Anksiyete bozukluğu, esasında doğal bir süreçtir. Yoğunluğuna bağlı olarak bazı durumlarda kişiyi motive ederek yaşanılan kaygı düzeyine odaklanmayı sağlar ve kişinin stres faktörleriyle başa çıkmasına yardımcı olur.

ANKSİYETE NEDİR?

Anksiyete günlük dildeki kaygı anlamına gelir.

Kişiyi huzursuz eden ve bireyin varlığını tehlikeye sokacak durum karşısında bedenin ve zihnin geliştirdiği istemsiz ve doğal reaksiyonlardır.

Anksiyete, gerçekte olmayan ancak gelecekteki olası tehditlere karşı gösterilen duygusal tepkilerdir ancak yoğun şekilde olması kişinin yaşam kalitesinde düşüklüğe neden olur.

En sık görülen anksiyete bozuklukları şunlardır:

  • Yaygın kaygı endişe bozukluğu
  • Akut stres (bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu travmatik bir olay) bozukluğu
  • Obsesif kompulsif (sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olmak) bozukluklar
  • Post-travmatik (Travma sonrası stres bozukluğu) stres bozukluğu
  • Genel tıbbi duruma ya da alkol gibi diğer bağımlılık yapıcıların eksikliğine bağlı meydana gelen anksiyete bozukluğu
  • Panik bozukluk (yoğun sıkıntı ve korku nöbeti)
  • Fobiler (bir duruma karşı duyulan korku)

ANKSİYETENİN NEDENLERİ NELERDİR?

Çalışmalar, genellikle çocukluk döneminde başlayan anksiyete bozukluklarının oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin birlikte etkili olduğunu göstermektedir.

Anksiyete bozukluğunun oluşumunda rol oynayan başlıca faktörler şunlardır:

  • Genetik faktörler
  • Aile, okul, iş yeri gibi sosyal çevrelerdeki sorunlar
  • Çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler
  • Çocuklukta kronik stres yaşanması
  • İlişki problemleri
  • Aile bireylerindeki çeşitli kaygı bozuklukları
  • Kontrolcü ve eleştirel ebeveyn tutumları
  • Utangaç ve çekingen kişilik özellikleri
  • Çevresel stres kaynaklı olaylar
  • Diğer sağlık sorunlarına bağlı komplikasyonlar ve zorlu ameliyatlar

Ayrıca, ev içi çatışma, uyumsuzluk, cinsel, fiziksel veya duygusal istismar, erken yaşta ebeveyn kaybı veya ayrılık gibi durumlar da anksiyete oluşmasına zemin hazırlayabilir. Sürekli stres altında olmak ilerleyen yaşlarda anksiyetenin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, kronik sağlık sorunları veya uzun süre bir hasta ile ilgilenme durumu da anksiyetenin nedenleri arasında sayılabilir.

Anksiyete bozukluğunun tedavi edilmemesi durumunda tedavi süreci zorlaşabilir. Bu nedenle, anksiyetenin erken teşhis edilmesi ve uygun şekilde tedavi edilmesi son derece önemlidir.

ANKSİYETE BELİRTİLERİ NELERDİR?

Anksiyetenin hem fizyolojik hem de psikolojik belirtileri vardır.

Anksiyetenin belirtileri genellikle dikkat ve hafıza sorunları, sıkıntılı ve gergin ruh hali, kendine veya bulunduğu ortama yabancılaşma hissi, ölüm korkusu, çarpıntı, mide ağrısı.

Anksiyete belirtilerinin gözlemlenmesi durumunda mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Anksiyetenin psikolojik belirtileri ise şunlardır:

  • Tehlike algısına yönelik dikkat artışı
  • Kalp krizi geçirme ve ölüm korkusu
  • Kontrolü kaybetme korkusu
  • Aniden çok kötü bir şey olacağına dair korku
  • Dikkat ve hafıza sorunları
  • Endişeli düşüncelere yoğunlaşma
  • Kendine veya bulunduğu ortama yabancılaşma hissi
  • Sıkıntı ve heyecan

Anksiyetenin fizyolojik belirtiler şunlardır:

  • Nefes alamama veya hızlı, sık nefes alma
  • Kas gerginliği
  • Ağız kuruluğu
  • Çarpıntı
  • Aşırı terleme
  • Mide ağrıları
  • Ellerde ve ayaklarda titreme şeklinde görülüyor.

ANKSİYETE KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Araştırmalar gösteriyor ki Türkiye’de her 100 kişiden 5 veya 6’sı hayatının herhangi bir zaman diliminde anksiyete bozukluğu yaşamış. Yaş ilerledikçe kaygı hassasiyeti de artış yaşanırken genellikle anksiyete bozukluğunun kadınlarda 2,5 kat daha fazla görüldüğü ortaya çıkmış.

ANKSİYETE NASIL TEDAVİ EDİLİR

Anksiyete, türüne göre alanında yetkin bir psikiyatrist ve uzman bir psikoloğun gözetiminde ilaç ve psikoterapi yöntemleriyle tedavi ediliyor.

Anksiyete ve diğer psikolojik rahatsızlıklar içerisinde, bilimsel olarak etkinliği en yüksek terapi yöntemleri arasında Bilişsel Davranışçı Terapi geliyor.

Kişinin düşünce yapısını ve hatalarını yorumlama biçimini yeniden yapılandıran Bilişsel davranışçı terapinin amacı kişiyi işlevsel hale getirmek, stresle baş etme mekanizmalarını güçlendirerek gevşeme teknikleriyle çalışmasını sağlamaktır.

Anksiyete de dikkat edilmesi gereken önemli hususlar şunlardır:

  • İyi bir uyku ve beslenme düzeni oluşturulmalı
  • Gevşeme tekniklerinin kullanılmalı
  • Fiziksel egzersiz yapılmalı
  • Sosyal destek alınmalı

ANKSİYETE HANGİ KOMPLİKASYONLARA NEDEN OLUR?

Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarında görülen en sık ve yaygın görülen ruhsal bozukluk türü anksiyete bozukluklarıdır.

Anksiyete bozuklukları, dolaylı olarak bağışıklık sistemini etkilediği gibi birçok fiziksel hastalığa zemin hazırlamakta ve yaşam kalitesini düşürmektedir.

Çeşitli nedenlerle en az altı ay süren okul ya da iş performansı ilgili aşırı anksiyete (kaygı), korku yaşanması ve bu duyguların kontrol altına alınmasında sorun olduğu durumlarda mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Lenfomanın belirtileri nelerdir? Lenfomanın belirtileri nelerdir?
  • Sinirlilik ya da gerginlik,
  • Yorgunluk,
  • Rahatlayamama,
  • Konsantrasyon güçlüğü,
  • Huzursuzluk,
  • Kas gerginliği,
  • Uyku bozukluğu,
  • Çabuk yorulma gibi belirtilerin en az üçü gözlemleniyorsa (çocuklarda bir tanesinin bulunması yeterlidir) bir uzmana başvurulmalı ve kişinin yaşam kalitesinin düşmemesi için bu sorunların kontrol altına alınması faydalı olacaktır.
Editör: Züleyha Kandöker Yiğit