Ankara'nın Sincan ilçesinde şiddetli rüzgâr nedeniyle devrilen reklam panosunun, otobüs durağında bekleyen Ayşe Yavuz’un (22) üzerine düşerek ölümüne yol açmasıyla ilgili dava görülmeye başlandı. Panonun imalat ve montajını yapan firmanın yetkilisi Semih Esat Ünsal, mahkemede yaptığı savunmada, “Ailenin maddi zararını makul bir şekilde karşılamak isterim” dedi. Ayşe Yavuz’un ablası Gülser Aydın ise tepki göstererek, “Zararımızı karşılamak istiyorsa Ayşe’yi versin bize” diye konuştu. Mahkeme, sanığın tutuklanmasına karar verdi.

HAYATINI KAYBETMİŞTİ

Olay, geçen yıl 6 Haziran'da Sincan’da meydana geldi. Akşam saatlerinde etkili olan sağanak ve şiddetli rüzgâr sırasında, Sincan Belediyesi’ne ait reklam panosu temelden devrilerek otobüs durağının üzerine düştü. Şirkette sekreter olarak çalışan ve iş çıkışı spordan sonra eve dönmek için durakta bekleyen Ayşe Yavuz, panonun altında kalarak hayatını kaybetti.

Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, reklam panosunun imalat ve montajını yapan firmanın yetkilisi Semih Esat Ünsal hakkında "Bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan yargılamada, bilirkişi raporuna göre panonun temelinin 4,5 metre olması gerekirken yalnızca 1,35 metre kazıldığı, 18 metreküp beton yerine 5,40 metreküp beton döküldüğü tespit edildi.

Sanık Semih Esat Ünsal savunmasında, olaydan dolayı üzgün olduğunu belirterek, “Rahmetli kardeşimizin acısını içimde yaşıyorum. Firma yetkilisi benim, ancak kazanın gerçekleşeceğini öngöremedik. Beton firması şartnameye uygun beton vermemiş. Şartname belediye tarafından hazırlanıyor, ancak kazı derinliği buna göre ayarlanmamış. Normalde reklam işleri yapıyorum, bu iş inşaat boyutuna girdi. Önceden de totemler yaptık. Ailenin zararını makul bir seviyede gidermek isterim” dedi.

"AYŞE'Yİ VERSİN BİZE ZARARIMIZ ANCAK ÖYLE KARŞILANIR"

Ayşe Yavuz’un ablası Gülser Aydın ise mahkemede, “Neden fırtınada binalar yıkılmıyor? Neden ağaçlar sökülmüyor? Bu totemin taşıyamayacağı belliydi. Ayşe’yi versin bize, ancak öyle zararımız karşılanır. O totemin daha önce de sallandığını öğrendik” diyerek sanığa tepki gösterdi.

Ailenin avukatlarından Onur Bayraktar, olayın doğal bir afet nedeniyle yaşanmadığını belirterek, eksik beton kullanımının ciddi bir ihmal olduğunu vurguladı. Bayraktar, olayda "olası kasıt" olduğunu savunarak, davanın Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini ifade etti. Bir diğer aile avukatı Hilal Akdeniz ise, "Maalesef daha fazla para kazanmak uğruna insanların hayatı tehlikeye atılıyor. Sanık annesinin ve anneannesinin hasta olduğunu söylüyor ama bizim Ayşe’miz öldü" dedi.

Mahkeme, bilirkişi raporunda asli kusurlu olduğu belirtilen sanığın, olay sonucunda ölüm gerçekleşmesi ve istenen cezanın alt-üst sınırları göz önünde bulundurularak tutuklanmasına karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.

"PARA, KIZIMI GERİ GETİRMEYECEK"

Duruşma sonrası konuşan anne Nafize Yavuz, “Biraz olsun içime su serpildi. Acımız asla geçmeyecek ama sanığın tutuklanması içimi biraz rahatlattı. Ayşe’m parayla geri gelmeyecek. Her gün mezarına gidiyorum, 'Kuzum senin kanın yerde kalmayacak' diyorum” ifadelerini kullandı.

Avukat Onur Bayraktar ise, "Benzer olaylarda savcılıklar belediyeleri de sorumlu tutarak soruşturma yürüttü. Ancak bu davada belediye ihmali göz ardı edildi. Sanık ifadesinde, belediye görevlilerinin tüm aşamalarda denetim yaptığını söyledi. Bu nedenle belediye personelinin de sorumlu tutulması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

Kaynak: HABER MERKEZİ