Artvin’in Borçka ilçesindeki Çifteköprü köyünde yaşam alanlarını savunmak isteyen köylülere ateş açılması sonucunda yaşamını yitiren Reşit Kibar için tepkiler sürüyor. SOL Parti üyeleri de İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan Süreyya Operası önünde bugün eylem yaptı.
Dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011’de Hopa’daki mitingi öncesinde yaşanan eylemlerde polisin sıktığı tazyikli su ve biber gazı ile fenalaşarak kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun da hatırlatıldığı eylemde, “Metin oluruz, Reşit oluruz. Kalkarız ayağa” yazılı pankart açıldı. “AKP, elini doğamızdan çek”, “Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz” ve “Reşit’in hesabı sorulacak” sloganlarının atıldığı eylemde, “Talana son, tek adam rejimine son” ve “Tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılsın” yazılı dövizler taşındı.
“TEK ADAM REJİMİ TALANDIR”
Hazırlanan ortak açıklamayı SOL Parti Kadıköy İlçe Başkanı Kardelen Özay okudu. “Tek adam rejimi yetkilerine dayanılarak ülkenin tüm toprakları, sömürüye açılarak yağmacı şirketlerin ve emperyalist tekellerin işgali altında sokuldu” diyen Özay, şunları söyledi:
“Bu katliam, her tür hukuksuzluk ve zorbalıkla sermayenin sınırsız talanının yolunu açan tek adam rejiminin bir sonucudur. Cankurtaran’da halkın tehdit ve baskılara karşı defalarca yaptığı başvuru dikkate alınmamış; yaşam alanlarının talan edilmesine karşı çıkan halkın talepleri görmezden gelinerek bir kez daha gözü dönmüş bir sömürü hırsının önü açılmıştır. Reşit Kibar, bu gözü dönmüş sömürü hırsının sonucu katledilmiş; katliamın sorumlularından hesap sormak yerine talana ve katliama karşı çıkan Dursun Ali Koyuncu ve son olarak da Hopa ilçe üyelerimiz Mutlu Akyüz ve Yıllar Kibar arkadaşlarımız tutuklanmıştır. İşte tek adam rejimi budur. Tek adam rejimi yağmacılıktır, talandır. Tek adam rejimi, ülkenin topraklarının işgal edilmesidir. Tek adam rejimi, baskı ve zulümdür. Tek adam rejimi, adaletsizlik ve hukuksuzluktur. Bugün doğasını ve yaşam alanlarını savunanlar olarak, hakları elinden alınan işçiler, emekçiler olarak, geleceği çalınan gençler ve kadınlar olarak zalimin zulmüne karşı birleşme günüdür.
“ZALİME BOYUN EĞMEYİZ”
Bilsinler ki bir kez daha Metin oluruz, Reşit oluruz; omuz omuza verip haklarımız için, geleceğimiz ve özgürlüğümüz için ayağa kalkmaktan asla geri durmayız. Asla teslim olmayız, zalime boyun eğmeyiz. Bütün yurtsever emekçi halkımızı Artvin’de ve ülkenin her yerinde direnen insanlarımızla birleşmeye çağırıyoruz. Şimdi Cankurtaran’da bir yaşam nöbeti başladı, artık o bölgede her ağaç bir Reşit, dereler Metin Lokumcu’dur. Cankurtaran’daki Hopa ve Borçka halkının taleplerini yineliyoruz: Artvin’in doğa ve yaşam alanlarını talana açan tüm ruhsat ve projeler iptal edilmelidir. Cankurtaran orman alanının ismi ‘Reşit Kibar Ormanı’ olarak ilan edilmelidir. Reşit Kibar’ın ölümünde sorumluluğu olanlar yargılanmalıdır. Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Katil şirketler memleketimizi terk edene kadar Cankurtaran’a da Kaz Dağları’na da sahip çıkacağız. Direnenler er ya da geç mutlaka kazanacak. Artvin halkının bu onurlu ve yurtsever direnişini bir kez daha selamlıyoruz.”