Diyarbakır'ın Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından cansız bedeni 19 gün süren arama çalışmaları sonucunda 8 Eylül günü dere kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin inceleme ve soruşturma sürüyor. Aralarında annesi, ağabeyi, amcaları ve yakınlarının da bulunduğu 12 kişinin tutuklu olduğu Narin’in cinayetine ilişkin yapılan haberler ve sosyal medyadaki paylaşımlara ilişkin Güran ailesi tarafından yazılı açıklama yapıldı.

"GAZETECİLER VE SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK"

6 Ekim 2024 tarihinde bazı yayın organlarında ve sosyal medya ortamında “Narin Güran’ın baba evinde öldürüldüğü kesinleşti” haberlerinin yayımlanması üzerine kamuoyunun bilgilendirilmesi amacıyla açıklama yaptıklarını bildiren Güran ailesi, "Öldürülen Narin'in katil veya katillerinin bulunarak en yüksek ceza ile cezalandırılması ve adaletin tecellisinin öncelikli amaçları olduğu" vurgulandı. Açıklamada, kızları Narin’i menfur bir hadise sonucu kaybetmenin derin üzüntüsü ve yası içerisindeyken sosyal medya ve basın aracılığıyla hiçbir temele dayanmayan, tamamen gerçek dışı yayınların yapıldığı, başta kadınlar olmak üzere ailenin onuruna yönelik saldırıların yapıldığı ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Ailemizin yaşadığı derin ve tarif edilmez acı görmezden gelinerek bazı sosyal medya fenomenlerinin takipçi ve izlenme sayısını arttırma, bir gazetecinin ise bu acı olay üzerinden popüler olma hevesi ile insafsızca gerçek dışı haberler üretmeye ve yaymaya devam ettiği tespit edilmiş olup bu kişiler hakkında gerekli suç duyurularında bulunulmuştur” denildi.

"SALDIRILAR TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN MAĞDURİYET OLUŞTURMUŞTUR"

Yazılı, görsel basın ve sosyal medya aracılığıyla kişilerin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan saldırıların telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşturduğu ifadelerinin yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Ailemiz dahil toplum vicdanının tatmini ve adaletin tecellisi için ''Narin kızımızın kim veya kimler tarafından öldürüldüğü, neden öldürüldüğü'' sorularının şüpheye yer bırakılmayacak şekilde somut delillerle açıklığa kavuşturulması ve olayın fail veya faillerin en ağır şekilde cezalandırılması gerektiği kuşkusuzdur. Narin kızımızın katledilmesi nedeniyle ailemizin yaşadığı acıya ortak olan, Narin’ i tıpkı kendi kızları gibi benimseyip, acısını yüreğinde yaşayan ve soruşturmayı takip eden iyi niyetle olayın aydınlatılması için fikir beyan eden, herkese şükranlarımızı sunarız. Somut delile dayanmayan ön yargılarla birilerini peşinen suçlu ilan etme ve hakaret içerikli ölçüsüz ifadelerin sürekli kullanıldığını, sosyal medya ve basın aracılığıyla soruşturma dosyasının yönlendirilmeye çalışıldığı, delilsiz soyut senaryoların üretildiği gözlemlenmiştir.  Çocuğunu kaybeden bir ailenin acısına ilaveten acımasız bir şekilde kirli bilgilerle yazılı görsel basın ve sosyal medya aracılığıyla kişilerin şeref ve haysiyetine yönelik yapılan saldırılar telafisi mümkün olmayan mağduriyet oluşturmuş.”

‘Masumiyet karinesi’ gereğince suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz ilkesinin hatırlatıldığı açıklamada, “Bağımsız yargının kuracağı kesin hükme kadar kişilerin lekelenmeme hakkına saygı duyulması, ön yargılarla suçlu ilan edilmemesi, şeref ve haysiyetine yönelik saldırılardan kaçınılması gerekmektedir. 6 Ekim 2024 tarihli ‘‘Narin Güran’ın baba evinde öldürüldüğü kesinleşti. DNA incelemesi ve daraltılmış HTS kayıtlarına ilişkin raporun soruşturma dosyasına geldiği’’ şeklindeki haberlerin gerçek dışı olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığı ile avukatlarımız arasında gerçekleşen görüşmede yetkililer tarafından ifade edilmiştir. Dezenformasyonun önlenmesi için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına avukatlarımız aracılığıyla yaptığımız başvuruda kamuoyunun yetkili makamlar tarafından bilgilendirilmesi hususunda ki talebimize olumlu yanıt verilmesi beklentimiz ile doğrudan yetkili makamlar tarafından yapılmamış dayanaksız haber ve paylaşımlara itibar edilmemesini, kamuoyuna saygıyla duyurulur” denildi.

Kaynak: anka