MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı telefon görüşmesini anlatan Önder, Bahçeli'nin sağlığını sorduğunu ve kendisinin de aynı şekilde karşılık verdiğini belirtti.
Önder, görüşmede "Barışı görelim ondan sonra Allah emanetini alsın" dediğini, Bahçeli’nin ise "Olur mu efendim, daha barış halayı çekeceğiz, kendinize kondurmayın" şeklinde yanıt verdiğini ifade etti. Bahçeli’ye "Çiviyi arşı alaya çaktınız, henüz değerlendirmeye boyumuz yetmiyor" dediğini aktaran Önder, bu konuşmanın ardından Bahçeli’yi ziyaret ettiklerini söyledi.
"BAHÇELİ, SİYASİ HAYATTAKİ EN ZARİF İNSANLARDAN BİRİ"
Önder, Bahçeli’nin birebir ilişkilerde zarif biri olduğunu belirterek, "Ahmet Türk cezaevindeyken açıkça tutuksuz yargılanması gerektiğini söyledi ve bu görüşünün arkasında durdu" dedi. Daha önce farklı partilerin milletvekilleriyle tokalaştığını, taziyelerde aradığını ve siyaseten en sert tartışmalara rağmen insani yönünü koruduğunu belirtti.
"BU KONU, BAHÇELİ İLE ÇÖZÜLEBİLİR DEMİŞTİM"
Önder, 11 yıl önce çözüm sürecinin sarsıntıya uğradığı dönemde bu meselenin Devlet Bahçeli ile çözülebileceğini düşündüğünü söyledi. "Bu işte ciddiyet ve samimiyet iki altın anahtar. Canlar söz konusu ve zamanın telafisi yok. O nedenle çözüm sürecinde ciddiyet ve samimiyet şart" dedi.
Bahçeli’nin açıklamalarını okuduktan sonra Meclis’teki toplantının dağıldığını belirten Önder, Ahmet Türk ile odasına geçtiğini ve kısa süre sonra Bahçeli’nin makamından bir telefon geldiğini söyledi. "Görüşmek istediklerini söylediler, diafona aldım, Ahmet Abi de dinliyordu" dedi.
Telefon görüşmesinin ardından Bahçeli’yi ziyaret ettiklerini belirten Önder, "Kapı kapandıktan sonra sanki iki farklı siyasi partinin mensupları değil, köy odasında toplanmış, azami saygıyla konuşan iki bilge kişinin sohbetine tanıklık ettik" ifadelerini kullandı. "Kürsülerde dinlediğimiz sert söylemlerin arkasında kaygılar, talepler ve kararlılık vardı" diyerek, görüşmenin saygılı bir atmosferde geçtiğini belirtti.