(ANKARA) -  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM’nin açılışının 105’inci yılı dolayısıyla düzenlenen resmi törenlerin ikinci adresi Birinci Meclis oldu. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş burada düzenlene törene yaptığı konuşmada, "Biz, çocuklarımızı bugünün şartları içerisinde değil, onların yaşayacakları, onların büyüdükleri ve onların etkili olacakları çağın şartlarına göre yetiştirmek zorundayız. Bunun için, bu bayramın ikinci yüzü olan, geleceğe bakan yüzü olan çocuk bayramı da sadece bir çocuk şenliği olarak değil, çocukların geleceğini güçlendirmek için ortaya koyduğumuz çabanın sadece bir görüntüsü, yansıması olarak telakki ediyoruz. Bu vesileyle, bir kez daha 105. yıl dönümünü yaşadığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mızın bütün milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM’nin açılışının 105’inci yıl dönümü dolayısıyla Birinci Meclis’te düzenlenen törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, TBMM Başkanvekilleri Bekir Bozdağ, Gülizar Bicer Karaca ile Celal Adan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, siyasi partilerin TBMM Grup Başkanvekilleri, milletvekilleri ile siyasi parti temsilcileri eşlik etti. 

"Bizim için, Türkiye Cumhuriyeti için ve Türk tarihi için fevkalade önemli bir diriliş mekânı olan burada, böylesine sembolik, mütevazı ama sembolik bir törende bir arada olmaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum" diyen TBMM Başkanı Kurtulmuş'un konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Bu bina sadece taştan ya da ahşaptan yapılmış bir bina değildir. Bu binanın içerisinde, cumhuriyetimizin kuruluşuna giden yolda, hatta onun öncesinde, Millî Mücadele günlerinde nice önemli toplantılar yapılmış, nice derin tartışmalar gerçekleştirilmiş, nice önemli stratejik kararlar alınmıştır. Bu salonun içerisinde, bir devrin gelişmesine imza atan büyük kahramanların her birisi, fevkalade tarihimiz bakımından, önemli olan kararlar bakımından Türk tarihine yön vermiş, tabiri caizse önemli bir kırılma noktasını, önemli bir diriliş anını gerçekleştirmiştir. Sizlerin oturduğunuz sandalyelerde, masalarda oturanlar aslında birçoğunun son derece zor şartlar içerisinde buraya geldikleri; İstanbul düşman tarafından işgal edildikten sonra millî mahremiyetimizi korumak, millî birliğimizi muhafaza etmek için burada yeniden bir kurtuluş destanını başlattıklarını biliyoruz. Çoğunun, belki kendi kişisel hayatlarında büyük zorluklarla geçmiş kahramanlardı.

"Burası, bu tarafından baktığımızda, bir meclis olmanın çok öncesinde bir karargahtı, bir ordugahtı"

Bir kısmının düzenli maaşı, geliri yoktu. Her birisi Anadolu'nun farklı köşesinden gelmiş; bir kısmı da artık toplanamaz, karar alamaz duruma düşmüş olan Meclis-i Mebusan'ın üyesi olan insanlardı. Burada sadece bir meclis, sadece siyasi kararların alındığı bir mekânı değil, aynı zamanda Millî Mücadele'nin kumanda merkezi olan bir mekanı da tesis etmişlerdir. Burası, bu tarafından baktığımızda, bir meclis olmanın çok öncesinde bir karargahtı, bir ordugahtı. Burada alınan kararlar, ülkenin bağımsızlık istikametinde önemli askeri harekâtlarına da yön vermiştir. Hatta Polatlı'ya kadar düşmanın geldiği, burada toplantılar yapılırken top seslerinin dahi duyulduğu ortamda, milli kimliklerinden, bağımsızlık ülküsünden asla vazgeçmeyen o büyük kahramanlar, burada gerçekten milletin geleceğine yön verecek tarihi kararlara imza attılar. Her sene 23 Nisan'da, 23 Nisan'ı büyük bir coşkuyla kutlarken, aslında o günlerden alacağımız dersleri de önümüze koymak, bu dersleri de milletimizin bekâsı için önemli birtakım kazanımlar olarak gözden geçirmek mecburiyetindeyiz.

