(TBMM) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul'da yaşanan deprem üzerinden iktidarı ve yerel yönetimi, "Deprem meselesini yönetmeye niyetiniz yoksa bu işi bırakın. Vatandaşa hizmet etmeye niyetiniz yoksa, deprem için gerekli önlemleri alma beceriniz yoksa sorumluluğu birbirinize atıyorsanız bu işi derhal bırakın" diyerek eleştirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de Yeni Yol Grup toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nı kutlayan Babacan, "Asgari ücretin sadece gıda ihtiyaçlarına bile yetmediği bir dönemde, çabalayan, sağlık koşullarının ve can güvenliklerinin çok riskli olduğu ortamlarda mücadele veren, hayata tutunmaya çalışan, helal rızık peşinde koşan tüm çalışanlarımıza buradan selamlarımızı iletiyorum. 1 Mayıs’ın tüm emekçilerimizin yaşadığı sorunların, iktidara bir kez hatırlatılması ve çözümler üzerinde çalışması için de bir vesile olmasını diliyorum” dedi.
Şu anda ülkeyi yönetenlerin, "kuru hamasetin, içi boş sloganların arkasına saklanıp, milletin gerçek gündemini, gerçek sorunlarını ısrarla ve inatla görmekten kaçındıklarını" söyleyen Babacan, mevcut sorunların yanına her gün yeni yeni sorunlar, krizler eklendiğini belirtti. Babacan, şöyle konuştu:
"Durmadan ülkeyi kötüleştirecek adımlar atıyorlar. Durmadan yarınlarımız karartacak hatalar yapıyorlar. Ülkemizi tam gaz uçuruma sürüklüyorlar. Oysa geçen hafta ülkemizin en önemli sorunu kendini bir kez daha hatırlattı. Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız 6 şiddetindeki İstanbul depremi, gerçekleri bağıra bağıra söylüyor. Deprem, ‘İktidardakiler beni duyuyor musunuz?’ diyor. ‘Deprem bölgesinde yaşıyorsunuz, unuttuysanız hatırlatayım’ diyor. ‘Her an gelebilirim, daha kendimi nasıl anlatayım. Önlem alın’ diyor. Kaza geliyorum demez ama deprem geliyorum diyor. Fakat iktidardan tedbir adına kayda değer bir ses yok, duymazdan geliyorlar, kulaklarının üzerine yatıyorlar. Muhalefet belediyeleri ise duyuyorlar fakat yapacaklarını bilmiyorlar. Merkezi hükümette de yerel yönetimlerde de yıllar yıllı öylece beklemiş, çözüm yolunu tartışmamış, plan proje üretmekte geç kalınmış yöneticilerle karşı karşıyayız. Yetmiyor, iktidar ve ana muhalefet daha artçı sarsıntılar henüz devam ederken birbirlerine giriyorlar. ‘Evim üzerime yıkılabilir’ diye her an endişe ile yaşayan vatandaşlarımız ise maalesef kimsenin umrunda bile değil. Kaygı içinde anne ve babasına ulaşmaya çalışanlarlar, o panikle sokağa fırlayanlar, geceyi soğukta, sokakta geçirenler kimsenin umrunda değil. Varsa yoksa birbirlerini suçlama, varsa yoksa sorumluluğu birbirlerine atma.
Sayın Erdoğan, çok istediniz tek yetkili oldunuz. Dediniz ki ‘Bana tam yetkiyi verin, bakın işler nasıl düzelecek.’ Milletimiz de ‘görelim bakalım, al yetkiyi’ dedi. Artık arkasına sığınacak hiçbir mazeretiniz yok. Yedi yıl oldu yahu. Tam yetkiyi elinize aldığınız 2018 yılından bu yana İstanbul depremine hazırlık olarak ne yaptınız, kentsel dönüşüm için neyi beklediniz, niçin bu konuda daha kapsamlı bir yol haritanız yok, niçin ısrarla ve inatla ‘Kanal İstanbul’ demeye devam ediyorsunuz, milletimizin canının sizin için hiç kıymeti yok mu, yıllar geçmiş daha yeni mi aklınıza geldi de ‘Bundan sonra bütün enerjimizi bu konuya vereceğiz’ diye açıklama yapıyorsunuz? 1994- 2025 arkadaşlar. Deprem de yer altındaki sismik hareketler de durmadan açığa çıkıyor. Arka arkaya İstanbul sarsılıyor. Tam 31 sene sonra Sayın Erdoğan diyor ki ‘Bundan sonra enerjimizi depreme vereceğiz.’ Kabineden biri ise ‘Üç yılda İstanbul’u toplarız’ yahu kaç tane üç yıl geçmiş arkadaş. Yeni mi aklınız başınıza geliyor. Daha önce neredeydiniz. Aynı soruyu İstanbul'u yönetenlere de sormak istiyorum, 2019’dan bu yana depreme hazırlık için ne yaptınız, açıklayın, bilelim."
