Yargılanan 5 sanığın duruşması, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 185’inci maddesi uyarınca kapalı oturumda yapılacak.

Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, davaya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte müdahil olacaklarını belirterek, sivil toplum örgütleri ve baroların davaya katılım çağrısı yaptığını söyledi. Gürcün, olayın başından itibaren süreci yakından takip ettiklerini ifade ederek, “Yetişkinler ile suça sürüklenmiş çocukların yargılanması bir arada olacağından, duruşmalar kapalı yapılacak. Sanıklar, müdafiler ve avukatlar dışında kimsenin duruşma salonunda bulunmaması gerekiyor,” dedi.

"SILA BEBEK DAVASI TOPLUMSAL FARKINDALIK İÇİN ÖNEMLİ"

Gürcün, davanın sadece Sıla bebek için değil, Türkiye’de artan çocuklara yönelik şiddet ve istismar vakalarına dikkat çekmek açısından da önem taşıdığını vurguladı. “Bu dava, toplumsal farkındalık yaratılması adına bir süreç. Tıpkı Narin davasında olduğu gibi kamuoyunun bu davaya sahip çıkması gerekiyor. Bu nedenle sivil toplum kuruluşları, çocuk hakları dernekleri ve barolar olarak bizler bu davayı yakından takip edeceğiz,” dedi.

Gürcün, yargılamadan adil bir sonuç çıkmasını beklediklerini ifade ederek, “İddianamede çeşitli bulgular mevcut. Ancak netleştirilmesi gereken noktalar da var. Yetişkin zanlının benzer suçlar işleyip işlemediği, çocukların kabul ettikleri ifadeler, deliller ve adli tıp raporları geniş bir şekilde tartışılmalı. Gerçeklerin ortaya çıkarılması, adaletin yerini bulması için bu süreçte elimizden geleni yapacağız. Sıla bebek bizden adalet bekliyor,” diye konuştu.

DAVAYA MÜDAHİL OLUNACAK

Tekirdağ Barosu’nun, davaya soruşturma aşamasında verdiği şikayet dilekçeleriyle katıldığını belirten Gürcün, kovuşturma sürecinde de müdahil olarak yer alacaklarını dile getirdi. “Bu dava, çocuklara yönelik şiddet ve istismar olaylarının önlenmesi adına atılması gereken adımlara ışık tutacak önemli bir örnektir. Biz, hukukun tüm gerekliliklerini yerine getirerek Sıla bebeğin anısını yaşatmak için çalışacağız,” dedi.

Sıla bebeğin ölümüyle ilgili dava süreci kamuoyunda büyük ilgiyle takip ediliyor. Dava, hem yargının adil bir şekilde işlemesi hem de çocuklara yönelik şiddet ve istismarın önlenmesi adına toplumsal bir farkındalık oluşturması açısından önem taşıyor.

NE OLMUŞTU?

Malkara ilçesinde yaşayan Bakiye Yeniçeri, 2 Ağustos’ta vücudunda morluklar bulunan kızı Sıla Yeniçeri’yi Malkara Devlet Hastanesi’ne götürdü. Annesi, çocuğunun komşularından biri tarafından düşürüldüğünü iddia etti. Ancak, muayeneden sonra Sıla tekrar ailesine teslim edildi.

8 Eylül’de tekrar hastaneye götürülen ve baygın halde bulunan Sıla’nın darp izleri ve morlukları tespit edildi. Durumu ağırlaşan çocuk, Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Muayene sırasında beyin kanaması geçirdiği ve fiziksel şiddet gördüğü ortaya çıktı. Sıla bebeğin DNA örnekleri incelenmek üzere Tekirdağ Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

 Olayla ilgili olarak anne Bakiye Yeniçeri, dini nikahla birlikte yaşadığı Sanlı Ö. (57), komşusu Kani A. ve komşunun çocukları G.K. (14) ile K.A. (13) gözaltına alındı. Beş şüpheli de tutuklandı. Ancak, Kani A. daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sıla Yeniçeri, 7 Ekim’de yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetti.

SANIKLARA VERİLEN CEZALAR BELLİ OLDU

Soruşturmayı yürüten Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı fezleke, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Başsavcılık tarafından hazırlanan iki ayrı iddianamede, sanıklar için şu cezalar talep edildi:

  • Bakiye Yeniçeri: "İhmali davranışla kasten insan öldürme", "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "Aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali" suçlarından toplam 67 yıl hapis cezası.
  • Sanlı Ö.: "Suçu bildirmeme ve gizleme" suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası.
  • Kani A.: "Çocuğun cinsel istismarı" ve "Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 28 yıl 6 ay hapis cezası.
  • G.K. ve K.A.: Suça sürüklenen çocuklar hakkında toplamda 114 yıl hapis cezası ve K.A. için "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.

ADLİ TIP GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARMIŞTI

İstanbul Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporuna göre, Sıla bebeğin ölümü künt kafa travmasına bağlı kafa içi kanama sonucu meydana geldi. Bilirkişi raporunda bebeğin cinsel istismara uğradığı belirtilirken, vücudunda ısırık izleri tespit edildi ve bu izlerin K.A.’nın DNA profiliyle uyumlu olduğu ifade edildi.

SILA BEBEĞE AİT KANLI BEZİ ÇÖPE ATMIŞ

Anne Bakiye Yeniçeri, savcılıktaki ifadesinde, Sıla’nın bezinde kan gördüğünü, bu durumu kimse fark etmesin diye bezi çöpe attığını söyledi. Ancak daha sonra ifadesini değiştirerek, psikolojik durumunun kötü olduğunu ve önceki beyanlarının doğru olmadığını savundu.

İddianamede, Bakiye Yeniçeri’nin çocuğuna karşı bakım ve koruma yükümlülüğünü yerine getirmediği, ihmal sonucu Sıla bebeğin ölümüne neden olduğu belirtildi. Ayrıca, annenin cinsel istismarla ilgili kuvvetli bir delil olan kanlı bezi imha ettiği ve olayı yetkili makamlara bildirmediği ifade edildi.

  • Kani A., suçlamaları reddederek, çocuklara hiçbir şekilde zarar vermediğini iddia etti. Ancak, adli tıp raporunda Sıla’nın tırnaklarında Kani A.’nın DNA’sına rastlandığı belirtildi.
  • Sanlı Ö., suçlamaların iftira olduğunu öne sürdü ve durumu yetkili makamlara bildirmemesini Bakiye’nin anlattıklarına inanmadığı şeklinde savundu.

Hazırlanan iki iddianame, Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirildi. Yargılama süreci devam ederken, kamuoyu davayı yakından takip ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