Adana’daki Arap Alevi kadınlarla yapılan bir görüşmede, hem Suriye’deki acıların hem de kimliklerini koruma mücadelesinin izleri ortaya çıktı.
Adana’nın Yüreğir ilçesinde yaşayan Huriye Kilis, Suriye’deki Alevi halkının kimliklerinden dolayı öldürüldüğünü ve yerinden edildiğini vurguluyor. Kilis, “Bizim tarihimizde de benzer acılar var. Alevi kimliğimizin bedelini her gün ödüyoruz. Kadınlar olarak bu acıyı derinden hissediyoruz. Savaş, sadece kimliklerimizi değil, yaşamımızı tehdit ediyor” diyor. Savaşın arkasındaki iktidarların, azınlıkları birbirine düşürmeye çalıştığını belirten Kilis, Alevi kadınların hem toplumda hem de savaşta hedef alındığını ifade ediyor.
"KİMLİĞİME GURURLA SAHİP ÇIKIYORUM"
Feride Işıl Peynirci ise Suriye’de yaşanan katliamları kabul edilemez olarak değerlendiriyor. Türkiye’de de Alevi kimliğine yönelik ayrımcılığı deneyimlediğini söyleyen Peynirci, inancından, kültüründen ve dilinden dolayı ayrımcılığa uğradığını belirtiyor. "Alevi olduğumu gizlemek zorunda kaldım, ancak şimdi bu kimliğime gururla sahip çıkıyorum" diyor.
Peynirci, Türkiye’deki Arap Alevi kadınlarının, Suriye’deki kadınlarla güçlü bir dayanışma içinde olduğunu belirtiyor. Bu dayanışma, hem savaşın yarattığı acılara karşı bir tepki hem de kimliklerin yok olmasına karşı bir direncin ifadesi olarak ortaya çıkıyor. Peynirci, “Türkiye’de dayanışmamız, onların sesini duyurabilmemiz için çok önemli” diyor.
TÜRKİYE'DEKİ ARAP ALEVİ KADINLAR ENDİŞELİ
KESK Eski Eş Genel Başkanı Şükran Yeşil, Suriye’de HTŞ tarafından gerçekleştirilen katliamlarda binlerce Alevi’nin katledildiğini ve bunun Türkiye’deki Arap Aleviler arasında büyük bir korku ve kaygıya yol açtığını aktarıyor. Yeşil, Suriye’deki Alevi soykırımının Türkiye’ye sıçramasından endişe duyduklarını ifade ediyor.
Yeşil, “Arap Aleviler olarak, yüzyıllardır bu coğrafyada kendi kimliğimizle var olmaya çalışıyoruz, buradayız ve hiçbir yere gitmiyoruz” diyor. Ayrıca, Suriye’deki Alevi soykırımının durdurulması için dünya genelinde daha güçlü seslerin çıkması gerektiğini belirtiyor.
Türkiye’deki Arap Alevi kadınlarının söyledikleri, sadece bir bölgenin acılarını değil, tüm bir halkın mücadelesini gözler önüne seriyor. Geçmişte yaşadıkları acıları unutmayan bu kadınlar, Suriye’deki Alevi halkının yaşadıklarına dair derin bir empatiyle bağ kuruyor ve daha güçlü bir dayanışmanın önemine vurgu yapıyorlar.