NATO’da Jens Stoltenberg dönemi sona erdi. Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Brüksel’deki NATO’daki karargahında düzenlenen törenle NATO Genel Sekreterliğini Jens Stoltenberg’den devraldı. Rutte, NATO ittifakının 14’üncü genel sekreteri oldu. Devir teslim töreninde konuşan Stoltenberg, salonda bulunanlara NATO’nun liderliğini üstlenmiş olmanın kendisi için bir onur olduğunu ifade etti. NATO’nun kendi görev süresi dahilindeki son 10 yıl içerisinde büyük ilerleme kaydettiğini vurgulayan Stoltenberg, “NATO’nun bir nesil içerisinde gördüğü en büyük dönüşüme şahit olduk. Savunmamızı güçlendirdik ve daha önce muharebe grubumuz yokken şimdi 8 muharebe grubuna kadar çıktık. Doğu kanadında onbinlerce savaşa hazır NATO askerine sahip olduk. Yüksek hazırlık seviyesindeki asker sayımız binlerle ölçülürken şimdi bu sayı yarım milyona yükseldi. Gayrisafi yurtiçi hasılanın en az yüzde 2’sini savunmaya ayıran müttefiklerin sayısı 3’ten 23’e yükseldi. Aynı zamanda NATO’yu bir kurum olarak da güçlendirdik. Ortak bütçemizi iki katına çıkararak müttefiklerimizin oluşturduğu aileye etkili bir şekilde hizmet ulaştırabilmeyi garanti altına aldık. Karadağ, Kuzey Makedonya, Finlandiya ve İsveç, ittifaka katıldı. Ukrayna ise NATO’ya daha önce hiç olmadığı kadar yakın. 2014’te Ukrayna’ya desteğimiz çok sınırlıydı. Şimdi Ukrayna’ya devasa bir destek sağlıyoruz ve yardımları Almanya’daki yeni komuta merkezimiz üzerinden koordine ediyoruz. Aynı zamanda güneyde yeni ortaklıklar inşa ettik ve Hint-Pasifik bölgesindeki ülkelerle ilişkilerimizi derinleştirdik. NATO-AB işbirliği, daha önce emsali görülmemiş seviyelere ulaştı. Avrupa ve Kuzey Amerika’nın güçlü bir NATO içerisinde birliktelikleri, ileriye giden tek yoldur. En büyük gücümüz birliğimizdir” dedi.
STOLTENBERG, VİKİNG TOKMAĞINI MARK RUTTE’YE TESLİM ETTİ
Mark Rutte’nin NATO’yu iyi bilen bir isim olduğunu ve harika bir özgeçmişe sahip olduğunu ifade eden Stoltenberg, devir teslim töreninde NATO’nun özel toplantılarında kullanılan ve ittifaka 1963’te İzlanda tarafından hediye edilen Viking tokmağını Mark Rutte’ye teslim etti.
RUTTE, NATO GENEL SEKRETERİ OLARAK ÖNCELİKLERİNİ AÇIKLADI
Rutte, Genel Sekreterlik koltuğunu devraldıktan sonra yaptığı açıklamada, “Burada bulunmak ve NATO Genel Sekreterliği görevini devralmak benim için muazzam bir onur. Bütün ülkelere, önümüzdeki yıllarda ittifaka rehberlik etme sorumluluğunu alma konusunda bana güvendiği için teşekkür etmek istiyorum” dedi.
NATO’daki görevi süresince üç önceliğinin olacağını ifade eden Rutte, “Bunlardan birincisi, NATO’nun gücünü muhafaza etmek ve savunmamızın tüm tehditlere karşı etkili olarak kalmaya devam etmesini sağlamak olacak. Bunun için daha iyi kapasitelere sahip daha fazla güce, daha hızlı inovasyona ve bunun için de daha fazla yatırıma ihtiyacımız olacak” ifadesini kullandı.
Görevinde ikinci önceliğinin Ukrayna’ya destek sağlanması ve Ukrayna’nın NATO’ya yakınlaşması olacağını vurgulayan Rutte, Ukrayna güçlü ve bağımsız olmadan Avrupa’nın güvenliğinden bahsedilemeyeceğini ifade etti. Rutte, “2014 yılında MH17 sefer sayılı uçuşu gerçekleştiren uçağın vurulmasıyla ilgili tecrübeden bildiğim üzere, çatışma Ukrayna’daki cephelerle sınırlı değil. Bu nedenle Washington Zirvesi’nde üzerinde uzlaşılan komuta merkezi, finansal vaatler ve Ukrayna’nın geri dönüşü olmayan üyelik süreci konusunda üzerimize düşenleri yapmalıyız. Bu desteği ileride de devam ettirmeliyiz çünkü Ukrayna’nın olması gereken yer NATO’dur” dedi.
