Yıldız, Anayasa ve birçok temel kanunun yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
"ADALET, İNSANIN FITRATINDA VARDIR"
Yıldız, konuşmasında adaletin tarih boyunca tartışılan bir kavram olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: "Adalet, insanın fıtratında var olan bir duygudur. Her insan adil bir eylemi ve zulmü birbirinden ayırt edebilir. Adaleti insanlara yerleştiren, Allah’tır."
Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig eserine atıfta bulunarak, adalet ve devletin bekası arasında önemli bir bağ bulunduğunu vurguladı: "Devletin uzun ömürlü olabilmesi, halk ile kurulan adil ilişkilere bağlıdır."
Bireysel başvuru hakkının Anayasa Mahkemesi'ne 2012 yılında tanındığını hatırlatan Yıldız, bu sürecin uygulamada sorunlar yarattığını savundu. Şu değerlendirmelerde bulundu:
"Anayasa Mahkemesi kendini diğer mahkemelerin yerine koyarak karar verme yetkisine sahipmiş gibi davranıyor. Bu durum, anayasal düzene ve yargı bağımsızlığına aykırıdır."
"Bireysel başvuru hakkı yanlış uygulamalar nedeniyle yargı sistemini zayıflatan bir sistem haline gelmiştir. Bu hakkın sınırlandırılarak yeniden düzenlenmesi gerekir."
"Anayasa Mahkemesi’nin süper bir temyiz mahkemesi olarak algılanması yanlıştır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay eşit düzeyde yüksek mahkemelerdir."
MEVCUT KANUNLAR ADALETSİZLİĞİ GETİRİYOR
Feti Yıldız, mevcut kanunların bazı durumlarda adaletsizliklere yol açtığını belirterek, Ceza Kanunu, Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu ve İnfaz Kanunu gibi temel yasalarda kapsamlı değişiklikler yapılması gerektiğini dile getirdi:
"108. maddeye göre, mükerrir olan bir hükümlü, koşullu salıvermeden yararlanamıyor. Bu durum, adaletsizliklere neden oluyor. Örneğin, geçmişte 600 TL para cezası alan biri, ileride işlediği bir suçtan dolayı aldığı 20 yıl hapis cezasının tamamını kapalı cezaevinde geçirmek zorunda kalabiliyor. Bu vicdanları yaralayan bir durumdur. Yamalı bohçaya dönmüş Anayasa’yı gelin hep birlikte değiştirelim. Ceza Kanunu, Seçim Kanunu, İnfaz Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu gibi birçok alanda eksiklikleri giderelim."
Yıldız, hukuk normlarını koyma yetkisinin milletin temsilcilerine ait olduğunu vurguladı. Anayasa Mahkemesi’nin yasama organı üzerinde tahakküm kurmaması gerektiğini ifade ederek, mevcut anayasal düzenin ve yasal çerçevelerin yeniden ele alınması için tüm siyasi partilere çağrıda bulundu.
