Kemal Kılıçdaroğluyla ilgili söz konusu iddiaları, hukukçu kimliğiyle değerlendiren Bülent Kaya, yaşanan skandalı düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görmemiz gerektiğini ifade etti. Bir ana muhalefet liderinin, bir cumhurbaşkanı adayının, seçimde de %48 oy almış bir genel başkanın, düşüncelerini açıklamış olması sebebiyle bu tarz yargı yaptırımlarıyla yüz yüze kalmasını bir demokrasi ayıbı olarak değerlendirdi.
TOPLUMSAL MUHALEFETİN SESİNİ KESMEYE DÖNÜK BİR GİRİŞİM
Özellikle toplumsal muhalefetin sesini kesmeye dönük bir girişim olduğunu belirten Kaya, sokak röportajlarından tutun da en ufak bir faaliyetin ihanetle, hainlikle suçlandığı bir süreçte daha üst perdeden bir sindirme operasyonu olarak kullanılmak isteniyor olabileceğine vurgu yaptı. Bu ve benzeri taleplerin toplumda hiçbir karşılığının olamayacağını belirtti.
“ELEŞTİRİLER AĞIR VE SERT OLABİLİR ANCAK TAHAMMÜL ETMEK GEREKİR”
Muhalefetin en doğal yapması gereken hamlenin siyasi yapıyı, siyasi iktidarı veya Türkiye'deki kötü gidişatı eleştirmek olduğunun altını çizen Bülent Kaya, bu eleştirilerin çok ağır ve sert olabileceği gibi tahammül etmek ve anlayışla karşılamak gerektiğini ifade etti.