İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Irak'ta yapılan nüfus sayımında Kerkük'te "usulsüzlükler" olduğunu ifade ederek, "Kerkük'ten gelen haberlere göre, sayımda bazı usulsüzlüklerin yapıldığı ve Kerkük'ün demografik kimliğinin değiştirilmek istendiği görülmektedir, açıkça bilinmelidir ki Kerkük'ün demografik yapısının ve etnik kimliğinin değiştirilmesi girişimlerine Cumhur İttifakı sessiz kalsa da biz asla sessiz kalmayacağız. Irak'ta yapılan nüfus sayımı, Kerkük'te ortaya çıkan şaibelerden dolayı Kerkük özelinde hiç değilse iptal edilmelidir. İktidar bu konuda harekete geçmeli ve bu oldu bittiyi engellemelidir" diye konuştu. 

Ergun, konuya ilişkin şunları kaydetti: 

"GİRİŞ ÇIKIŞ GÖRÜNTÜLENDİ"

"Güneydoğu komşumuz Irak'ta 1987 yılından bu yana ilk kez genel bir nüfus sayımı gerçekleştirilmiştir. Bununla ilgili süreç, devam etmektedir. Nüfus sayımı, özellikle tarihi Türkmen kenti Kerkük'te endişe verici gelişmelere sahne olmuştur. Kerkük'ten gelen haberlere göre, sayımda bazı usulsüzlüklerin yapıldığı ve Kerkük'ün demografik kimliğinin değiştirilmek istendiği görülmektedir. Bu bağlamda, nüfus sayımına saatler kala Erbil ve Süleymaniye'den on binlerce kişinin ki bu sayının 300 bin kiyiye yakın olduğu ifade edilmektedir, Kerkük'e getirilmiş ve sayım bitinceye kadar orada kalmıştır. Sayım bittikten sonra şehri konvoylarla terk etmişlerdir. Medyada ve sosyal medyada konvoy görüntüleri, giriş ve çıkış görüntüleri yayınlanmıştır.

Buradaki amaç şudur: Kerküklü olmayan kişilerin, nüfus sayımı ile birlikte Kerkük nüfusuna kaydettirilerek, seçimde oy kullanmalarının önü açılmak istenmektedir. Böylece tarihi Türkmen kenti Kerkük'ün sadece demografik kimliğinin değil; yönetiminin de değiştirilmesi amaçlanmaktadır. Kerkük'ün girişlerinde bulunan kontrol noktalarında görev yapan 320'ye yakın Türkmen ve Araplardan oluşan güvenlik görevlisinin genel sayımdan önce gözaltına alınmış ve sayım bitiminde dün akşam itibariyle bunlar serbest bırakılmıştır. Bu sahneler, Irak'ın işgalinden sonraki dönemde, tapu ve nüfus kayıtlarının yok edilmesi gibi bir girişimi hatırlatmaktadır. 

"KERKÜK'ÜN NÜFUS KAYITLARI YAKILDI"

Bildiğiniz gibi, 2003 yılındaki Kerkük'ün tapu ve nüfus kayıtları yakılmıştır. Dolayısıyla, bu oyunların temel amacının Kerküklü olmayanların şehre kaçak girişini kolaylaştırmak olduğuna şüphe yoktur. Yani güvenlik görevlilerinin gözaltına alınmasının temel amacı budur. Türkmen elinde ve özellikle Kerkük'te soydaşlarımızın maruz kaldığı sıkıntının bu raddeye gelmesinin altında esasen iktidarın yıllardan beri uyguladığı son derece hatalı politikalar yatmaktadır. Zira iktidar, Barzani ailesiyle yakın ilişkilere girerek, Türkmenleri fiilen gözden çıkarmış KDP ve KYP'nin her türlü hukuksuzluğuna göz yummuştur, göz yummaktadır. 

"BASKICI VE AYRIMCI OYUNLAR YENİ DEĞİL"

Kerkük'te yaşananlar Kerkük'ün Barzani ve Talibani klanlarının kontrolüne girmesi için yapılan sayısız girişimlerin en sonuncusudur. Türkmenlere yönelik olarak nüfus sayımı bahanesiyle sahnelenen bu tarz baskıcı ve ayrımcı oyunlar yeni de değildir. Kerkük'ü şehrin asli unsuru olan Türkmenlerden temizlemek için, Türkmenleri sindirmek için yapılan katliamların uzun bir tarihi vardır. Biz bu kanlı tarihi unutmadık, unutmayacağız. 4 Mayıs 1924'te İngilizelrin yaptığı katliamları unutmadık. Kral Faysal'ın 1946'da gerçekleştirdiği katliamları unutmadık. 1959'da General Kasım yönetiminin yaptığı katliamları unutmadık. Saddam Hüseyin'in 1980'lerdeki katliamlarını da unutmadık, unutmayacağız.

Kerkük denildiğinde bizim aklımıza mümbit petrol kaynakları değil; soydaşlarımızın yaşadığı acı ve zulümler gelir. Türkmenlere yönelik baskı ve zulüm politikaları nihayete de ermiş değildir. Bugün Türkmen kardeşlerimiz, sadece Kerkük'te değil, Irak'ın genelinde var olma mücadelesi vermektedirler. Onların davası, yalnızca kendi haklarının değil topyekun Türk milletinin haklarının korunması davasıdır. Bizim için Kerkük'e yapılan bir saldırı doğrudan doğruya Türk milletine yapılan bir saldırı niteliğindedir. Türkmenlerin davası sıradan bir hak arayışı değildir. Bu dava, milli bir varlık mücadelesidir. Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki Kerkük sadece Türkmen elinin değil, aynı zamanda Misak-i Milli'nin de kalbi durumundadır. Bu gerçek, asla ve asla unutulmamalıdır.

"SESSİZ KALMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Türkmen kardeşlerimizin hakları gasp ediliyorsa, dilleri susturulmaya çalışılıyorsa, gök bayrakları indiriliyorsa buna sessiz kalmak bizim için mümkün değildir. Herkes şunu iyi bilmelidir, Türkmen elinin Kerkük, Telafer, Musul, Erbil, Altınköprü, Tuzhurmatı, Kifri, Karatepe, Hanekin, Diyala gibi şehirlerinde Türk kimliğine yönelik her türlü tehdit doğrudan milletimize yönelmiş bir tehdittir. Buradan açıkça ilan ediyoruz. İYİ Parti olarak, Kerkük ve Türkmen eli genelinde soydaşlarımızın haklarını savunmak, onların kültürünü, dilini ve varlığını korumak için tüm gücümüzle çalışacağız. Türkmen kardeşlerimiz asla ve asla yalnız değildir. Irak'ta yapılan nüfus sayımı, Kerkük'te ortaya çıkan şaibelerden dolayı Kerkük özelinde hiç değilse iptal edilmelidir. İktidar bu konuda harekete geçmeli ve bu oldu bittiyi engellemelidir. 

İktidar ve ortakları, Kerkük'te yaşananlara karşı kayıtsızdır. Türkmenlerin feryadına her zaman olduğu gibi bugün de kulak tıkamaktadırlar. Dışişleri Bakanlığı sessizdir. Soruyoruz Kerkük için bugün ses çıkarmayacaklarsan ey iktidar, ne zaman ses çıkaracaksın? Barzani ve Talibani peşmergelerinin Kerkük'ü ihlak etme çabalarına niçin göz yumuyorsunuz? Açıkça bilinmelidir ki Kerkük'ün demografik yapısının ve etnik kimliğinin değiştirilmesi girişimlerine Cumhur İttifakı sessiz kalsa da biz asla sessiz kalmayacağız."

Kaynak: anka