Türkiye’de farklı dinlere inanan insanların bir arada yaşadığı yerlerden bahis açıldığında her ne kadar akıllara başta gelen yerlerden olan İstanbul’un Kuzguncuk’u, Hatay’ın Antakya’sı arasında bulunmasa da Ankara’nın “kale bölgesi” veya “eski Ankara” diye adlandırılan yerleşim yeri de bir zamanlar -ki çok eski sayılmaz- kentteki Müslüman çoğunluğun yanı sıra Hristiyanları ve Yahudileri de içerinde barındırmaktadır.
Başkentin söz edilen özelliğini bugün de devam ettirmeye çalışan ve hizmet ettiği dine inan ziyaretçilerini ağırlamayı sürdüren Azize Tereza Kilisesi, Ankara Kalesi’nin hemen eteğinde yer almasına rağmen pek çok kişi, ibadethanenin varlığını gözden kaçırmaktadır.
NE ZAMAN ZİYARET EDİLEBİLİR?
Oldukça mütevazı yapısıyla görmeye alışık olunan kilise mimarisinden epey uzak olan mabet, salı-cumartesi günleri arasında, saat 14.00'ten 17.00'ye kadar hizmet vermektedir.
GEÇMİŞTEN BUGÜNE VAR OLUŞ SERÜVENİ
Kilisenin olduğu yerde 1905’te inşa edilip 1916’daki "Ankara Yangını"na kadar hizmet veren Aziz Clement Fransız Koleji, olayda enkaza dönüşmüştür. Yerine, 1928 yılında Fransız Cumhuriyeti armalı, Fransa Büyükelçiliği Kançilaryası, büyükelçilik salonu, küçük ve kısmî şapeli bulunan yeni bir bina dikilmiştir. Sonrasında Fransız okuluna devredilen yapı, 1962'ye kadar ilkokul görevi görmüştür. Son olarak ise 2002 yılında tamamen restore edilmiştir.
AZİZ VE AZİZE VİTRAYLARI
Aziz ve azizeleri gösteren 10 adet vitraya ev sahipliği yapan ibadethanede; Azize Meryem, Azize Yusuf, Aziz Augusitunus, Aziz Georges, Aziz Antonius, Aziz Pantaleon, Aziz Clement, Azize Barbara, Azize Jeanne d'Arc ve Azize Tereza temsilleri bulunmaktadır.
AZİZE TEREZA KİMDİR?
Louis ve Zélie Martin'in kızı olan Tereza, 4 yaşındayken annesini kaybetmiştir. 14 yaşından sonra ablasının gittiği manastıra kabul edilmiştir. Misyoner olmak için bir süre sonra manastırdan çıkan Tereza, "kutsal ruh"u bulma arayışına girmiştir. 1897 yılında verem olduğu anlaşılan Tereza, 1925’te azize ilan edilmiştir.
