Konuya ilişkin 28 Şubat 2022 tarihinde görülen karar duruşmasında, sanıklar  Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun “bilinçli taksirle öldürme” suçu kapsamında 16 yıl 3 ay, Hasan Ali Velioğlu hakkında “bilinçli taksirle öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay, olayda adı geçen diğer sanıklar hakkında ise 6 yıl 8 ay hapis cezası kararı verildi. Dosya kapsamında yalnızca Yaşar Coşkun’un tutukluluğu devam ederken dava dosyası Yargıtay’a taşındı.

Minik Narin'in ölüm nedeni ve zamanı belli oldu Minik Narin'in ölüm nedeni ve zamanı belli oldu

"FABRİKAYA DENETİM EKİBİNİN GİTMEDİĞİ TESPİT EDİLDİ"

Patlama sırasında hayatını kaybedenler arasında bulunan Halis Yılmaz’ın kız kardeşi Mervenur Yılmaz geçen 4 yılda geçirdiği süreci anlattı. Patlamada yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğine değinen Yılmaz;

“Patlamadan sonra, yaşanan yargılama sürecinde, düzenli olarak denetlenen fabrikada tam bir buçuk senedir kaçak barut üretildiği ve bu barutun pazarlanmaya çalışıldığı tespit edildi. Yine düzenli olarak denetlenen bu fabrikada, kaçak ruhsatsız patlayıcı depoları inşa edildiği, yasal sınır ve kapasitesinin üzerinde patlayıcı depolandığı, denetimlerin önceden haberi alındığı, fabrikanın Çin Mahallesi adlı bölgesine denetim ekibinin hiç girmediği tespit edildi. Mahkeme heyeti tüm bu hususlar üzerinde hem fikir olmasına ve kanıtlanmasına rağmen hem savcı mütalaasına hem de gerekçeli kararla bu tespitler tek tek belirtilmesine rağmen maalesef ki denetim mekanizması hakkında suç duyurusunda bile bulunulmadı.” diye konuştu.

Açıklamalarına devam eden Yılmaz; “Patlamanın olduğu gün, biz sevdiklerimizin cenazelerini ararken patron Yaşar Coşkun’un deyimiyle ‘Cumhurbaşkanı talimatıyla’ sermayedarlara moral yemeği verildi” ifadelerinde bulundu.

DAVA SÜRECİNDE NELER YAŞANDI?

Dava sürecinde yaşananları ise şöyle aktardı:

“Süreç boyunca, patron Yaşar Coşkun başta olmak üzere sanıklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun adını anmaktan çekinmediler ve açıkçası bu katliama onları referans gösterdiler. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarını yapılan tüm usulsüzlüklerden haberdar olduğunu ima ettiler. Biz patlama süreci boyunca, sanıklar tarafından siyasilerin, Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının hatta Sağlık Bakanının dahi adı kullanılarak işçiler, aileler ve avukatlar dahi tehdit edildi. Mahkeme heyetine ‘Siz daha gençsiniz. Daha iyi yerlere gelirsiniz’ gibi imalarla aleni bir şekilde gözdağı verildi ve sonuç olarak maalesef ki olması gereken cezalar çıkmadı.”

“ADALET ARAYIŞINA SES OLALIM”

Hendek İşçi Katliamının 4. yılına girildiğini ifade eden Yılmaz, “3 Temmuz’da fabrika önünde bir anmayla kaybedilen işçileri anacağız. Biliyorum, çok fazla sosyal hafızaya kazınmış, araştırmamız, peşinden koşmamız ve adalet aramamız gereken çok fazla sosyal cinayet var. Biliyorum, ülke gündemi çok hızlı değişiyor, ama ben Hendek işçi katliamının dördüncü yılında o fabrika önünde, o suç mahallinde yalnız olmak istemiyorum. Bugün Anka Haber Ajansı aracılığıyla bütün duyarlı kamuoyuna seslenmek istiyorum. Çünkü biz, bugün bu cinayetlerin, bu adalet arayışlarının peşine düşüp ailelere destek olmazsak maalesef ki yarın bir yenileri eklenecek. Yarın sevdiklerimize, kendimize adalet aramamak için bugün bu adalet arayışına ses olmamız gerektiğini düşünüyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi.

“SUÇ DUYURUMUZ İŞLEMSİZ BIRAKILDI”

Hendek Davası avukatlarından olan Gülşen Uzuner ise şunları kaydetti:

“Biz önlemlerin alınmamasının, tehlikeli çalışma biçiminin ‘kaza’ olmadığını, ölümlerin, yaralanmaların, işçilerin sağlığı ve can güvenliği ile ilgili hususların karlılık hesabında bir maliyet kalemi olarak değerlendirildiğini her aşamada dillendirdik. Ancak işçilerin canını önemsemeyen politikalar ve bunun yargısal karşılıkları sonucu Hendek havai fişek fabrikası patlamasında hayatını kaybeden insanların dosyası ‘kaza’ olarak değerlendirildi. Bizim argümanımızın yargısal karşılığı ‘olası kast’ idi. Yani göz yumarak, umursamayarak ölüme neden olma diyebiliriz.”

Uzuner “Henüz tek kamu görevlisine denetim vb. ihmallerinden kaynaklı açılmış dava yok. Bu konudaki suç duyurumuz işlemsiz bırakıldı. İş cinayetlerinin önüne geçilmesini yönetenler gerçekten istiyor ise gerekli tedbirlerin alınmasını kamusal tedbirlerle sağlayacak, ihlalinde sert ve caydırıcı yaptırımlar öngörecek. Adalet toplumun bütün kesimlerine gerekli ancak en çok ezilenlere, sömürülenlere, yoksullara gerekiyor. Çünkü sistem maalesef hep güçlüden yana olma eğiliminde, haklıdan yana olmak için zorlanması gerekiyor” diye ekledi.

Muhabir: Haber Merkezi