Türkiye, ÖTV kapsamındaki ürün çeşitliliği açısından birçok ülkenin önünde yer almaktadır. Akaryakıt, tütün ve alkollü içeceklerin yanı sıra, motorlu taşıtlar üzerinden alınan ÖTV de dikkat çekmektedir.
Dünyada otomobil üzerinden ÖTV uygulayan az sayıda ülke bulunurken, Türkiye’de bu vergi hem doğrudan hem de dolaylı şekilde sürekli artırılmaktadır. Motorlu taşıtlardan alınan ÖTV gelirlerinin genel vergi tahsilatından çok daha hızlı artması ve her yıl bütçe hedefinin üzerine çıkması, açık ve gizli zamların bir sonucudur.
OTOMOBİL FİYATLARINA AÇIK VE GİZLİ VERGİ ARTIŞI YANSIYOR
Otomobillere yönelik ÖTV artışlarının bir bölümü doğrudan oran artışı olarak uygulanırken, diğer kısmı ise matrah dilimlerinin uzun süre güncellenmemesi yoluyla dolaylı olarak gerçekleştirilmektedir.
ÖTV ORANLARI KATLANDI
2002’de yürürlüğe giren ÖTV Kanunu kapsamında, başlangıçta %27 ila %50 arasında değişen vergi oranları günümüzde %45 ila %220 aralığında uygulanmaktadır. Özellikle matrah dilimlerinin sabit tutulması nedeniyle, %80’in altında ÖTV’ye tabi otomobil bulmak neredeyse imkansız hale gelmiştir.
MATRAH DİLİMLERİNİN GÜNCELLENMEMESİ EK YÜK GETİRİYOR
Yüksek enflasyon, birçok alanda olduğu gibi otomobil vergilerini de doğrudan etkiliyor. Araçlara uygulanacak ÖTV oranı, vergisiz satış fiyatına bağlı olarak belirleniyor. Ancak, matrah dilimlerinin uzun süre güncellenmemesi nedeniyle, otomobiller hızla üst vergi dilimlerine girerek daha yüksek oranlarda vergilendiriliyor.
Son olarak 24 Kasım 2022 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile yapılan güncellemeden bu yana matrah dilimleri artırılmadığı için, günümüz koşullarında düşük ÖTV oranına tabi otomobil bulmak mümkün olmuyor.
OTOMOBİLDEKİ VERGİ YÜKÜ DÜNYA ÇAPINDA EN YÜKSEK SEVİYEDE
Türkiye, otomobil üzerindeki vergi yükü açısından dünya genelinde ilk sırada yer alıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde 100 birim fiyatla alınan bir otomobil, Türkiye’de neredeyse iki katına mal oluyor.
Motorlu taşıtlardan elde edilen ÖTV tahsilatı, yıllık bütçe hedeflerinin üzerinde gerçekleşmeye devam ediyor. Özellikle pandemi döneminde otomobilin zorunlu bir ihtiyaç haline gelmesiyle, 2020 yılında ÖTV tahsilatı bütçenin 2,5 katına ulaştı. Sonraki yıllarda da tahsil edilen ÖTV miktarı sürekli olarak bütçe tahminlerinin üzerinde gerçekleşti.
SON 10 YILDA ÖTV GELİRİ REKOR KIRDI
2015-2024 yılları arasındaki on yıllık dönemde motorlu taşıtlardan tahsil edilen ÖTV miktarı 1 trilyon 347 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde, dolar bazında hesaplandığında yaklaşık 83,5 milyar dolar tahsil edildiği görülüyor.
ÖTV tahsilatındaki artış, genel vergi gelirlerindeki yükselişi de geride bıraktı. Son on yılda Türkiye’nin toplam vergi tahsilatı %1691 oranında artarken, motorlu taşıtlardan alınan ÖTV %3057 oranında arttı.
OTOMOBİL VERGİLERİ ENFLASYONU BESLİYOR
Otomobil üzerindeki yüksek vergi yükü, fiyat artışlarını tetikleyerek enflasyona da katkıda bulunuyor. Matrah dilimlerinin düzenli olarak güncellenmemesi, araç fiyatlarını üst vergi dilimlerine taşıyarak ek vergi yükü getiriyor. Uzmanlar, ÖTV matrahlarının ÜFE veya TÜFE oranlarına bağlı olarak güncellenmesi gerektiğini belirtiyor. Böylece, otomobillerin gereksiz yere üst dilimlerden vergilendirilmesinin önüne geçilebileceği ifade ediliyor.
SONUÇ
Türkiye’de otomobiller, sadece bir ulaşım aracı olmanın ötesinde, yüksek vergi yüküyle devletin en büyük gelir kaynaklarından biri haline gelmiş durumda. Dünyada örneği az bulunan ÖTV uygulamasının yanı sıra, sürekli artan vergi oranları ve güncellenmeyen matrah dilimleri, vatandaşın otomobile erişimini giderek zorlaştırıyor.
Vergi politikalarının vatandaş üzerindeki etkileri sorgulanmadıkça ve bu sorgulamalar siyasal tercihlere yansımadıkça, yüksek vergi yükü altında ezilmek kaçınılmaz görünüyor.