Mersin doğumlu 33 yaşındaki Halil Navgasın, 2014 Eylül ayında iş uygulama okulunda göreve başladığını, 10 yıldır İstanbul’da özel eğitim öğretmeni olarak çalıştığını belirtti.

Navgasın, icra ettiği özel eğitim öğretmenliğinde en zorlandığı konuların arasında; sınıf dışında ellerinde olmayan prosedür kaynaklı olayların, öğrenciye uygun olmayan koşullarda çalışmanın ve okuldaki yetersiz kaynakların yer aldığını söyledi.

“ÖĞRENCİLERİMİN YENİ BİR ŞEY ÖĞRENDİĞİNİ GÖRMEYİ SEVİYORUM”

Mesleği ile ilgili en sevdiği durumların başında öğrencilerinin yeni bir şey öğrendiklerini görmenin, çoğu zaman problem olan bir davranışlarının ortadan kalkmasının bulunduğunu anlatan Navgasın, özel eğitim öğretmenliğinin kendisinde sabır, farkındalık, olay ve kişilerde beklentiyi ayarlama becerisi, çözüm bulma becerisi, kriz anı yönetimi gibi özellikleri geliştirdiğini aktardı.

“SADECE DİL ODAKLI BİR İLETİŞİM KULLANMIYORUZ”

Navgasın, ortaokul (12-15 yaş aralığı) otizm sınıfıyla çalıştığını ifade ederek öğrencileri ile ne şekilde iletişim kurduğu konusunda şunları söyledi: “Özel bir yöntem denemez ama sadece dil odaklı bir iletişim kullanmıyoruz. Göz teması bile bir öğrenciyi anlamak için yeterli olabiliyor. Bu öğrenciden öğrenciye farklılık gösterebiliyor.”

“EĞİTİMİN BİTTİĞİ YER OLARAK GÖRÜYORUM”

Bazı kurumlarda özel çocuklara uygulanan şiddet ve istismar durumlarına yönelik de konuşan Özel Eğitim Öğretmeni Navgasın, “Çok üzücü bir durum. Ne yazık ki eğitimin bittiği yer olarak görüyorum. Şiddet gören bir öğrenci her anlamda gerileyecektir ve bu ne akademik bir başarı ne de bir problem davranışın sonu olacaktır” dedi.

“ŞİDDET, FARKINDALIK EĞİTİMLERİ İLE SÖNÜMLENEBİLİR”

Navgasın, çocuğa yönelik gerçekleştirilen istismar ve şiddet eylemlerinin önüne geçebilmek adına neler yapılabileceği hakkında değerlendirmelerde bulunarak “En başta öğretmenlik mesleğine uygun insanların liyakat esaslı olarak seçilmeleri gerekmektedir. Çalışan öğretmenlerin sorunları görmezden gelinmemeli, psikolojik olarak rahatlayacağı imkânlar sağlanmalıdır. Şiddet sadece okullarda değil, tüm toplum genelinde verilen farkındalık eğitimleriyle sönümlenebilir” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Şenay Güner