Oruç tutmanın bir zayıflama yöntemi olmadığını vurgulayan Diyetisyen Hekim Faruk Atalan, şunları söyledi:
"Ramazan kesinlikle bir zayıflama yöntemi değildir. Oruç sırasında aşırı kilolu bireylerin bunu bir diyet yöntemi olarak görmesi yanlıştır. Uzun süreli açlık nedeniyle bazal metabolizma hızı düşmekte, bu da iftarda aşırı besin tüketimiyle birlikte hızlı yağ depolanmasına sebep olmaktadır."
İFTAR VE SAHURDA NELER TÜKETİLMELİ?
Oruç açarken yoğun tüketimden kaçınılması gerektiğini belirten Atalan, şu önerilerde bulundu:
"İftarda zeytin, hurma gibi hafif bir besinle orucu açmalıyız. Ardından bir-iki bardak ılık su içilmeli ve çorba tüketilmelidir. Çorbanın ardından yarım saat ara verilmeli, sonrasında ana öğün tüketilmelidir. Bu sayede aşırı besin tüketiminin önüne geçilir. İftardan iki saat sonra ara öğün olarak bir adet meyve ve az miktarda kuruyemiş tüketilebilir. Şerbetli tatlılardan kaçınılmalı, sütlü tatlılar ise haftada bir veya iki kez tüketilmelidir."
SAHUR MUTLAKA YAPILMALI
Sahur yapmadan oruç tutmanın yanlış olduğunu belirten Atalan, sahurun önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Sahur kesinlikle yapılmalıdır. Sahurda kahvaltılık tercih edilebilir. Yumurta, uzun süre tokluk sağlayan en iyi protein kaynağıdır ve mutlaka tüketilmelidir. Tam buğday ürünleri, lif ve posa içeriği sayesinde açlık hissini azaltır. Yoğurt bağırsak sağlığı için önerilirken, çiğ ve kavrulmamış kuruyemişler de tokluk hissiyatını artırır. Sebze ve meyve tüketimi de sahurda ihmal edilmemelidir. Çok tuzlu, hamurlu, şekerli ve kızartma ürünlerinden kaçınılmalıdır."
İFTARDAN SONRA HAREKET ŞART
Atalan, fiziksel aktivitenin önemine de değinerek, "İftardan sonra ara öğünle birlikte yürüyüş de dahil olmak üzere spor yapmalıyız. Aldığımız kalorileri harcamaya özen göstermeli ve düzenli fiziksel aktiviteyi hayatımıza dahil etmeliyiz." ifadelerini kullandı.