"Bu millet, 'Ya Allah' diyerek ayağa kalkmış ve özgürlüğüne kavuşmuştur"

O günün şartları içerisinde, bırakın topu tüfeği olmamayı, kazması küreği dahi olmayan bir millet, 'Ya Allah' diyerek yeniden ayağa kalkınmış, asla özgürlüğünden, asla hürriyetinden vazgeçmeyeceğini bütün dünyaya ilan etmişti. Kolay değildir; ülkenin her yerinde yoklukların, kıtlıkların ve savaşın verdiği mağlubiyetin ortaya koyduğu zor şartlar, aslında esaretin şartlarından daha ağır şartlardır. Ona rağmen boyun eğmeyen, ‘eyvallah’ demeyen, yeryüzünde Allah'tan başka hiç kimsenin karşısında eğilmeyeceğini ilan etmiş olan bu millet, 'Ya Allah' diyerek ayağa kalkmış ve özgürlüğüne kavuşmuştur. İşte bu meclis, o özgürlük meşalesinin en kuvvetli yakıldığı ordugâh; onun siyasi kararlarının alındığı en önemli merkezdir.

"Hiç şüphesiz, Birinci Meclis aslında adı konulmasa da cumhuriyetin bir şekilde ilan edildiği bir meclisti"

Bir diğer önemli hususiyet ise, henüz cumhuriyet kurulmamış olmakla birlikte, burada bir araya gelenler, Meclis-i Mebusanların üyeleri ile birlikte oluşturdukları o bir mecliste aslında cumhuriyete giden yolun da taşlarını döşemişlerdir. Hiç şüphesiz, bir araya gelen insanların birinci umdesi hürriyet ve özgürlük ise, ikinci umdesi ise bağımsızlık ve millî egemenlikti. Yani milletten başka bir egemenlik olmadığını, milletten başka söz ve karar sahibi olmadığını bilerek harekete başladılar ve yollarını açtılar. Sonradan biliyorsunuz, cumhuriyet şekillendi, sonradan gerçekleşti. Ama hiç şüphesiz, Birinci Meclis aslında adı konulmasa da cumhuriyetin bir şekilde ilan edildiği bir meclisti; cumhuriyete giden yolun taşlarının açık bir şekilde ortaya konulduğu bir meclisti. Dolayısıyla, Birinci Meclis'te bir araya gelen o kahramanların ikinci temel umdesi millî egemenlikti, millî iradeye bağlılıktı. Aynı şekilde Meclis'te bir araya gelen önemli insanların önemli kararlarından birisi de milli kimliğe, milli değerlerimize, kültürümüze ve maneviyatımıza sahip çıkma arzusu ve iştirakıydı. Bir araya gelen insanlar en zor şartlarda, en zor olanı başardılar ve bizim önümüzü açtılar. Onların bu salon içerisinde konuştuklarıyla, ortaya koyduklarıyla, sözlerini ilham olarak her sene önümüze koymalı, tekrar tekrar aynı umdeler etrafında milli birliğimizi ve beraberliğimizi tesis etmeliyiz.

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı minnetle, şükranla yad ediyoruz"

İnsanlık tarihinin en zor kurtuluş mücadelesinden birisini veren başta Birinci Meclis'imizin Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'mizin ilk cumhurbaşkanı, İstiklal Harbi'mizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı minnetle, şükranla yad ediyoruz. Onların mirasına sahip çıkmak, onların gösterdiği bu istikamette yürümek, çağın gerekliliğini de yerine getirerek daha ileriye, daha güçlü bir şekilde taşımak da hepimizin vazifesidir.

"Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mızın bütün milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum"

Bize bu bayramı çocuk bayramı olarak bırakanlar, aslında çocuk bayramı ile de bize bir ders, bir vasiyet bıraktılar. O da şudur: Biz, çocuklarımızı bugünün şartları içerisinde değil, onların yaşayacakları, onların büyüdükleri ve onların etkili olacakları çağın şartlarına göre yetiştirmek zorundayız. Bunun için, bu bayramın ikinci yüzü olan, geleceğe bakan yüzü olan çocuk bayramı da sadece bir çocuk şenliği olarak değil, çocukların geleceğini güçlendirmek için ortaya koyduğumuz çabanın sadece bir görüntüsü, yansıması olarak telakki ediyoruz. Bu vesileyle, bir kez daha 105. yıl dönümünü yaşadığımız Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'mızın bütün milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum."

Numan Kurtulmuş konuşmasının ardından özel defteri imzaladı. Kurtulmuş ve konuklar, törenin ardından Birinci Meclis önünde Ankara Kulübü Seymenlerinin gösterilerini izledi.

 

Kaynak: ANKA