanlar, laboratuvarlarda çalışanlar, hava trafik kontrol çalışanları, kontrol odası çalışanları ve uzun mesafe şoförlerinde de görülmektedir” dedi.

“TEKNOLOJİK GELİŞİM, TERSİNE ETKİDE BULUNDU”

“Aslında teknolojik gelişim burada tersine bir etkide bulundu diyebiliriz” şeklinde konuşan Aydoğan, ifadelerini şu şekilde sürdürdü: “Eskiden memurların yaptığı iş her ne kadar masa başı sıfatı ile adlandırılsa da yine de bir dosya imzası, arşivleme, arşivden alma, telefona gitme gibi etkenlerle çok daha aktif hareket gösteriyorlardı fakat maalesef bu saydığım durumların günümüzde karşılığı teknolojinin gelişimi ile sadece bir tuşa basmak veya mouse’a tıklamak şeklinde devam etti. Dolayısıyla sadece sağlık alanındaki gelişmeler hasta tanı sayısını artırmadı. Günümüz masa başı işçileri de daha çok bu sorundan doktora gider oldu.”

Fizyoterapist Aydoğan, “EU-OSHA'nın ESENER 2019 anketinde, işletmelere mesleki güvenlik ve sağlık konusundaki mevcut yönetimleri sorulduğunda AB28'de (işletmelerin yüzde 59'u) en sık bildirilen üçüncü risk faktörü, uzun süre oturmak oldu” diye kaydetti.

UZUN SÜRELİ STATİK OTURMANIN RİSKLERİ

Uzun süreler boyunca statik yani hareketsiz oturmanın birçok risk barındırdığını belirten Aydoğan, “Bunlardan başlıcaları diyabet, kalp ve dolaşım sorunları, psikolojik sorunlar ve bizim de şu anki görüşmemizin konusu olan postür, dahası kas iskelet, sinir sorunlarıdır” şeklinde konuştu.

STATİK OTURMA İLE KAS İSKELET SİSTEMİNE VERİLEN ZARAR

Bel ağrısı, boyun-omuz şikâyetleri, alt ekstremite şikâyetleri, dirsek ve el bileği şikâyetleri gibi pek çok rahatsızlığa yol açan statik oturmaya yönelik bilgilendirmelerine devam eden Aydoğan, “Oturmak, omurga içindeki omurlar arası boşluğu etkiler. Alt sırt omurlar arası disk basınçları, ayakta durmaya veya yürümeye kıyasla oturduğunuzda önemli ölçüde artar. Kişinin nasıl oturduğuna bağlı olarak omurlar arası disk basınç seviyelerinin değiştiği, uzun zamandır bilinmektedir. Sırt desteği olmadan dik oturduğunuzda alt sırt omurlar arası disk basıncı ayakta disk basıncına kıyasla yüzde 140'tır. Öne eğilerek oturduğunuzda alt sırt omurlar arası disk basıncı ayakta disk basıncının yüzde 190'ıdır. Disk basınçlarındaki artışa ek olarak oturma, bağ zorlanmalarını artırır ve lokal olarak kaslar ve tendonlar üzerinde daha fazla yük oluşturabilir. Bu; duruşsal stres bozuklukları, eklem sıkışması ve yumuşak doku (kaslar, tendonlar, bağlar) yaralanmalarıyla ilişkili ağrı, rahatsızlık, zorlanma ve yaralanma riskini artırır. Daha yakın tarihli çalışmalar, son 24 saat içinde görülen sırt ağrısının statik oturma davranışıyla bağlantılı net bir eğilim gösterdiğini doğrulamaktadır” ifadelerini kullandı.

BOYUN VE OMUZ KASLARININ AŞIRI ZORLANMASI NELERE SEBEP OLUR?

Kutay Aydoğan, iş yerinde oturma süresinin boyun-omuz ağrısıyla ilişkili olduğunu belirterek “Uygunsuz bir çalışma duruşu, boyun ve omuzlarda artan kas gerginliğine yol açabilir. Boyun ve omuz kasları ‘aşırı zorlandığında’ kan damarlarındaki basınç artacaktır, bu da kola doğru olan kan damarlarının kısmen sıkışabileceği anlamına gelir. Sonuç, kan akışının azalması nedeniyle ağrılı bir boyun, omuz kasları ve soğuk eller veya bunların bir kombinasyonu olabilir” dedi.

Aydoğan, “Statik duruşunuza ek olarak bir de yanlış pozisyonda duruyorsanız işler daha da sakıncalı olabiliyor. Boyun fıtığı ve düzleşmesi bunun en yaygın, en sancılı örnekleri olabiliyor” açıklamasında bulundu.

“UZUN SÜRE OTURMAK, BACAK DAMARLARINDA SIVI BİRİKMESİNE YOL AÇAR”

“Uzun süre ayakta durmak, alt uzuv bozukluklarının (ayak bilekleri, dizler, kalçalar) gelişimi için bir risk faktörü olsa da AB çalışanları arasında kendi kendine bildirilen şikâyetlerin analizi, oturma ile alt uzuvlardaki MSD şikâyetleri arasında böyle bir ilişki bulamadı” diyen Aydoğan, oturma molalarının ayakta çalışmadan kaynaklanan alt uzuv bozukluklarından korunmaya katkıda bulunacağını aktararak “Ancak uzun süre oturmak, ayağa kalkıldığında alt uzuvlarda kas rahatsızlığına ve eklem sertliğine neden olabilir ve uzun süre oturmak, bacak damarlarında sıvı birikmesine yol açabilir. Bu da alt uzuvlarda rahatsızlık, ağrı ortaya çıkarabilir” diye kaydetti.