Rutte, görevinde üçüncü önceliğin ise NATO’nun Avrupa Birliği ve dünya genelinde NATO ile aynı değerleri paylaşan ülkelerle olan ortaklıklarını güçlendirmek olacağını söyledi.
“ÇİN, BÖYLE DEVAM EDEMEZ”
Rutte, devir teslim töreninin ardından bir basın toplantısı düzenledi. Buradaki açıklamalarında Çin’in Rusya’nın savunma endüstrisine sağladığı desteği eleştiren Rutte, “Çin, Rus askeri endüstrisine verdiği destekle Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı sürdürmesinde belirleyici bir rol oynuyor. Çin, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’daki en büyük çatışmayı beslemeye, bu durumdan kendi çıkarları ve itibarı etkilenmeden devam edemez” dedi. Rusya’nın aynı zamanda İran ve Kuzey Kore’den de destek aldığını ifade eden Rutte, “Bu ay Avustralya, Japonya ve Güney Kore, ilk defa NATO savunma bakanları toplantısına katılacak. Onları karşılamak ve burada ortak meseleleri kendileriyle tartışmak için sabırsızlanıyorum” dedi.
“RUSYA’NIN GÜNLÜK KAYBI BİN ÖLÜ YA DA YARALI”
Basın toplantısında Ukrayna’daki savaşın ne durumda olduğu ve Ukrayna’nın savaşı kazanmakta olup olmadığı yönünde bir soru alan Rutte, “Savaş alanında durum açık bir şekilde pek kolay değil. Bir yandan Ukrayna ordusu, Rusya sınırları içerisindeki Kursk bölgesini elinde tutuyor fakat diğer yandan Rus güçleri, savaş alanında sınırlı ilerlemeler kaydediyor. Fakat unutulmaması gereken şey, bunun pahalıya mal olduğudur. En son tahminler, Rusya’nın günlük bazdaki kaybının bin ölü veya yaralı olduğu yönünde. Bunu, toplamda 500 bin ölü ya da yaralı bulunduğu bilgisinin üzerine eklemek gerekiyor” dedi.
“NÜKLEER SİLAH KULLANIMINA DAİR HERHANGİ BİR YAKIN TEHDİT GÖRMÜYORUZ”
Rusya’nın nükleer silah tehditlerine ilişkin bir soruya cevap veren Rutte, “Kremlin’den devamlı surette tehditler duyuyoruz ve Putin’in nükleer söylemleri pervasız ve sorumsuz. Ancak aynı zamanda şunu net bir şekilde ifade etmek istiyorum; nükleer silah kullanımına dair herhangi bir yakın tehdit görmüyoruz. Bırakın Putin, nükleer cephanesinden bahsetsin. Çünkü kendisi, biz de bu konudan bahsedelim istiyor ama bana göre bunu yapmamalıyız. Sadece ortadaki açık gerçeği kabul etmemiz gerekiyor; nükleer silah kullanımına dair yakın bir tehdit söz konusu değil. Önemli olan da bu. Eğer Putin’in tehditlerine boyun eğilirse, bu bir emsal oluşturur. Bir ülkenin askeri güce başvurarak istediğini alabileceği söylenmiş olur. Bunu yapamayız” dedi.
“ERDOĞAN İLE YAKIN DOSTUZ”
Türkiye’nin terörle mücadele ve müttefikler arasındaki ambargoların kaldırılması konusunda talepleri olduğu ve bu konudaki tutumunun nasıl olacağı yönündeki bir soruya cevap veren Rutte, “Evet, bu çok önemli bir mesele ve evet, bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım birçok toplantıda konuştum. Benim başbakanlık yaptığım yıllarda birlikte çalıştık. Tabii kendisi, ben başbakan olmadan önce başbakan olarak görev yapıyordu ve sonra cumhurbaşkanı oldu. Kendisiyle yakın arkadaş olduğumuzu söyleyebilirim. Terörle mücadele konusunda kendisiyle aynı fikirdeyiz ve bu, açık bir şekilde NATO bağlamında ele almamız gereken bir şey. Sadece kendisinin baskı yapması söz konusu değil, bu konuda ben de kesinlikle duyarlıyım çünkü birlikte çalışmamız gerekiyor. Bunu yapacağız, bu tartışmaları yapacağız ve ayrıca NATO dahilinde hangi tarafın kime neyi tedarik edebileceği konusunda sınırların olmaması gerektiğinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Orada bir hassasiyet olduğunun farkındayım ve bunun üzerinde çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.