(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Greenpeace Türkiye’nin 2024 yılı pestisit raporuna ilişkin, "Salamura yaprakta yüzde 80, yeşil sivri biberde yüzde 70, ıspanakta yüzde 67 oranında limit aşımı ya da yasaklı pestisit kalıntısı saptandığı açıklandı. Tarım ve Orman Bakanlığının bu tabloya karşı sergilediği suskunluk ise sadece bir ihmal değil, halkın sağlığına karşı işlenmiş siyasi bir suçtur" dedi.

Adem, yaptığı yazılı açıklamada, Greenpeace Türkiye'nin "numune alınan ürünlerin yüzde 61’inden fazlasında birden fazla pestisit tespit edildiğini" duyuran Greenpeace Türkiye'nin 2024'e ilişkin "pestisit raporu"nu değerlendirdi.

Tarım ve Orman Bakanlığının yasaklı ya da ruhsatsız kimyasal kullanan firmaları tek tek açıklamasını isteyen Adem, açıklamasında şunları kaydetti:

“Şunu kimse unutmasın, bu ülkenin çocukları kimyasal deney faresi değildir”

“Greenpeace Türkiye’nin 2024 yılına dair açıkladığı pestisit raporu, halk sağlığı açısından vahim bir tabloyu ortaya koyuyor. İstanbul'da zincir marketlerden ve semt pazarlarından toplanan 155 sebze ve meyve örneğinin yüzde 61’inde birden fazla pestisit, yüzde 43’ünde ise kalıcı ve kanserojen etkileriyle bilinen PFAS’lı pestisit kalıntısı tespit edildi. Bu oranlar sadece gıda güvenliği değil, çocuklarımızın sağlığı ve toplumun geleceği açısından da ciddi tehdit anlamına geliyor. Daha da vahimi, ürünlerin üçte birinden fazlası, yani 51 ürün doğrudan mevzuata aykırı. Bu, bir idari zaaf değil, doğrudan halk sağlığı krizidir.

Rapora göre pestisit kalıntılarının yüzde 31,6’sı hormon sistemini bozan, nörolojik gelişimi sekteye uğratan ve kansere yol açabilecek düzeyde. Çocuklarımız bu kimyasallara yetişkinlerden katbekat daha hassas. Çünkü onların bağışıklık sistemi henüz gelişme aşamasında ve pestisitlerin uzun vadeli etkileri sadece fiziksel sağlığı değil, davranışsal ve bilişsel gelişimi de tehdit ediyor. Bu riskin bile bile görmezden gelinmesi, bir halk sağlığı politikası değil, kamu vicdanına karşı işlenmiş bir cinayettir. Şunu kimse unutmasın ki bu ülkenin çocukları kimyasal deney faresi değildir. 

“Tarım politikası değil, bir zehir yönetimiyle karşı karşıyayız”

Tarım politikası değil, bir zehir yönetimiyle karşı karşıyayız. Salamura yaprakta yüzde 80, yeşil sivri biberde yüzde 70, ıspanakta yüzde 67 oranında limit aşımı ya da yasaklı pestisit kalıntısı saptandığı açıklandı. Bu oranlar, halkın her gün tükettiği temel gıdaların sistematik şekilde zehire bulandığını gösteriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bu tabloya karşı sergilediği suskunluk ise sadece bir ihmal değil, halkın sağlığına karşı işlenmiş siyasi bir suçtur.

Pestisit kalıntısı sadece çiftçimizin değil, bu sistemi yönetenlerin de sorumluluğundadır. Tarımsal üretimi yüksek verim ve düşük maliyet uğruna kimyasala mahkum eden bu anlayış artık iflas etmiştir. 2020 yılında Greenpeace’in yaptığı benzer analizde, ürünlerin yüzde 15,6’sında mevzuata aykırılık tespit edilmişti. 2024’te bu oran yüzde 33’e çıktı. Bu artış, sistemin denetlenmediğini ve kamu sağlığının göz göre göre tehlikeye atıldığını gösteriyor.

"Ruhsatsız pestisit kullanılan 50 ürün hakkında hangi işlemler yapıldı?"

Tarım ve Orman Bakanlığına açık çağrımızdır, elinizdeki pestisit analiz sonuçlarına ilişkin kamuoyuna açık ve şeffaf bir açıklama yapın. Hangi ürünlerde limit aşımı var? Hangi üreticiler yasaklı ya da ruhsatsız kimyasal kullanıyor? Ruhsatsız pestisit kullanılan 50 ürün hakkında hangi işlemler yapıldı? Bu soruların cevabını almak toplumun en doğal hakkı.

Vatandaşımız markette aldığı meyvenin içinde kaç çeşit kimyasal olduğunu düşünmek zorunda kalmamalı. Tarımda zehirsiz dönüşüm mümkün. Temiz üretim mümkün. Güvenli gıda mümkün. Bunun için sadece siyasi irade gerekir. CHP olarak halk sağlığını önceleyen politikalarla, pestisit kullanımını azaltan değil, ortadan kaldıran organik ve ekolojik tarım politikalarını hayata geçirmeye kararlıyız. Biliyoruz ki üreticiye alternatif sunmadan yapılan denetim göstermeliktir. Kamusal destekle yaygınlaştırılacak temiz tarım yöntemleri hem toprağımızı hem çocuklarımızı koruyacak.”

Kaynak: ANKA