50 yaşındaki Önder Yüksel, 2024 yılını değerlendirirken, "Bu yıl aklımda kan, savaş kaldı. Ekonomik krizle boğuştuk. 2025 yılından hiçbir beklentim yok. Ne ekonomik, ne siyasi ne de barış açısından bir umudum var. Her şey kötüye gidiyor gibi görünüyor" dedi.
"EKONOMİ SIKINTI, KONTROL SAĞLANMALI"
80 yaşındaki Mustafa Özmen ise yaşadığı ekonomik sıkıntılara vurgu yaptı: "12 bin TL ile geçinmek mümkün değil. Ekonomik sıkıntıların çözülmesini bekliyoruz. Her şeyin fiyatı sürekli artıyor, kontrolsüz bir ortam var. Adalet, eğitim ve sağlık sisteminin düzelmesi gerekiyor. Türkiye’de halkın %90’ı zor durumda yaşıyor, ev kirası 15 bin TL olmuş. İnsan gibi yaşamak istiyoruz ama nasıl yaşadığımızı bir biz biliyoruz."
"ÇİFTÇİ VE HAYVANCILAR MAĞDUR OLDU"
Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan bir vatandaş, 2024 yılında ciddi ekonomik zorluklar yaşadıklarını belirterek şunları söyledi: "Gübre, mazot ve buğday fiyatları artarken ürün fiyatlarımız yerinde saydı. Bazı çiftçiler traktörlerini satarak borçlarını ödemek zorunda kaldı. 2025’te bu durumun düzelmesini temenni ediyoruz."
"KARDEŞİMİN GÜVENLİĞİNDEN EMİN OLMAK İSTİYORUM"
İsmail Kerem Çağlayan, güvenlik ve adalet konusundaki endişelerini dile getirdi: "2024 yılında aklımda sur olayı kaldı. Kardeşim okula giderken güvenliğinden emin olamıyorum. Adalet, eğitim ve ekonomik sorunlarımızın çözülmesi gerekiyor."
"İŞ YOK, UMUT YOK"
48 yaşındaki Ali Balta, işsizlikten şikâyet ederek, "Fabrikalar kapanıyor, iş bulamıyoruz. Hükümet ekonomik tedbir almadıkça bu durum düzelmez. Arkadaşlarımızın da durumu vahim. 2025’ten umutlu değilim, çünkü kış döneminde işsizlik daha da artıyor" ifadelerini kullandı.
"BATTIK, MAHVOLDUK"
50 yaşındaki gurbetçi Nurgül Tekin, ekonomik kriz nedeniyle halkın alım gücünün düştüğünü belirtti: "Köy yerinde ekmek bulabiliyoruz ama şehirde insanlar temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. İnşallah 2025’te fiyatlar düşer, emekliler rahat eder. Gençler iş bulamıyor, herkes perişan halde."
Vatandaşların ifadeleri, ekonomik kriz, işsizlik ve sosyal güvensizlik gibi sorunların Aksaray halkının 2025 yılına dair umutlarını ciddi şekilde azalttığını gözler önüne seriyor.
