Avukatlar Hüseyin Ersöz, Enes Ermaner ve Buse Şahin tarafından sunulan 35 sayfalık dilekçede, mahkemenin verdiği kararın hukuka aykırı olduğu belirtilerek Şahan’ın serbest bırakılması talep edildi.

KENT UZLAŞISI SORUŞTURMASINA DAİR ELEŞTİRİLER

Dilekçede, Şahan hakkındaki suçlamaların temelinde “Kent Uzlaşısı” kavramı ve Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) ilişkin iddiaların bulunduğu, ancak bu iddiaların somut delillerle desteklenmediği vurgulandı. Tutuklama kararında yer alan, "PKK/KCK yapılanmasıyla bağlantılı olduğu iddia edilen Azad Barış ile HTS kayıtları üzerinden iletişim kurulduğu" yönündeki suçlamalara yönelik detaylı açıklamalar yapıldı.

AZAD BARIŞ’IN RESMİ İŞLEMLERİNE DİKKAT ÇEKİLDİ

Avukatlar, hakkında yakalama kararı bulunan Azad Barış’ın, soruşturma sürecine rağmen nasıl resmi bir şirket kurabildiği ve 5 Mart’ta İstanbul’dan Berlin’e uçabildiği sorularını gündeme getirdi. Dilekçede, Barış’ın PKK/KCK’nın siyasi alan sorumlusu olduğuna dair iddiaların hangi maddi delillere dayandırıldığının belirsiz olduğu ifade edildi.

HTS KAYITLARI SUÇLAMAYA DAYANAK OLAMAZ

Şahan ve Barış’ın telefon sinyallerinin aynı baz istasyonundan alındığı iddiasına ilişkin yapılan savunmada, baz istasyonlarının kapsama alanlarının 35 kilometreye kadar çıkabildiği, dolayısıyla aynı baz istasyonuna bağlanan kişilerin fiziksel olarak aynı ortamda bulunmalarının kesin olmadığı belirtildi. Ayrıca, operatörlerin yük dengeleme sistemleri nedeniyle baz kayıtlarının yanıltıcı olabileceği bilgisine yer verildi.

BİLİŞİM UZMANI RAPOR HAZIRLADI

Dilekçeye, adli bilişim mühendisi Tuncay Beşikçi tarafından hazırlanan bir bilirkişi raporu da eklendi. Raporda, Şahan ve Barış’ın 354 kez ortak baz kaydı verdiği, ancak bu kayıtların kişilerin yan yana bulunduğunu kanıtlamadığı ifade edildi. Baz istasyonlarının yönlü çalıştığı belirtilerek, aynı baz istasyonuna bağlanan iki kişinin birbirini hiç görmemiş olabileceği vurgulandı.

TÜRKİYE İTTİFAKI’NA YÖNELİK SUÇLAMA KABUL EDİLEMEZ

Avukatlar, soruşturmanın temelini oluşturan "Kent Uzlaşısı" kavramının, aslında CHP’nin 2024 yerel seçimlerinde uyguladığı “Türkiye İttifakı” stratejisinin çarpıtılmasıyla oluşturulduğunu savundu. Türkiye İttifakı'nın, farklı siyasi görüşlerden insanların kamusal fayda için bir araya gelmesini amaçlayan bir strateji olduğu belirtilerek, bu söylemin suç unsuru gibi gösterilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu ifade edildi.

ŞAHAN’IN CHP’DE KARAR VERİCİ ROLÜ YOK

Dilekçede, Şahan’ın CHP’nin karar mekanizmalarında yer almadığı ve Türkiye İttifakı’nın şekillendirilmesinde bir rol üstlenmediği vurgulandı. Tüm bu nedenlerle Şahan’ın tutukluluğunun hukuka aykırı olduğu ve serbest bırakılması gerektiği belirtildi.

Kaynak: ANKA