Daha önce bir kız yurdunda çalışmaya başlayan ve 15 yıl önce de kendi yurdunu açan Selma Öktem; 2’si Ankara’da, 1’i de İstanbul’da olmak üzere 3 kız yurdunun işletmeciliğini yürüttüğünü belirterek yurtlarda sağladıkları imkânlar, öğrencilerin kurallara uyma durumu gibi konularda açıklamalar yaptı.

Son 5 yıldır ortaksız şekilde bir kuruma sahip olduğunu söyleyen 44 yaşındaki İşletmeci Öktem, sektörde kendisini zorlayan konuların başında devlet kurumlarındaki görevlilerin bilgisizliği, yetersizliği ve tembelliği geldiğini dile getirdi.

“ELİMDEN GELDİĞİNCE KURUM SAHİBİ OLARAK DEĞİL; ANNE, ABLA OLARAK DEVAMLI TELKİNLERDE VE UYARILARDA BULUNUYORUM”

Yurttan faydalanan kişiler için sağlanan; açık büfe şeklinde 12 çeşitten oluşan sabah kahvaltısı, 4 çeşit akşam yemeği, öğlen ve gece olmak üzere kıtır ekmek eşliğinde çorba servisi, 15 günde bir nevresim değişikliği, katlarda sıcak soğuk su alınabilen sebiller, ücretsiz çamaşır yıkama ve ütü, sınırsız wifi, haftada bir gün detaylı oda temizliği ve belirli üniversitelere sabahları ücretsiz servis gibi imkânların yanı sıra ayrıca can güvenliklerini sağlamak adına da alınan önlemler olduğundan bahseden Öktem, “24 saat görevli kadın personelimizin dışında 19.00-06.00 saatleri arasında erkek güvenlik görevlimiz bulunmaktadır. Onun haricinde elbette genç kadınların başına bir şey gelmesinden sürekli endişe ediyorum ve elimden geldiğince kurum sahibi olarak değil; anne, abla olarak devamlı telkinlerde ve uyarılarda bulunuyorum. Çok şükür yurtlarımızda şimdiye kadar olumsuz bir şey yaşanmadı” ifadelerini kullandı.

“BASKICI AİLELERDEN GELENLER 1-2 AY SONRA ÇOK BÜYÜK DEĞİŞİM GEÇİRİYOR”

Öktem, yurttan yararlanan 18-30 yaş aralığındaki üniversite, ikinci üniversite ve yüksek lisan öğrencisi olan genç kadınların hem ekonomik hem de sosyal statü açısından farklılıkları dolayısıyla hepsini genellememekle birlikte sergiledikleri davranışlara yönelik birtakım görüşlerini aktararak “Taşradan ve özellikle baskıcı ailelerden gelenler 1-2 ay sonra çok büyük değişim geçiriyor. Öğreneğin yurda en geç girenler genelde onlar arasından çıkıyor. İzmir gibi büyük şehirlerden gelen, aile baskısı görmeyen kız öğrenciler çoğunlukla yurttadır, bizden habersiz geç gelmez, kurallara uyar” şeklinde konuştu.

“EKONOMİK DURUMU İYİ OLANLAR HIRSIZLIĞA TEŞEBBÜS EDEBİLİYOR”

Öğrencilerin birbirlerinden çok etkilendiğini, aralarında ekonomik durumlarına göre kıskançlık yaşanabildiğini vurgulayan Selma Öktem, ekonomik durumu iyi olanlar içerisinde hırsızlığa teşebbüs oranının daha yüksek olduğuna değinerek sebebinin doyumsuzluk olabildiğinin altını çizdi.

Öktem; yaşanan olumsuzluklar karşısında konuya göre öğrencilerin aileleri ile iletişime geçtiklerini, dönem içerisinde bazılarının yurtla ilişiğinin kesilebildiğini anlattı.

“AKŞAM YEMEĞİNE KATILIM DÜZEYİ YÜZDE 60’LARDAYKEN ŞİMDİ YÜZDE 95’E ÇIKTI”

Ülkedeki enflasyonun öğrencilere de yansıdığının en bariz göstergesinin yurtta yemek yiyen kişilerin oranları olduğunu söyleyen Öktem, “Ekonomik olarak çok zorlanıyorlar. Eskiden akşam yemeğine katılım düzeyi yüzde 60’lardayken şimdi yüzde 95’e çıktı. Dışarıda yemek yeme, lüks olmaya başladı” diye kaydetti.

Öktem, açıklamalarına şunları ekledi: “Şu an ekonomik şartlar zorlasa da eskiden en son tek kişilik odalar dolardı, herkes öncelikli olarak 4-6 kişilik gibi ucuz odayı seçerdi, şimdi herkes tek kalmak için bizi zorluyor. Artık ilk önce tek kişilik odalar, sonra iki kişilikler, en son da 4-6 kişilikler doluyor. Herkesin kafası ülke gibi karışık.”

“İNSANLAR YALNIZLAŞTI”

İnsanların neden yalnız kalmak istedikleri hakkında da değerlendirmelerini paylaşan Öktem, “Koronadan sonra böyle oldu, herkes tek kalmak istiyor, insanlar yalnızlaştı. Ülkede yaşanan şartlardan dolayı da insanların birbirlerine olan tahammül eşikleri düştü, neredeyse kimse kimseyi sevmiyor” dedi.

Muhabir: Elif Aybike Demir