Umut-Sen, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından devam eden protestolara destek verdi ve işçi sınıfını greve davet etti.
İŞÇİLERİN GÜCÜNÜ GÖSTERME ZAMANI
Umut-Sen tarafından yayımlanan yazılı açıklamada, işçi sınıfının mevcut ekonomik ve sosyal adaletsizliklere karşı durması gerektiği ifade edildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Patronlara, sarı sendikalara, konfederasyon merkezlerine, siyasi iktidara gücümüzü gösterelim. Holdingler tarafından sömürülmeye, aşağılanmaya, katledilmeye dur demek için iş bırakalım. Holdingci parti, sendika, dernek, cemaat gibi yapılar tarafından yok sayılmaya karşı haysiyetimize sahip çıkmak için iş bırakalım. Unutmayalım ki bu ülkede seçilme hakkı olmayan, temsil edilmeyen tek sınıf işçi sınıfıdır. İşçi sınıfı herkesten güçlüdür, emek durursa hayat durur. Şimdi gücümüzü gösterme zamanı.”
İŞÇİLERİN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU HUKUKSUZLUKLAR
Umut-Sen, açıklamasında 23 yıllık AKP iktidarının, emeğe ve sendikalara karşı düşman bir tavır sergilediğini belirterek, işçilerin uzun süredir yoksullaşma, iş cinayetleri, düşük ücretler ve hak gasplarıyla mücadele ettiğini vurguladı. Açıklama şöyle devam etti:
“İşçiler yıllardır yoksullaşma, iş cinayetleri, düşük ücretler, hak gaspları ve her tür hukuksuzlukla karşı karşıya kalmış durumda. Bugün seçilmiş belediye başkanlarına, gazetecilere, öğrencilere, mücadeleci sendikacılara yönelik hukuksuz gözaltı ve tutuklamalar; emeğe, emek örgütlerine ve emekçi halka dönük saldırıların bir devamıdır.”
GENEL GREV ÇAĞRISININ KARŞISINDA DURAN SARI SENDİKALAR
Umut-Sen açıklamasında, sarı sendikaların işçi sınıfının gücünü bastırarak gerçek bir emek mücadelesine engel teşkil ettiğine dikkat çekti. Ayrıca, TÜRK-İŞ gibi sendikaların genel grev çağrılarını engellediğini belirtti. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Yıllardır işçi sınıfının enerjisini ve gücünü bastıran, bürokratikleşmiş ve holdinglerle uyumlu hale gelmiş sarı sendikal yapılar da bu tablonun mimarları arasında. Holdinglerin çıkarları etrafında şekillenen sendikal anlayış, gerçek bir emek mücadelesinin önündeki en büyük engellerden biridir.”
İŞÇİLERİN SİSTEME KARŞI MÜCADELESİNE DAVET
Açıklamanın sonunda, işçi sınıfının talepleriyle bu sürece dahil olması gerektiği ve kendi gücünü göstermek için 27-28 Mart tarihlerinde iş bırakma çağrısı yapıldığı belirtildi. İşçilerin bir araya gelerek, haklarını savunmak için mücadele etmeleri gerektiği ifade edildi.
"İşyerlerinde, mahallelerde, ilçelerde, köylerde tüm işçiler bir araya gelmeli; işçi sınıfı kendi göbek bağını kendi kesmelidir. İşçi sınıfı, yurttaşlık haklarımızın gasp edilmesine karşı başlayan ve adaletsizliğe karşı genel bir halk isyanına dönüşen bu sürece kendi varoluşu ve talepleri ile dahil olmalıdır."