Yapılan araştırmalar, erken doğum yapan kadınların plasentalarında da mikroplastik seviyesinin yüksek olduğunu ortaya koydu.
BEYİNDEKİ MİKROPLASTİK ORANI ARTIŞ GÖSTERDİ
1997 ile 2024 yılları arasında otopsi yapılan kişilerin beyin dokularını inceleyen araştırmacılar, mikroplastik oranında belirgin bir artış gözlemledi. Nature Medicine’de yayımlanan verilere göre:
- 2016 yılında insan beyninde 3.300 birim plastik tespit edilirken, 2024’te bu miktar %50 artarak 4.900 birime ulaştı.
- Aynı dönemde karaciğer dokusundaki plastik miktarı 100 birimden 400 birime çıkarak dört kat arttı.
- Böbrekteki artış ise daha sınırlı oldu. 2016’da 360 birim plastik tespit edilirken, 2024’te bu sayı 375’e yükseldi ve yalnızca %4’lük bir artış gösterdi.
İNSAN VÜCUDU MİKROPLASTİKLERLE KİRLENİYOR
Mikroplastikler, insan vücudunun birçok farklı bölgesinde tespit edildi. Yapılan araştırmalar, kan, meni, anne sütü, plasenta ve kemik iliğinde de bu zararlı parçacıkların bulunduğunu ortaya koydu. Mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri tam olarak bilinmese de, bazı çalışmalar bunların felç ve kalp krizleriyle ilişkili olabileceğini öne sürüyor.
DEMANS HASTALARININ BEYNİNDE MİKROPLASTİK SEVİYESİ DAHA YÜKSEK
Araştırmalar, demans hastalarının beyin dokularında mikroplastiklerin yaklaşık altı kat daha fazla olduğunu gösterdi. ABD'deki New Mexico Üniversitesi'nden Prof. Matthew Campen ve ekibi, çevresel mikro ve nanoplastik miktarının giderek artması nedeniyle bu zararlı maddelerin nörolojik hastalıklar üzerindeki etkilerinin daha kapsamlı araştırılması gerektiğini vurguladı.
MİKROPLASTİKLER HER YERDE
Plastik atıkların parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler, Everest Dağı’nın zirvesinden okyanusun en derin noktalarına kadar dünyanın her yerinde bulunuyor. İnsanlar, bu minik parçacıkları yiyecek, su ve solunum yoluyla vücutlarına alıyor.
ERKEN DOĞAN BEBEKLERİN PLASENTASINDA MİKROPLASTİK ORANI DAHA YÜKSEK
Geçtiğimiz Perşembe günü yayımlanan bir başka araştırma, erken doğum yapan kadınların plasentalarında mikroplastik oranının çok daha yüksek olduğunu gösterdi. Bunun yanı sıra yapılan deneylerde, mikroplastiklerin farelerin beyinlerindeki kan damarlarını tıkayarak nörolojik hasara yol açtığı gözlemlendi. Ancak bilim insanları, insan kılcal damarlarının daha büyük olması nedeniyle bu etkinin insanlarda oluşup oluşmayacağının kesin olmadığını belirtti.
BİLİM İNSANLARI: MİKROPLASTİKLERİN SAĞLIK ETKİLERİ DAHA İYİ ARAŞTIRILMALI
Nature Medicine dergisinde yayımlanan çalışmada, 2016 yılında ölen 28 kişi ve 2024'te New Mexico'da hayatını kaybeden 24 kişinin beyin, karaciğer ve böbrek dokuları incelendi. Mikroplastik yoğunluğunun en fazla beyinde olduğu tespit edilirken, 2024’teki beyin ve karaciğer örneklerinde 2016’dakilere kıyasla belirgin bir artış gözlendi.
ABD’nin doğu kıyısında 1997-2013 yılları arasında hayatını kaybeden kişilerden alınan beyin dokularının analiz edilmesiyle, mikroplastik oranının yıllar içinde giderek arttığı belirlendi. En yaygın bulunan plastik türü, plastik poşetler ve yiyecek-içecek ambalajlarında kullanılan polietilendi. Mikro ve nanoplastikler, toplam plastiklerin yaklaşık %75'ini oluşturdu.
MİKROPLASTİK KİRLİLİĞİ AZALTILABİLİR Mİ?
İngiltere'deki Exeter Üniversitesi'nden Prof. Tamara Galloway, son sekiz yılda beyin mikroplastik seviyelerinde %50’lik bir artış yaşandığını belirtti. Galloway, plastik üretiminin ve kullanımının artmasının bu yükselişe neden olduğunu, ancak çevresel mikroplastik kirliliğinin azaltılması halinde insan maruziyetinin de düşeceğini ifade etti.
SONUÇ: PLASTİK KİRLİLİĞİNE KARŞI ÖNLEM ALMAK GEREKLİ
Bilim insanları, özellikle beyinde biriken mikroplastiklerin vücuda giriş yolları, vücuttan temizlenme süreci ve olası sağlık etkileri üzerine daha kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğini vurguluyor. Artan mikroplastik kirliliğine karşı alınacak önlemler, insan sağlığı açısından kritik önem taşıyor.