Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen programda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün bu programı gerçekleştirirken, maalesef sınırlarımızdan sadece birkaç yüz kilometre uzakta aylardır süren büyük bir soykırıma tanıklık ediyoruz. İsrail'in Gazze’ye yönelik 14 ay önce başlattığı saldırılarda bugüne kadar yaklaşık 50 bin Filistinli kardeşimiz hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin yüzde 70’ten fazlasını masum çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. İsrail'in Lübnan'a kadar uzanan saldırganlığının en büyük mağdurları da yine kadınlar ve çocuklar.
"TÜRKİYE OLARAK, DEVLETİMİZ VE MİLLETİMİZLE SİZLERİN YANINDAYIZ"
Bu katliamlar karşısında, Filistin’in onurlu ve cesur kadınları, zalime boyun eğmeyen kararlı duruşları, bombaların altında umudu ve direnişi büyüten iman dolu yürekleriyle tüm dünyaya, tüm kadınlara örnek oluyor. Şiddete maruz kalan tüm kadınlarla olduğu gibi, sizlerle de tam bir dayanışma içindeyiz. Türkiye olarak, devletimiz ve milletimizle sizlerin yanındayız."
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET, İNSANLIĞA YAPILMIŞ BİR İHANETTİR"
"Kadına yönelik şiddet, insanlığa yapılmış bir ihanettir. İnsana, özellikle de kadınlara karşı uygulanan şiddet, asla kabul edilemez bir vandallıktır. Bu tür bir davranışa kalkışan, kadına el kaldıran, fiziki veya psikolojik şiddet uygulayan herkes hak ettiği cezayı mutlaka almalıdır ve bunu sağlamak devletin temel sorumluluklarından biridir. 6284 sayılı Kanun, kadına yönelik şiddetle mücadelenin çerçevesini net ve kesin bir şekilde belirleyerek, başka herhangi bir sözleşmeye ya da belgeye ihtiyaç bırakmamaktadır.
"'SÖZLEŞME YAŞATIR' SLOGANI, MÜCADELE ARACI OLMAKTAN ÖTEYE GEÇEMEMEKTEDİR"
Muhalefetin İstanbul Sözleşmesi üzerinden yürütmek istediği tartışmaların hiçbir somut dayanağı bulunmamaktadır. 'Sözleşme Yaşatır' sloganı, marjinal grupların ideolojik bir mücadele aracı olmaktan öteye geçememektedir. Ayrıca, bu sloganların ardına saklananlar, örnek gösterdikleri Batılı ülkelerdeki ciddi tabloyu ya bilmemekte ya da bilerek görmezden gelmektedir."
"TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFİNE ULAŞANA KADAR BU MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
"2005’te yapılan kapsamlı Türk Ceza Kanunu düzenlemesine kadar, kadına yönelik şiddet Ceza Kanunu’nda bir kavram olarak bile tanımlanmamıştı. AK Parti iktidarında bu durum tanımlanarak kadına karşı şiddet nitelikli bir suç haline getirildi. Bu nedenle, 'sözleşme değil kanunlar yaşatır' ilkesini benimsiyoruz. Ayrıca, kadına yönelik şiddetle mücadele için hazırladığımız eylem planlarını kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz. Kadınlara karşı şiddete asla izin vermeyen, şiddetsiz bir Türkiye Yüzyılı hedefine ulaşana kadar bu mücadeleyi sabırla sürdüreceğiz.
"NE HAKKIMIZI YEDİRDİK, NE DE BAŞKALARININ HAKKINI YEDİK"
Her vatandaşımızın yaşam tarzı anayasal güvencemiz altındadır. Başkalarının özgürlük alanına müdahale etmediği sürece herkes istediği gibi giyinmekte, konuşmakta, tüketmekte ve davranmakta özgürdür. Bugüne kadar milletimizin yaşam tarzına müdahale etmedik ve kimsenin bize dayatmalarda bulunmasına ya da üstenci bir dille milletimize had bildirmesine rıza göstermedik. Ne hakkımızı yedirdik ne de başkalarının hakkını yedik.
"SİNEMA VE DİZİ SEKTÖRÜNÜN DE SORUMLULUK ALARAK KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM"
Muhalefetin de bu hassasiyetlerimizi benimsemesini ve milletimize dayatmalardan kaçınmasını temenni ediyoruz. Kadına yönelik şiddet konusunda, sinema ve dizi sektörünün de sorumluluk alarak kendine çeki düzen vermesi gerektiğine inanıyorum."