Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Kazanlı’da gerçekleştirilen Tarımsal Destek Dağıtım Töreni’nde üreticilerle buluştu. İktidarın tarım politikaları yüzünden çiftçinin çok zor durumda olduğuna işaret eden Seçer, “Dünyanın neresine giderseniz gidin devlet mutlaka çiftçiye destek verir. Bu Amerika’da da Avrupa’da da böyle, Türkiye’de de böyle olmak zorunda. Ama bu ülkelerin bizden farkı şu, istikrarlı bir tarım politikaları var. Türkiye tarımı 22 yılda yaz-boz tahtasına döndü. Anadolu toprakları üzerindeki bir ülkenin istikrarlı bir tarım politikası yoksa yazıktır, günahtır” diye konuştu.
Kentteki üreticilere ihtiyaçlarına yönelik destekler sunan Mersin Büyükşehir’in son adresi Kazanlı Mahallesi oldu. Kazanlı’da 3 bin üreticiye sera ipi, bin üreticiye yapışkan tuzak, “Akdeniz Meyve Sineğine Karşı Hidrolize Protein Dağıtımı Projesi” kapsamında 888 narenciye üreticisine 14 bin 170 litre hidrolize protein ve Akdeniz Ziraat Odasına 1 adet toprak analiz cihazı desteği verildi.
Tarımsal dağıtımın yapıldığı Kazanlı ve Adanalıoğlu’nun örtü altı sera bölgesi olduğuna dikkati çeken ve seracılığa yönelik destekler yapacaklarını belirten Seçer, şöyle konuştu:
"ÜRETİM OLMAZSA YAŞAM OLMAZ"
“Akdeniz meyve sineği bu bölgenin çok zarar veren, çiftçinin mağduriyetini ortaya çıkaran bir zararlı haline geldi. Bizim bu yapacağımız katkılarla bu sorun çözülmez, onu söyleyeyim. Bütün kurumlar işini yapacak, öyle olursa sonuç alınır, öyle olursa refah devleti, refah ülkesi oluruz. Herkes kendi kafasına göre giderse, ülkede siyasi iktidarlar siyaseti hakim kılarsa, liyakatin olmadığı insanlar layık olmadığı göreve getirilirse işte Akdeniz meyve sineğinin popülasyonu da artar. Gıda olmazsa tarım, üretim olmazsa yaşam olmaz. Yaşamın parasal değeri, bedeli ölçülebilir mi? Çocuklarımızın, torunlarımızın sağlıklı olabilmesi için ülkemizin üretmesi lazım. Ülkemizin dışa bağımlı olmaması lazım. Bu bilinçte olduğumuz için bu destekleri yapıyoruz.”
Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak 2024 yılında tarıma toplam 119 milyon lira bütçe ayırdıklarını aktararak bu desteklerin her geçen yıl ve 2025’te de artarak devam edeceğini vurguladı. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin desteklenmeyen çiftçinin üretemez olduğunu kaydeden Seçer, şöyle devam etti:
"5 YILDA NELER YAPTIK, 25 YILDA DAHA NELER YAPARIZ"
“Mazot, gübre ve zirai ilaç pahalı. Dünyanın neresine giderseniz gidin devlet mutlaka çiftçiye destek verir. Bu Amerika’da da Avrupa’da da böyle, Türkiye’de de böyle olmak zorunda. Ama bu ülkelerin bizden farkı şu, istikrarlı bir tarım politikaları var. Bizde her alanda olduğu gibi bunda da büyük sıkıntı var. 25 yıl bir şehri, bir ülkeyi ihya etmek için çok uzun bir süre. 5 yılda neler yaptık, 25 yılda daha neler yaparız. Çok şey yapılır ama iktidara bakın, çeyrek asırda 2 ileri 1 geri. Önceden Tarım Bakanı’nın ismini çiftçi ezbere bilirdi. Şimdi sorayım, biriniz bilmezsiniz ama önceden bilirdiniz, sıkı takip ederdiniz. Biri geliyor, biri gidiyor.”
Bakanlıkların da atama usulüyle yapıldığı için yap boz tahtasına döndüğü eleştirisinde bulunan Seçer, uygulanan ve sürekliliği sağlanamayan tarım politikaları yüzünden çiftçinin çok zor durumda olduğuna işaret ederek şunları dile getirdi:
"SANKİ TÜRKİYE BİR LABORATUVAR"
“Hiç sorumluluğu da yok, sadece bir kişiye sorumlu. Tekrar bir değişiklik yapmışlar; yaz-boz tahtası. Gübre ve mazot desteği kalktı. Şimdi onun ismini değiştirdiler, önceden doğrudan destek modeli, ürüne destek, havza bazlı destek modeli vardı. Değişik değişik modeller vardı. Türkiye tarımı 22 yılda yaz-boz tahtasına döndü. Sanki Türkiye bir laboratuvar, gelen Bakanlar da asistan. Daha yeni öğreniyor, gayret ediyor ve bunun üzerinde tarımı öğrenmeye çalışıyorlar. Bu çiftçiye yazıktır, günahtır. Bir ülkenin, hele hele 86 milyon nüfusu, verimli toprakları, 3 bine yakın endemik bitkisi olan ve birçok önemli bitkinin ana vatanı olan Anadolu toprakları üzerindeki bir ülkenin istikrarlı bir tarım politikası yoksa yazıktır, günahtır.”