Eylül ayının gelmesi ile birlikte havaların soğuması beklenirken, havaların sıcak seyretmesi insanları korkutuyor. Prof. Dr. Hüseyin Toros açıklaması ile iklimin yapısını anlattı.
“SON YILLARDA DÜNYAMIZ GİTTİKÇE ISINIYOR”
Son yıllarda dünyanın daha sıcak bir hal aldığını söyleyen Toros, “Hava durumu günübirlik ve uzun süreli olarak ayrılıyor. İklim dediğimiz olay var. Biz iklim dediğimiz zaman 30 yıllık ortalamadan bahsediyoruz. İklimin içinde salınımlar vardır. Bazı yıllar daha sıcak, bazı yıllar daha soğuk, bazı yıllar daha yağışlı, bazı yıllar daha kurak geçer. Bu da iklimin yapısında olan bir şey. Son yıllarda dünyamız gittikçe ısınıyor. Örneğin, 2024 Mayıs ayı hariç sıcaklıklar hep normalin üzerindeydi” dedi.
DÜNYANIN EN SICAK GÜNÜ!
Toros, dünyanın en sıcak gününün ise 22 Temmuz’da yaşandığını söyledi. Türkiye'de haziran ayında daha önceki yıllara göre sıcaklığı karşılaştığında 3,6 derece daha sıcak geçti. Temmuz ayında son 53 yılın verisiyle karşılaştırıldığında en sıcak temmuz ayıydı. 2020’li yıllar, 2000 öncesine göre daha sıcak geçiyor. Sıcaklıklarda 1,5 derecelik bir artış gözlenmiş durumda.” ifadesini kullandı.
“SICAK BİR DÖNEM YAŞIYORUZ”
Prof. Dr. Hüseyin Toros açıklamasına şu sözlerle devam etti:
Küresel anlamda son yıllar daha sıcak geçmeye başladı. Dolayısıyla şu anda biz hem iklimsel olarak o salınımdan dolayı bir sıcak dönem yaşıyoruz, bir de küresel ısınmadan dolayı daha sıcak bir dönem yaşıyoruz. İkisi üste gelmiş durumda.
KAYNAKLARI DAHA VERİMLİ NASIL KULLANABİLİRİZ?
Daha doğru bir kullanım için ise Toros, “Üretilen gıdaların üçte biri şu anda israf ediliyor. Bu çok büyük bir rakam. Sofranıza gelen bir dilim ekmeği düşünün. Tarlanın ekilmesi, hazırlanması, yetiştirilmesi, biçilmesi, harmanı değirmeni… Ortada çok büyük bir enerji var. Su harcanıyor ama biz bugün gıdamızın üçte birini israf ediyoruz. Yani düşünün siz sofanıza gelen bir dilim ekmek tarlanın ekilmesi, hazırlanması, yetiştirilmesi, biçilmesi, harmanı değirmeni ve seni düşündüğünüz zaman 1.001 zahmetle ve çok büyük enerji harcanarak geliyor. Su harcanıyor ama biz bugün gıdamızın üçte birini israf ediyoruz.” sözlerini kullandı.
“EVLERİMİZİN İÇİ DEPOYA DÖNMÜŞ DURUMDA”
Toros, bir örnek daha vererek şöyle bir açıklama yaptı:
İstanbul’da yaşadığınızı düşünün. Aracınız var. Yılda 10 bin km yol arıyorsunuz diyelim. Ortalama 50 km hızla gitseniz 500 saat yapar, 760 saat kullandınız diyelim bir yıl 8 bin 760 saat. Bu ne demektir biliyor musunuz? Biz aldığımız malzemeyi ürünü sadece çok az kullanıyoruz. Hep depoluyoruz. Yani evlerimiz içerlerimiz hep depo haline dönmüş durumda. Yer altında milyonlarca yıldır birikmiş olan fosil yakıtlar gelişen teknolojiyle beraber daha çabuk çıkarılıyor. Daha çok çıkarılınca daha çok enerji, daha çok enerji, daha fazla üretim, daha fazla üretim, atmosferin ısınmasına yol açıyor. Atmosferi kirletiyoruz. Sadece atmosfer mi kirleniyor? Atmosfer dolayın o renkleniyor ama doğrudan da aslında dünyadaki tüm şehirler kirli havası oluyor.
“ARTIK DAHA FAZLA HASTA OLUYORUZ”
İnsanların artık daha fazla hasta olduğunun altını çizen Toros, “Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamları açık. Artık daha çok hastalanıyoruz. Hava kirliliği sebebiyle ölüm sayısı atıyor. 7 milyon kadar insanın ölüm sebebi hava kirliliği olarak gösteriliyor.
“ÇÖZÜM İKLİM BİLİNCİ”
Çözümün iklim konusunda bilinçli olmak olduğunu söyleyen Toros, “Biz verimli kullanmadığımız takdirde maalesef suyumuz yetmiyor... Barajların seviyesi azalıyor. Çözüm iklim bilinci. Hep beraber farkındalık ve duyarlı çalışması yaparak kaynakları daha verimli nasıl kullanabiliriz. Kaynakları verimli kullandığımız takdirde ülkemiz açısından herhangi bir sıkıntımız yok. Bu ısınmaya karşısında biraz daha duyarlı olmamız gerek. Bu şekilde devam edersek ülkemizde bir sorun olacağını düşünmüyorum” ifadesini kullandı.