“AMELİYATA KADAR VARABİLİR”

Fizyoterapist Kutay Aydoğan, “Yanlış oturmak denince herkesçe yaygın görüş, ilk olarak omurları korumaktır ve bu düşünce çok da doğrudur. Fakat unutulmaması gereken ve süreç boyu çok sancı çekebileceğiniz bir diğer husus ise yaygın el bileği sorunları olabilir” şeklinde konuşarak şöyle devam etti: “Kısaca açıklamam gerekirse bileğinizden geçen Median siniri çok uzun süreler boyunca el bileğinizin ağırlığı ile masa arasında bir baskıya maruz kalıyor, bu da belirli inflamatuar süreçleri beraberinde getirerek yoğun bir ağrılı dönem yaratabiliyor. Bu durumun önemsenmemesi halinde iş ameliyata kadar varıyor.”

Aynı durumun dirsekler için de geçerli olabildiğini, bunun için hastalarına laptop kullanma durumlarında laptop yükseltici aksesuar kullanımlarını kesmelerini önerdiğini söyleyen Aydoğan, “Çünkü bilekleri korumak adına dirseklere ağırlığınızın büyük bir bölümünü veriyor ve öne eğiliyorsunuz. Özellikle Ankara gibi bir kentte çok masa başı çalışan olduğunu düşünürsek önerilerim fazlaca olabiliyor” dedi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Aydoğan, bahsettiği rahatsızlıkların önüne geçmek adına neler yapılabileceğine ilişkin “Söylediğim şeyler kesinlikle ve kesinlikle kas iskelet bozukluklarını önlemeye yönelik günlük hayatta konforunuzu artırabilecek ve ofisinizde hemen yapabileceğiniz şeyler. Bunun dışında duran tüm ağrı yaşayan hastalara ilk tavsiyem, doktor yönlendirmesi ile görüntüleme veya manuel testlerle ilk tanısını almak ve fizyoterapist eşliğinde tedavi protokollerine başlamak olur” diyerek çözüm önerilerini şu ifadelerle sıraladı: “Boyun ağrıları için Chin tag egzersizleri 5 Sn 15 tekrar, boyun bölgesi germe egzersizi (son noktada 15 sn durmak ile 10 tekrar), üst trapez kası germe egzersizi (son noktada 15 sn durmak ile 10 tekrar), boyun izometrik güçlendirme egzersizleri (5 sn tutarak 10 tekrar).

Avrupa Yakası’nın Kubilay’ını kaybettik Avrupa Yakası’nın Kubilay’ını kaybettik

Bel ağrıları için ilk öneri şudur ki saat başı ayakta 5 dakika dinamik şekilde bulunmak. Disk heniasyonu olan bireylere önerim ağrı girdiği an oturma pozisyonunu değiştirmek değil, ayağa kalkıp ritmik ve yavaşça yürümek daha iyi bir çözüm. Dik oturur bir şekilde sağa ve sola rotasyon yapılmalı (10 tekrar).

Dirsek ve el bileği ağrıları için çok önemli ve ilk tavsiyem, bilek ve dirsek altına yumuşak bir desteklik koymak olur. Aynı zamanda Median sinir ve ulnar sinirler için küçük germe ve mobilizasyonları yapılmalı -arama motorlarına median sinir germesi, ulnar sinir germesi yazarak platformlardan doğru bir şekilde yapılışı görülebilir-.

En önemlisi; bu gibi rahatsızlıkların neden kaynaklandığını unutmamak gerek. Yanlış oturmaya devam edilmesi durumunda bu basit ama etkili önerilerden çok fayda sağlanması düşünülemez. Peki doğru oturma nasıl olmalı? Benim de hastalarıma çokça önerdiğim şekilde eğer ki farklı bir sorununuz yoksa 3 dik açı duruşu sizin için uygun olacaktır (dirsek,bel ,diz). Oturma sırasında sırt, bacaklar ve dizler arasında dik açılı bir pozisyon sağlanmalıdır. Ayaklar yere tam olarak temas etmelidir. Baş, mümkün olduğunca düz ve ortada tutulmalı, sağa veya sola eğik olmamalı ve herhangi bir yöne dönük durmamalıdır. Oturma pozisyonu sık sık değiştirilmelidir. Dirsek ve kollar vücuda yakın ve rahat bir pozisyonda olmalı, dirsekler ortalama 90-120 derecelik açıyla kullanılmalıdır. Omuzlar ne aşağıda ne de yukarıda olmalıdır. Kollar, 90 dereceyi aşan aktivitelerde sık kullanılmamalıdır. Önkol, el bileği ve el düz ve aynı hizada olup yere paralel olmalıdır. Bacakların hareketi kısıtlanmamalıdır.”

Muhabir: Elif Aybike Demir