"Birbiriniz ile didişiyorsunuz, milleti kutuplaştırıyorsunuz"
Babacan, merkezi hükümette de yerel yönetimde de görevi olan herkese seslenmek istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Deprem meselesini yönetmeye niyetiniz yoksa bu işi bırakın, vatandaşa hizmet etmeye niyetiniz yoksa, deprem için gerekli önlemleri alma beceriniz yoksa sorumluluğu birbirinize atıyorsanız bu işi derhal bırakın, bu milletin sırtına yük olmayın, bu iş gönül işi. Hükümet bir yandan belediyeler bir yandan el ele verdiler, ülkeyi dev bir enkaza dönüştürmeye niyet ettiler. Hükümettekilere ‘Kardeşim sen iktidar değil misin? Önlem al’ diyorsun. Duymazdan geliyorlar. Deprem diyorsun, onlar ‘Kanal İstanbul’ diyor. Ötekilere ‘Kardeşim elinizin altında kaç tane belediye var bari siz bir şeyler düşünün, önlem alın’ diyorsunuz. ‘Hükümet bizi engelliyor… Bana söyleme, onlara söyle’ diyorlar. Mazeret, mazeret, mazeret. Şunu aklınızın bir köşesine yazın. Şu anda birbiriniz ile didişiyorsunuz, milleti kutuplaştırıyorsunuz, milleti ayrıştırıyorsunuz ama deprem parti ayırmayacak. Deprem, ‘üçüncü kattaki bizden, ikinci kattaki onların partisinden’ demeyecek. O yüzden üstüne basa basa söylüyorum. Enkazlar bizi eşgüdüme mecbur etmeden, Allah korusun ölüm bizi iş birliğine zorlamadan biz birbirimizle konuşmak zorundayız.
Yaşarken el ele vermek zorundayız. Hükümete sesleniyorum. İnsanlarımızı tozun toprağın altında bırakacak bu felakete karşı önlem alın. Elinde çok sayıda belediye onlarda da sesleniyorum, ‘Son seçimlerde en çok oyu biz aldık’ diyorsunuz. Madem öyle buyrun, yerelde gereğini yapın. Millet çözüm istiyor. İşin en başında ‘Şehircilik ve Afet Yönetimi Bakanlığının’ kurulması var. Siz AFAD’ı bir bakanlığın altındaki önemsiz bir kurum olacak şekilde aşağılara iterseniz, ‘Bu ülkede tek bir önemli bakan var o da Cumhurbaşkanlığı’ derseniz, deprem gelip vurduğunda, apışıp kalırsınız. Aynı Kahramanmaraş depremlerinde ilk 48, 72 saat donup kaldığınız gibi. Hiçbir şey yapamadığınız gibi. Öyle olmaz. Koordinasyon istiyorsanız yetki vereceksiniz. ‘Tüm yetkiyi ben kendi elimde topladım’ derseniz, deprem anında herkes size bakar, siz de aynı tavşanların otomobillerin far ışığında kilitlenip kaldığı gibi deprem karşısında kilitlenip kalırsınız.Deprem olduğunda kimse cumhurbaşkanına, bakana sormak zorunda olmamalı."
Babacan'dan Erdoğan'a "kumar" sitemi: "İzlemeye devam mı edeceksiniz?"
Ali Babacan, yasa dışı kumar bağımlılığına dikkat çekerek, "İktidardakiler, öyle kafanızı kuma gömerek bu utançtan kaçmak yok. Sürekli sizin yüzünüze vuracağız bunu. Siz aile kurumunun dibine dinamiti döşediniz, ülkede bitmiş olan kumarı el birliğiyle yeniden canlandırdınız. Elinizi vicdanınıza koyun" ifadelerini kullandı.
Kürsüden, sosyal medyada yer alan "kumar borcu yüzünden intihar, biten evlilikler, borçluluk" gibi ifadeleri içeren paylaşımları gösteren Babacan, "Sayın Erdoğan hala oturduğunuz yerden izlemeye devam mi edeceksiniz? Bu suça ortak olmaya devam mı edeceksiniz?" dedi.
"Bu gece kumar fişini çekin"
Salonda bulunanlara "Siz günümüzün tek kollu canavarını görmek istiyor musunuz?" diye seslenen Babacan, kürsüden üzerinde AK Parti logosunun yer aldığı kumar makinesi görselini gösterdi. Babacan'ın sözleri salonda alkışlarla karşılandı.
Babacan sözlerinin devamında, "Ya bu tek kolu canavarı siz durduracaksınız ya da milet sizi durduracak. Hemen şimdi. Kaybedecek tek bir dakika bile yok. Bu gece bu fişi çekin. Bu kumar illetine bu gece son verin" diye konuştu.