Başkentlilerin doğayla buluşmak için en çok tercih ettiği yerlerden biri olan Eymir Gölü, yalnızca manzarasıyla değil, taşıdığı sessiz hikâyelerle de ziyaretçilerini büyülüyor. Ancak bu göl, çoğu zaman sadece yürüyüş rotaları ve bisiklet turlarıyla anılsa da, aslında bambaşka bir dünyanın kapısını aralıyor.

GÖL KIYISINDAKİ YAŞLI KAYIĞIN HİKÂYESİ

Gölün güneybatı ucunda, sazlıkların arasında yarı gömülmüş bir kayık dikkat çekiyor. Boyası neredeyse silinmiş, kenarları yosun tutmuş bu kayık, yıllardır orada. Ne bir tabela var yanında ne de kimseye ait olduğu biliniyor. Ancak göl çevresindeki balıkçılara göre bu kayık, yıllar önce buraya yalnız yaşamayı seçmiş bir müzisyene aitti. Her sabah göle açılır, sazlıktan uzak bir noktada kemanını çalardı. Eymir’in sabah sisi o melodileri taşıyarak kıyıya getirirdi.

O müzisyen bir gün gölden dönmedi. Kayık ise hâlâ orada. Sessizce bekliyor.

KIRMIZI DEFTER: GÖL KENARINDAKİ SIR

Göl çevresinde yürüyüş yapan bir öğrenci grubu geçtiğimiz ay göl kıyısındaki banklardan birinin altında, ıslanmış bir kırmızı defter buldu. Sayfalarının bir kısmı silinmiş olsa da, okunan cümleler şaşırtıcıydı:
"Her hafta aynı noktaya geliyorum. Göl değişmiyor, ama ben değişiyorum."
Defterin yazarı bilinmiyor. Ancak gölü yalnızca bir doğa alanı olarak değil, içsel bir terapi merkezi gibi gören insanlar için bu cümle tanıdık geliyor.

SUDA YANKILANAN GECE SESLERİ

Eymir’i sık sık gece saatlerinde ziyaret eden amatör doğa ses kayıtçısı Deniz Karabaş, göl çevresinde yalnızca hayvan sesleri değil, açıklanamayan yankılar kaydettiğini söylüyor. “Bazı geceler su yüzeyinden gelen ince bir mırıltı gibi bir ses kaydediyorum. Ne rüzgâr, ne hayvan, sanki insan sesi ama çok uzaklardan,” diyor. Seslerin kaynağı hakkında net bir açıklama yok, ancak sık gelen kampçılar bu seslerin gece boyunca dalga ritmine karışarak devam ettiğini belirtiyor.

DOĞA, TARİH VE SIRLAR İÇ İÇE

ODTÜ sınırları içerisinde kalan Eymir Gölü, doğayla barışık bir yaşamın, sessiz hikâyelerin ve kayıp anıların kesişim noktası gibi. Buraya sadece yürümeye gelenler değil; geçmişini, duygularını, yalnızlığını bırakmak isteyenler de uğruyor.

Bir bankta unutulmuş bir şiir kitabı, ağaca bağlanmış eski bir kolye ya da suya atılmış bozuk paralar… Eymir, sessizce tüm sırları saklamaya devam ediyor.

Muhabir: Gizem Çoban