Pek çok insan, sakız çiğneme, yemek yerken çıkan şapırtılar, çay veya kahve içerken yapılan höpürdetme sesleri gibi günlük yaşamın içinde bulunan seslere karşı aşırı hassasiyet gösterebiliyor. Türkiye'de ve dünyada mizofoniden muzdarip kişilerin sayısı tam olarak bilinmese de bu durumdan etkilenenlerin sayısının azımsanamayacak kadar fazla olduğu belirtiliyor.
Çevrenizde sese karşı aşırı hassas olan ve bu durumun farkında olmayan kişiler olabilir. "Şunu yavaş çiğne, klavyeye hızlı basma, televizyonun sesini kıs!" gibi taleplerle çevresindekileri zor durumda bırakan mizofoni hastaları, aslında kendileri de büyük bir sıkıntı yaşıyor.
TERAPİLERLE TEDAVİ MÜMKÜN MÜ?
Bu tür seslerin insanları öfkelendirdiğine dikkat çeken uzmanlar, "Bazı insanlarda büyük bir rahatsızlık ve öfkeye sebep olan bu duruma 'mizofoni' deniyor. Sosyal ilişkilerde zorlanan mizofonikler, 'Kabul ve Sadakat Terapisi' ile bu rahatsızlığa karşı tolerans geliştirebilir." diyor.
HAYATI NASIL ETKİLİYOR?
Mizofoni, Yunanca'da 'nefret' anlamına gelen 'misos' ve 'ses' anlamına gelen 'fone' kelimelerinin birleşiminden oluşuyor.
Mizofoniye sahip bireyler, çevrelerindeki doğal seslere karşı aşırı hassasiyet göstererek, bu seslerden kaçınma ya da ortadan kaldırma çabasına giriyorlar. Ancak bunu başaramadıklarında, çevreden uzaklaşma, kaçınma ve sosyal izolasyon gibi durumlarla karşılaşabiliyorlar.
MİZOFONİKLERİN KATLANAMADIĞI SESLER
Mizofoniye sahip bireylerin en çok rahatsız oldukları sesler arasında şunlar yer alıyor:
· Sakız çiğneme, yemek esnasında ağızdan çıkan sesler, yüksek sesle yutkunma ve höpürdetme
· Nefes alma, horlama, üfleme ve boğaz temizleme
· Kalem tıklatma, tırnak kesme ve çıtırtı sesleri
· Öksürme, dudak şapırdatma ve parmak-el-ayak sürtünmesiyle oluşan sesler
Mizofoniye sahip bireyler, yoğun öfke, kaygı ve iğrenme gibi duygular yaşayarak bu tür seslerden kaçınma eğiliminde olabilirler. Bu durum, kişinin günlük yaşamındaki işlevselliğini kaybetmesine ve sosyal hayattan uzaklaşmasına neden olabilir.
MİZOFONİ TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Psikolojik açıdan ayrı bir tanı olarak değerlendirilmese de Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) yelpazesinde ele alınan mizofoni, Kabul ve Sadakat Terapisi (Acceptance and Commitment Therapy) ile yönetilebiliyor.
Bu terapi sayesinde, mizofoniye sahip bireylerin rahatsızlık verici seslere karşı tolerans geliştirmesi, kaçınmak yerine bu seslerle başa çıkma becerisi kazanması sağlanıyor. Psikolojik esneklik kazandırılarak, işlevselliği bozan alanların terapide ele alınması bireyin sosyal yaşama uyum sağlamasına yardımcı oluyor.